11
"İsterseniz yanlış düşünün, ama her durumda kendi kafanızla düşünün."
Doris Lessing
Sabah uyandığımda şaşkınlıkla etrafıma bakındım ve bir an nerede olduğumu çıkaramadım. İçimde büyüyen telaş duygusuyla yattığım yerden fırladım ve aynı hızla yataktan sarkan cibinliğe dolandım. Tam zamanında cibinliğe karşı savaş vermekten vazgeçerek yere düşmekten kurtuldum. O anda akşam yaşadığım tüm tuhaf olaylar birer birer zihnimde belirdi. Fırtına... Kendiliğinden yanan ışıklar... Ve köpek... Kızıl kahve, muhteşem köpek, Kral... İşte bu son anı beni hızla olduğum yerden kaldırdı. Dün akşam onu yapabildiğim kadar kurulayıp, odaya sokmaya çalışmıştım. Öyle ilginç bir hayvandı ki diğer köpekler gibi silkinerek suyunu üzerinden atmaya çalışmamış, sakince onu kurulamayı bitirmemi beklemişti. Sonrasında odamın eşiğinde durmuş ve kesinlikle içeri girmeye niyet etmemiş ve beni burnuyla ittirerek odaya sokup, kapıyı yarı yarıya kapatmamı beklemişti. Bunu yapmamı istediğini nereden anladığımı açıklayamazdım, anlamıştım işte... Bunu yaptıktan sonra da o muhteşem postuyla odama arkasını dönüp, yüzü koridora bakacak şekilde uzanmıştı. Benim özel alanıma girmemişti, fakat hareketi, kapımın önüne kıvrılması bana kendimi inanılmaz güvende hissettirmişti. Oda kapısını aceleyle açtım. Kral orada yoktu. Bir çırpıda alt kat da dâhil olmak üzere tüm yalıyı dolaştım. Gitmişti... Ne yani, ben sadece hayal mi görmüştüm? Köpekler sıkı sıkıya kapalı kapılardan, pencerelerden öylece çıkıp gidemezler. Durumum sandığımdan da vahim olmalıydı. Yine de derin bir yalnızlığın omuzlarıma çökmesini engelleyemedim. Son dönemde yaşadıklarım beni ruhen çok yıpratmıştı. Akıl sağlığım ciddi bir tehdit altındaydı. Merdivenin son basamağına oturup, düşündüm. Sonra içimden yükselen yeni bir hırsla bir karara vardım: Bu olanlar, baştan beri itiraf edemesem de doğaüstü izler taşıyordu, bu kesindi... Ancak bunu nasıl kanıtlayabilir ya da içinde olduğum her neyse nasıl açıklığa kavuşturabilirdim? Zekâma ve sezgilerime her zaman güvenmiştim. Evet... Arkadaş seçimlerimde yanılmış olabilirdim veya hayatımın dizginlerini bir süreliğine elimden kaçırmış olabilirdim, fakat bu belki de, benim için hazırlanmış kaderin bir parçasıydı... Olumlu değişimi geçirmek için bunları yaşamam gerekiyordu belki de... Aldığım her yara beni gerçekten de daha olgunlaştırıyordu.
Öyleyse bu sırları araştırmaya başlamalıydım. Her şeyin başlangıcı bu yalıydı ve burayı bana tavsiye eden de Sevinç'ti...
Sevinç ve eşi hakkında son zamanlarda açıklayamadığım bazı tuhaflıklar hissetmiştim. Araştırmama onlara birtakım sorular sorarak başlamaya karar verdim. Sonra da gerekirse ki mutlaka gerekecekti, ev sahibim ile konuşacaktım. Bu kararlar beni ürkütüyordu, fakat neyle karşı karşıya olduğumu bulmamın başka yolu yoktu. Ayrıca yanımda biri olsun ya da olmasın merdivenin altındaki kapının açıldığı alanı da keşfetmeliydim. Üst kat koridorundaki gümüş zincirler, kilitli oda, açılmayan sandık, şekil değiştiren elbiseler... Bunlar kafa karıştırmaya yeterdi.
Oturduğum yerde omuzlarımı oynatıp, rahatlamaya çalıştım. Hiç kimsem yoktu akraba olarak tanıdığım, sadece sanırım annemin çok uzaktan bir yakını olan ve annemle babamı kaybettikten sonra yanına gönderildiğim, kendisine büyükanne diye hitap etmemi isteyen yaşlı bir kadındı. O zamanlar sekiz yaşındaydım. Ebeveynimin ölüm haberini aldığım o günü hala unutamıyordum. Okul vaktiydi, dersten müdürün odasına çağrılmıştım. Öğretmenim de benimle birlikte gelmişti. Beni yanına çekmiş, kolunu koruyucu bir tavırla omuzlarıma sarmıştı. Babam ve annemin arkadaşı ve komşumuz olan çift de odadaydı. Yanlarında da iki görevli vardı. Kötü bir şeyler duymak üzere olduğumu hissettim. Çünkü geçen geceki korkunç rüyamı hala unutamamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kehanet
FantasyYaşamı tekinsiz olaylarla birden değişen ve hiç bir şeyin göründüğü gibi olmadığını anlayan genç bir kız... Kendi evrenini ve diğerlerini ölümcül bir sondan kurtarmaya çalışan bir adam... Bilinen dünya ve bilinmeyen evrenin ç...