3. Okulmu?

306 55 6
                                    

Zil sesi.. Zil sesi... Zzzil sesi...

Gözlerimi yavaşca araladım. Kapı zili olarak algıladığım ses beynimin içinde mikser çırpıyordu adeta. Lanet olsun! Asıl sana lanet olsun! Gözüm duvardakı beyaz çerçeveli saate baka kaldı. Daha doğrusu kalmadı çalan kapı zilinden ne mümkün. Yataktan kalktığım gibi kapıya doğru koştum. Masanın köşesine çarpan küçük ayak parmağımı saymazsak bu sabah normal geçmeye başlıyordu.

 "Geldim, geldim" diyerek çabuk kapıyı araladım. Dünki Memati kılıklı adamdı gelen. 

 Dik dik bakarak 

"Size saat 9da hazır olmanızı söylemiştim" dedi. 

Başımı aşağı eydim. Utandığımdan değil tabiki geçişdirmenin daha pratik yolunu bulamamaktan oldu bu.

 "Kapıda bekliyorum, acele etseniz iyi olur okulun kapanmasını istemeyiz." Başımla onaylayıp odama girdim.

 Ne?! Ne?! Ne?! Ne?! Okulmu? Ben? Okul? Burda? Ne?! Yani ben okumak?! Beynimin içindeki şaşırma işlerini hall eden fonksiyonlarım bir türlü susmak bilmiyordu. Tamam! Tamam! Sakin olmalıyım ilk önce, diğerek derin bir nefes aldım. Bu adam ne yapıyordu böyle beni malmışım gibi başka bir ülkeye yolluyor oda yetmezmiş gibide birde okul.. Dilini bile bilmediyim bir ülkenin cehennemi olan okul. Aman allahım sabr. Şakaklarımı ovub bekledim. Tam olarak ayılmıştım artık. Arkamdaki bavulu kaldırıb yere yatırttım. İçinden siyah pantalon, siyah sade bir tshirt seçip ayırdım. Üzerimdekileri çıkarıp odanın girişine doğru attım. Çok pasaklıyım. Evet. Böyle mutluyum. Pantolonun eteklerini hafif kıvırdım, banyodaki rütin işlerimide hall ettikten sonra beyaz bileyi kısa spor ayakkabılarımıda ayağıma geçirdim. Artık tam olarak hazırdım. Aman tanrım saçlarım felaket. Uğraşqcak ne zamanım nede halim vardı açıkcası terden bir-birine yapışmış aralıklı kahküllerimi ellerimle düzeltip saçımıda açık bırakmakla yetindim. 

 Yol Memati kılıklı adamın pis bakışlarını saymazsak normaldi. Evet onun adı Memati dik bakış Memati. 4 katlı bir binanın önünde durunca arabadan indim. 

"Burası?

 "Bildiğimiz Türk Koleji." 

"TÜRK KOLEJ"imi? dedim kısık sesle. 

 Girişdeki büyük yazı oldukça havalıydı amma bana ne burasıda cehennemden farksız. Benim için. Oldukça büyük ve görünüşü çekici olan okulu süzmeyi bırakıp adamın arkasından ilerlemeye başladım. Geniş koridorlarıda geçtikten sonra müdür odası olduğunu anladığım odanın önünde durduk. Kapıyı iki kez tıklatıp içeri girdi. E haliyle bende arkasından.

 Selamlaşma faslınıda bitirdikten sonra soğuk sesle "Bu O" dedi. Gözlüğü burnunda orta yaşlı kadınında "Anladım" cevabından sonra kayıt işlemleride bitmişti sonunda. Yarınıda es geçersek Pazartesinden sonra burda okuyacaktım. Bu "LÜKS" okulda. Okulda bazı öğrencilerde vardı ve bana uzaydan fırlamış ezikmişim gibi baksalarda pek aldırmadım.

 "Memati ben tuvalete gidiyorum" demedim tabikide.

 "Ben tuvalete gitmek istiyorum" dedim. Söyleme biçimime yandan gülüş atıp başıyla onaylayarak dışarı yöneldi.

 "Pardon şey harda?" diye sordum genç bir kıza.

 "Ne harda?" 

 "Şey.. Hıım.." 

"Anladım koridorun sonunda.." 

Teşekkür etmesine etdimde bu dil olayı ne olucak? Ben mal o benden mal. Ellerimi hava kurutucusunun altında kuruturken içeriden gele konuşmalar dikkatimi çekmedi değil açığı... 

 "Kızım Maviş bu senede burda inana biliyormusun?"

 "Ya evet ya inanamıyorum ya aşkım benim tüm sene yine görücem onu ya" diye cevapladı karşı taraf. Tam anlamış olmasamda konu bir erkekten ibaretdi bence. Omuzlarımla bana ne? yaptım aynadaki kendime. 

Ve sonunda evimdeydim. Eylülün ayı olsa da hava sıcaklığı hala düşmemişdi. Yani Baküdekinden daha kavurucu güneş vardı. Haliyle acayip ve yorucuydu. Koltukta yayılmıştım  gözlerimi tavana dikmiştim. Elimde olan telefona kaydı dikkatim pahalı bir şey ve artık benim. Evet o verdi. Memati işte dik bakış Memati. Diğer elimde de adres yazılan kağıt. "Özel DEMİROĞLU Koleji". Pardon cehennemi diyecektim. Kendileri yarından itibaren buraya teşrif etmeyeceklermiş de kendim gidicekmişim. Mematiyi biraz daha düşüne bilirdimde taki gelen "guurrr" sesden sonra. Elimi refleks olarak karnıma götürüp ayaklandım. Küçük mutfakda biraz aranıp karnımı doyura bilmiştim sonunda..

"Ördek" #WATTYS2019 (2016) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin