Oyun başlasın!

664 23 10
                                    

Multimedia'da Bellacığımız ve sarışın sürtük Blood ;)

BÖLÜM 10

Sabah uyandığımda kendimi çok neşeli hissediyordum.Acaba sebebi ne? Bende bilmiyorum.

Okul formamı giyip aşağı indiğimde ‘Günaydııın’ denilecek bir anne,baba bulamadım.Muhtemelen babam nöbetten yeni  gelmiş,annem de kahvaltı hazırlamak için kalkmadı.

Yeni okulumda ilk haftanın sonuna gelmiştim.Alışmak zor olmadı.Fiona ile kaynaştık.Anlayacağınız tek takılmıyorum.O da geçen senenin sonunda bu okula gelmiş ve bir türlü yakın arkadaş edinememiş.

Birbirimizi bulduk diyebiliriz.Onu Bella ile de tanıştırmayı düşünüyorum.Tabii Fiona,Bella kadar yakınım değil ama yakın arkadaşım sonucunda.

Bella,benim ayrıldığım okulda okuyordu.Ben neden mi bu okula kayıt yaptırdım? Onu bende bilmiyordum aslında.Babamın demesiyle bu okula kayıt olmam bir oldu…

İnce bir ceket alıp evden çıktım.Havanın güzel olması bahanesiyle yürüyerek gidiyordum.Geç kalmam mümkün değil.Erkenden evden çıktım.

Okula vardığımda dersin başlamasına 40 dakika falan vardı.Sınıfta 2-3 kişiydik.Ne yazık ki Fiona burada değildi.Telefonumu alıp Bella’ya mesaj attım. ‘’Kızlar gecesi yapmayalı uzun zaman oldu tostos. Haha! x’’ Ona tostos dememden hoşlanmıyordu ama ben seviyordum.

Çok geçmeden cevap geldi ‘’Bana tostos dememeni söylemiştim.Möç seni Möööç! Haahaa . X’’ Ah Möç nereden çıktı şimdi? Möç bizim aramızda ki bir şakaydı.Yazışırken yaptığımız bir yazım hatasından esinlenildi yani. ‘’Möç demeye devam edersen adını tostos ilan ederim bayan! X’’ Mesajı yazmamdan beş dakika geçmesine rağmen cevap gelmemişti.Sanırım tuvalete falan gitti.

Dersin başlamasına yarım saat kalmıştı.Sınıf yavaş yavaş doluyordu.Mesaj gelene kadar kafamı arka sıraya yasladım ve telefonu gözlerimin üstüne koydum.Mesaj gelirse ışığı yandığı için fark edebilirim.Uyumam.Biraz daha bekledikten sonra birisi gözlerimin üstünden telefonu aldı.Kafamı kaldırdığım da yanım da Fiona’yı gördüm. ‘’Ah,sen miydin?’’ deyip en büyük gülümsemelerimden yolladım. ‘’O telefon biraz daha kafanda dursaydı beynin zarar görebilirdi Jane.Arkadaşımın salak olmasını istemem.’’ Deyip göz kırptı.

Sonunda mesaj geldi. ‘’Tamamm,Pes! Kızlar gecemiz için bugün yeterince uygun değil mi? Yarın haftasonu!!’’ Evet,çok uygundu.Cevap yazarken Fiona’nın sesini duymamla kafamı kaldırdım. ‘’Efendim?’’ dedim. ‘’Diyorum ki Dane benim,senin yanında oturduğumu görünce ne yapacak acaba?’’ Bunu düşünmemiştim ama umurum da olduğu da söylenemezdi.

‘’Bizi ilgilendirmez.Ben senle oturmak istediğim sürece,onunla oturmayacağım.’’ Dediğimde gülümsedi. Bella’ya ‘’Bu gece sizdeyim.Öptüm. xx’’ yazıp mesajı yolladım.

Derse girmemize az kalmıştı.Imm,bir on dakika kadar.Kapıdan giren Dane’ye şöyle bir baktım.Ah! Yine aynı şekilde çekiciydi.Ona baktığımı görünce gülümsedi.

Pekala,etkilenmek yok.Küçük oyunumuzu unuttunuz mu yoksa?  Fiona ve benim yanıma gelip Fiona’yı işaret ederek.  ‘’İlk gün nasıl oturduysak öyle oturacağız Fiona.’’

Her istediğinin gerçekleşeceğini mi zannediyor bu çocuk? Fiona tam ağzını açıp konuşacakken ben araya girip ‘’Hayır ben nasıl istiyorsam öyle oturacağız.’’ Ukala,zengin piçi. Zengin olduğunu nereden çıkardın deme okulun ilk gününden beri altında gördüğüm beyaz BMW onundur heralde. ‘’Senin istediklerini yapmak zorunda değiliz.Git başka sırada otur.Mümkünse bizim sıramızdan uzak olsun.’’ Dediğimde ilk gün takıştığım sarışın adı Blood olan sürtük yanımıza gelip Dane’nin belini kollarıyla sarmaladı.

Hey neler oluyor orada? Dane’yi sana mı kaptırırım.Hayır yanlış anlamayın şu küçük oyun şeysi.Gerçi o oyunu yapacaksam yanımda oturmasına izin vermem gerek.

Blood’un iğrenç sesiyle düşüncelerimden ayrıldım. ‘’Yer bulamıyorsan benim yanım sana her zaman açık Dane.’’ Dedi.Sesini kısarak çekici olacağını düşünüyordu sanırım ama hiç öyle değildi.

Dane cevap bekler gibi gözlerime bakıyordu.Aynı zamanda gülüyordu.Tabii bu gülüş pek normal değil.Bu gülüşün altında bir anlam yatıyordu. ‘Göze göz,dişe diş.’ Der gibi.

İçtenlikle gülümseyip Dane’nin eline uzandım ve hafifçe sıraya doğru çektim.Elini bırakmadan Fiona’ya dönüp göz kırptım ‘’Hayır,Fiona bir arka sıraya geçiyordu zaten.Değil mi Fiona?’’  Fiona,evet dercesine kafasını sallayıp ayağa kalktı. ‘’Ama eğer Dane seninle oturmak isterse kendisi bilir.’’ Diyerek tek kaşımı kaldırıp Dane’ye baktım. Blood’a dönüp ‘’Sanırım tercihim Jane’den yana bebeğim.’’ Deyip yanıma oturdu.

Yüzüme zafer gülümsememi yerleştirip Blood’a baktım.Bozulduğu bir gerçekti,arkasını dönüp gitti. ‘’Fikrinin değişmesi için beni kıskanman mı gerekiyor?’’ deyip sırıttı.Ah,tanrım! ‘’Ne?! Kıskanmak mı? Bu da nereden çıktı?’’ Hayır elbette onu kıskanmadım.Sadece şu oyun şeyi yüzünden.Gerçi daha bu oyunu nasıl oynayacağımı bile düşünmemiştim ama.Tek yapmam gereken Dane’nin sınırlarını zorlamaktı.Bana karşı koymasını engellemekti.

‘’Beni kovdun,Blood gelince elimden tutup çektin.Ne düşünmemi bekliyorsun fıstık?’’ Ah,şu oyun meselesi olmasa şu fıstık lafını sana yedirirdim ama… Neyse..Oyun başlasın!

Ona biraz yaklaşıp vücudumu ona yaklaştırdım.Dudaklarımı kulağına yaklaştırdığımda yanaklarımız değiyordu.Şuan bunu yapmaktan vazgeçmek isterdim ama çok geçti.Şuan bir sapığa yaranmaya çalışıyordum.Kulağına hafifçe fısıldayarak ‘’Nasıl düşünmek istersen..’’ deyip dudaklarımı kulaklarından çektim.Hala vücutlarımız yan yanaydı.Ona gülümseyerek bakıyordum.

Şaşkınlığını üzerinden atınca kaşlarını çatıp ‘’Bu da neydi böyle?’’ dedi. Bir anda 180 derece döndüm tabii.Bu tepki az bile. ‘’Eğer hoşuna gitmediyse bir daha yaklaşmam.’’ Dedim dudak büzerek.Sırıttıp ‘’Sadece şaşırdım bebeğim’’ deyip saçımdan bir tutamı parmağına doladı.

Her ne kadar ona yakın olmak değişik hissettirse de bu tiksinç geliyordu.Beni taciz eden,gözümde sapığa bürünmüş herife yaklaşmak.Kafamı yana eğdim.

 Derslerde arada bacaklarımı,Dane’nin bacaklarına sürtüyordum.Kendimden iğreniyordum ama bakalım.Bugün hiç terslememiştim onu.

Çıkışta Fiona ile çıkışa ilerledik.Okulun son çıkanları arasındaydık aslında.Fiona ile evlerimiz ters yöndeydi.Okul kapısının önünde ayrıldık.Yokuş yukarıya çıkıp köşede babamın gelmesini beklerken önüme şu meşhur beyaz BMW durdu.Cam aralandığında Dane’nin suratını gördüm.Cama yaklaşıp dirseklerimi kapıya yasladım.Yüzlerimiz yakındı.Dikkatimi bakışlarına verdiğimde,ciddi anlamda etkileyici baktığını anladım.

‘’Arabam dolu olmasa  seni evine bırakırdım fıstık ama…Görüyorsun.’’ Deyip göz kırptı.Yüzümü ona yaklaştırdım,yüzlerimizin arasında milimler vardı,yaptığım şey yüzünden heyecan ve korkuyu hissediyordum.Onun muhteşem denecek gözlerine bile odaklanamamıştım.

‘’Kullanan sen olmasaydın kucağında bile giderdim.’’ Dedim. Yüzümüz karşılıklıyken dudaklarını kulaklarıma yaklaştırdı ‘’Şuan şu sarışın sürtükten bir farkın yok Jane..’’ deyip tekrar gözlerime baktı.Tanrım! Tamamen haklıydı. ‘’Sen bana ellerken o farkı yok ettin.’’ Diye fısıldadım kulağına.Sonra arabadan uzaklaşmaya başladım…

Buraya kadar okuduğunuza göre beğenmişsinizdir demektir :) Vote ve yorumları unutmayın lütfen :)

İÇİMDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin