"Bir kaç bir şey getireceğini söyledin Dean. Getirdin mi peki?"
Geri çekildim.
"Oh, evet. Sen otur çanta kapının önünde. Getiriyorum hemen."
Dedim ve kapıya doğru ilerledim. Yerde duran çantayı elime alarak, kapıyı kapattım ve Cas'in yanına gittim."İşte hepsi burada." Diyerek, çantayı açtım. İçindeki silahları görünce, gözleri şaşkınlıkla açıldı.
"Dean, bunların hepsini kullanıyor musun?"
"Evet Cas."
Eline bir kaçını alarak incelemeye başladı. Sonra bakışlarını bana yöneltti.
"Peki o zaman öğretmenim sizi dinliyorum." Deyip güldü.
"İlk öncelikle şeytanlar ve meleklerden başlayalım."
"Meleklerde mi insanlara zarar veriyor Dean?"
"Evet, çoğusu."
Elime şeytan bıçağını aldım.
"Bu bıçakla onları öldürebileceğini öğrendin."Bıçağı çantanın içine bırakarak, kutsal suyu elime aldım.
"Bu görmüş olduğun şişenin içindeki kutsal su. Cas bunu şeytanların üstüne dökersen, acıdan kıvranırlar. Hatta aşırı dökersen, ölürler."Meraklı şekilde, mavi gözleriyle bana bakmaya devam etti.
"Yani Crowley'i bununla öldürebilirim." Dedi ve gülümsedi.
"Aynen öyle." Diyerek bende gülümsedim.
Elime aldığım bir melek bıçağıyla ona baktım.
"Bu da melek bıçağı."
Şaşırarak baktı."Bu pek bıçağa benzemiyor, Dean."
"Biliyorum fakat bununla bir meleği öldürebilirsin."
"Peki şeytanlar ve melekler ölünce nereye gidiyor Dean?"
"Bilmiyorum Cas. Bildiğim tek şey öldükleri ve melekleri öldürünce yerde kanatlarının olması."
"Yerde kanatlarımı kalıyor?"
"Evet."
Susarak dinlemeye devam etti.
"Eğer istersen bir iş olduğunda beraber gidebiliriz?"
Heyecanlanarak bana baktı."Gerçekten mi?"
"Evet." Diyerek güldüm.
Kollarını iki tarafa doğru açtı."Tabiki de isterim Dean!" Diyerek bağırdı.
Ben ise biraz durgunlaştım. Elimdeki melek bıçağını çantaya bırakarak öylece durdum.
"Ne oldu Dean?" Diye sordu Cas, bana yaklaşarak.
Başımı kaldırıp, ona baktım."Eskiden Sam bir iş bulurdu ve beraber bakmaya giderdik. Birden aklıma o geldi."
"İnan bana elimde olsaydı onu geri getirmek için her şeyi yapardım Dean."
"Biliyorum Cas." Dedim ve başımı omzuna yasladım. İki eliyle beni sardı ve başını, başıma yasladı.
"Onu özlüyorum, Cas." Dediğimde, akan gözyaşımı yanağımda hissettim.
Eliyle gözyaşımı sildi."Eminim seni görüyordur, Dean."
"Şu an ne kadar acı çektiğini biliyorum."
"Hepimiz acılar çektik Dean. Bazı ödememiz gereken hesaplarımızıda diğer tarafta ödüyeceğiz. Acı çekebilir fakat mutlulukla sonlanacaktır." Dediğinde başımı yana çevirip ona baktım.
"Papaz gibi konuştun Cas." Dedim ve gülümsedim.
"Papaz olacak kadar dindar değilim Dean." Dedi ve o da güldü.
"O zaman dindarlık konusunu kapatıp başka bir şeyler yapsak mı?" Diyerek göz kırptım.
"Hiç rahat durmuyorsun Dean." Dedi gülerek.
"Kısa süreli bir öpüşme bile mi olmaz?"
Kaşlarını kaldırdı. Yüzünde tatlı bir ifadeyle bana baktı."Olabilir." Diyerek başımı elleriyle tutarak dizlerinin üstüne bıraktı. Ardından eğilerek dudaklarını, dudaklarımla buluşturdu. Sağ elimi kaldırdım. Parmaklarımı saçlarının arasında gezdirdim.
Dudaklarımız uyumlu bir şekilde dans ederken Cas, arada gıcıklık olsun diye yukarıya doğru başını kaldırıyordu. Bende dudaklarını bırakmamak için dudaklarımla, dudaklarına tutunarak başımı kaldırıyordum.
Bir kere daha aynı şeyi yaptığında, iki elimle başını tutarak aşağıya doğru çektim. Ara ara geri çekilip tekrar öpüşmeye başlıyorduk. Dudaklarında hissettiğim o tadın tarifi yoktu.
Her öpüştüğümüzde kendimi ona bağımsız bir şekilde teslim ediyordum. Tamda bu noktadan.
Nefesimiz tükendiğinde ikimizde geri çekildik. Ona bana gülümsüyordu, bende ona. Yerinden kalkarak karşıma geçti ve beni gıdıklamaya başladı. Kahkalarıma hakim olamıyordum.
"Yapma Cas dur!."
"Noldu Dean? Hadi kolaysa durdur benii."
Ben gülmeye devam ediyordum. En sonunda durdu ve ben gülerken dudağımdan öperek tekrar ayağa kalktı. Elini uzattı. Elinden tutarak ayağa kalktım.
"Böyle şirinlikler yaparsan sana daha da aşık olurum Cas." Diyerek gülümsedim.
"Bende bunu istiyorum Dean." Dedi ve eliyle beni yatak odasına doğru çekiştirmeye başladı. En sonunda yatak odasına geldiğimizde durdu.
"Biraz uyumaya ne dersin?"
"Yaramazlık yok mu?" Diyerek yüzümü astım.
"Şu an dinlenmeliyiz. Kalkınca bir şeyler düşünürüz." diyerek, üstünü çıkardı ve yatağın içine girdi. Bende üstüme çıkararak, yanına uzandım. Ellerimle arkadan sarılarak gözümü kapattım. Artık huzurlu bir uykuya dalabilirdim.
Bölüm kısa geldiği için üzgünüm aklıma bir şey gelmiyordu çünkü. Beğenmeyebilirsiniz.
Sizi çok seviyorum. Yorum yapmayı unutmayın. ♡