Medyada Nübar :)
"Dün akşam..." Ne? Dün akşam? Dün akşam ne demek? Dur. O dünki sapıklardan? Oha. Ya burda bana yine bir şey yaparlarsa?
"Ne? Sen o adamlardansan ha?" deyip sözünü ağzına tıktım. Ne yapacağım şimdi? Bağırıyımmı? Hadi o zaman.
"Yardım ediiiin, yardıım edin" şu an boğaz tellerim yırtılacak kadar bağırıyordum pardon anırıyordum.
"Kızım, sus! Bütün mahalleye başımızamı toplayacaksın?!" diye bağırıp eliyle ağzımı tutmazmı? Görürsün şimdi sen!
"Lan!" Bacak arasına atdığım tekmeyle yere çömelip inlemeye başladı. Kaçmaya çalışırken arkadan "Yardım edende kabahat! Hem yardım et hem ye tekmeyi" Ne? Manyakmı bu? Ne yardımından bahsediyor?
"Şunu evine kadar getir karşılığındada resmen dayak ye!"
"Ne deyirsen sen?!" karşısına geçip aynı sinirle sordum. Cebinden çıkardığı buruşuk kağıtı bana uzatıp ayağa kalkmaya çalıştı. Tereddüt içinde kalsamda. Bir-iki adım atıp kağıtı aldım. "Bahar sokak, bina 16" allah belamı versin. Amin. Başım resmen yerin dibine doğru geçiş yapmaktaydı. Bundan sonra bana devekuşu diye bilirsiniz. Devekuşu Nübar devekuşu Nübar! Azıtdın yine iç ses!
"Ya! Şöyle bakarsın işte yere!"
"Şey ben şey" kıvır kıvır.
"Cadılık yapacağına önce bir dinle,dinle!" cadımı? Oda ne?
"Özür dilerim!" deyip hemen binaya doğru koşup içeri girdim.
Dakka bir gol bir Nübar! Dakka bir gol bir! Ne yaptın sen?! Kes sesini iç ses zaten sinirliyim! Bana ne? Benim tekme yiyecek bir organım yok rahatım ben. Öf. Hala aşağıdamı acaba? Düşememki şimdi bahçeye. Pencere! Yok. Gitmiş. Ayılık yaptın Nübar ayılık! İnşallah birde görmem onu! Ya yine gelirse? Yok bence yediği tekmeden sonra asla. Yani olamaz cesaret edemez. Öylemi dersin iç ses? Evet.
"Ivv çok soğuk!" dedim soğuk fayansa değen vücudumun verdiği titreklikle. "Hah şimdi oldu!" Şu saçlarımda amma uzadı ha. Aptal herif izin verseydi kesdirip kurtulurdum. Evet. Birde o sorunumuz vardı "İZİN" bir şey yapmak istersek direk ona sormalıydım. Konsolosluktan izin kağıtı almak daha kolay. O derece. Hıhıım.
Büründüğüm havluyla evin içinde Yüce Sezar havası atıyordum. Neden giyinmem gereken hiç bir şey yok? Sonunda kırmızı pijamalarımıda giyinip rahatlamıştım. Şu çamaşır makinesi olayını bir an önce hall etmeliydim. Yemek konusunuda tabiki. Yemek mi? Bir şeyide duyma iç ses. Geliyorum mutfak! Gördüğüm manzara karşısında az önce söylediğim kelimeyi düzeltmek zorundayım pardon. Geldim çöplük! Son lokmamıda ağzıma tıkıp odama girdim. Bence uyku.
Sınıfın sıkıcılığını anlatmak bile istemiyorum. Az geçmeden içeri kalem etekli sarışın bir bayan girdi.
"Günaydın çocuklar! Otura bilirsiniz! ben yeni coğrafiya öğretmeniniz Seda! Dilerim ilk ve son senemiz iyi geçer!"
"Dilirim ilk vi sin sinimiz iyi giçir" diye öğretmenin sözünü tekrarlayan Cana bakıp kıkırdadım. Niye böyle bu? Yani ciddi değil. Çok komik. En azından senin gibi mal değil Nübar. Tamam.
Sınıfa bodoslama biri daldığında
"Gir" dedi Seda öğretmen i'leri uzatarak. Niye dediki zaten girmişti. Kim ki gelen? Öf şu ayı. Niye izin almadı bu? Ya öğretmen niye bir şey demedi? Oh ne ala memleket biz geç kalsak!Yine aynı hareketi yaparak sırayı sürükleyip yerine oturdu. Hay allahım bi ricada bulunmak bu kadarmı zor? Yani niye ricada bulunmuyor ki bu? Geçen seferinde mal-mal suratına baktığın için ola bilirmi? Bana elli ton demişti ne yapa bilirdim iç ses? Değilmisin? Öf ya hepiniz bir olun zaten!