Küçük Huysuz

445 8 3
                                    

BÖLÜMÜN KISA BİR BÖLÜMÜ HARİÇ ÇOĞU DANE'NİN ANLATIMINDAN.DANE'NİN DE NELER HİSSETTİĞİNİ GÖREBİLMEMİZ İÇİN İYİ BİR BÖLÜM OLDU.İYİ OKUMALAR! :))

BÖLÜM-20-

  Duvar ile kısıtlanan kaçış alanım işi kötüleştirmişti.Dane aramızda ki mesafeyi kapattı ve vücudunu bana yasladı.İki eliyle belimi kavradı ve sıktı. ‘’Salak olduğumu mu düşünüyorsun?’’ dediğinde kaçırdığım gözlerimi gözlerine diktim ama uzun sürmedi.Gözlerine bakınca çok değişik hissediyordum.Boşlukta gibi.

 ‘’Ne alakası var?’’ dedim.Belimde olan ellerinden birini kalçamı okşayarak bacağıma indirdi.Bacağımı tuttu ve kendine doladı.Çekmeyeyim diye elini oradan ayırmadı. ‘’Dün gece,’’ diyip iç çekti ‘’rüyamda ne gördüm,biliyor musun?’’ dedi.Gözlerimi pörtlettim.Yo,hayır. ‘’N-ne gördün?’’ dediğimde dudaklarını boynumda gezdirdi.Öpmeye yeltenince elimi gövdesine koyup hafifçe ittirdim. ‘’Gerçek olmasını istediğim bir şey gördüm.Ve sen kaçarak,benim istediğim şeyi almamı engelliyorsun.’’ Dedi.

 Dane’nin ağzından;

 Ah,rüyadan uyandığımda içsel bir siktir çektim.Rüyamın en iç alıcı yerinde lanet alarmın çalması ne kadar mantıklı ki! Tam Jane’nin içinde- Ah! Vücudum tam beklediğim tepkileri vermişti.Bu rüya işi hiç iyi olmamıştı.O’na dayanmak zaten yeterince zor,şimdi bir de bu çıktı başımıza.

Bazen keşke diğer kızlar gibi olsa diyorum,altıma girmekten çekinmeyen ve bunu hiç düşünmeden yapacaklardan.Ama sonra diyorum ki ‘sen aptal mısın?!’ Jane benim.O,henüz hiçbir şey yaşamamış bir kız.Öpüşmeyi bile doğru düzgün bilmiyor.Bekaretini vermiş olmasını beklemem elbette aptallık.Ama o benim olacak.

Er yada geç.

 Onu ilk gördüğümde kalbimin garip çarpışından anlamalıydım.O benim gerçekten sevebileceğim tek kız.Etrafımda sürtüklükten uzak,tertemiz,sadece bana ait olacak tek kız.

 Yorganı ayaklarımla tekmeleyerek ittim.Ayağa kalkıp esnedim,banyonun kapısını açıp içeriye girdim.Kısa bir duş alıp Jane’i almaya gidecektim.Onu istediğim aşikar ama görünce üstüne atlayacakta değilim.O kadar deneyimimiz var sonuçta.

 10 dakikalık kısa bir duşun ardından üzerimi giyindim.Boxerımdan tut,ayakkabıma kadar siyahlar içindeydim.Bu uyumu bozduğum anlar nadirdir.

 Saçımı hızlıca rampa yapıp işimi bitiridim.Telefonum,cüzdanım,arabamın anahtarını ve vazgeçilmezim olan sigaramı da alıp çıktım evden.

 Beyaz dört tekerlekli bebeğime binip iki ayaklı taş bebeğimin evine rota aldım.

                                                                                                                 ***

 Kısa süren yoldan sonra evlerine en yakın ara sokağa arabayı park edip bekledim.Evden çıktığından görebilecek açıdaydım.Bu güzeldi.

 Sigaramdan bir dal sigara çıkardım ve dudaklarıma yerleştirdim.Çakmakla ucunu takıp içime çektim.İçimde ki stres ile beraber dumanını üfledim gitti.Aklım gördüğüm rüyaya gidiyordu.Jane ve onun kusursuz vücudu..Eminim gerçekte gördüğümde daha çok  etkileneceğim.Tabi ne zaman Tanrı bilir. (!)

 Kadınların şu hazırlanıp evden çıkma merasimi gerçekten abartılmıyor.Ne zaman gelecekti? Derse yetişemezdik heralde.

 Sabah sabah 3.sigaramı içiyordum.Zaman geçmiyordu.Biten sigaramın izmaritini camdan dışarıya attım.Karşıda Jane hanımı gördüm.Kıvırtarak yürüyordu.Etrafta ona bakan bir erkek görmemek güzel.Okul eteğinin boyunu saymıyorum bile.Ama daha başındayız değil mi? Bu kadar kasmaya gerek yok.Geçici bir heves olmamasını umuyorum sadece.

 Jane gözden kaybolmadan kornaya bastım.Kafasını buraya çevirip gözlerini kıstı.Beni görünce arabaya doğru geldi.Kapıyı açıp oturdu.Oturur oturmaz muhteşem kokusunu almıştım. ‘’Hiç gelmeyeceksin sandım.’’ Dedim nezaketten bir haber. ‘’Sana da günaydın.’’ Dedi alayla. ‘’Geç kalıyoruz.’’ Dedim onu kestirip atarak.Bana döndü,göz ucuyla ona baktım.Çekinir bir hali vardı.Bende elimden geldiğince bakmamaya çalışıyordum. ‘’Beni almaya gelmeni sana söyleyen kim? Ben kendim gidebiliyorum.’’ Dediğinde içimdeki gülme isteğimi bastırdım. Laf altında da kalmıyor,kimin kızı. ‘’İçimden geldi.’’ Diyerek yine kısa kestim.Bu onu sinir ediyordu biliyorum.Ama onun o an ki surat ifadesini görmeye değerdi. ‘’Gelmesin.’’ Deyip sustu.

 Okula giderken gözlerimi bacaklarından ayıramıyordum.İstem dışı ama ne yapayım.Çaktırmamak için kendimle cebelleşiyordum.

 Okula gelene kadar ağzını bıçak açmamıştı.Arabayı okulun otoparkına park ettiğimde hızlıca indi.Benden hızlı tempoda yürümeye başladı.Ne yapıyordu bu?

 Ben koridorun başındayken sınıfa girmişti bile.Neyi varsa eninde sonunda öğrenecektim değil mi? Sınıfa girdiğimde Fiona’nın yanında oturuyordu.Evet,cidden bir şeyi vardı.Benden çekiniyor muydu?

 Oturduğu sıranın yanına gittim ve soğukça ‘’Arkaya.’’ Diye komut verdim.Evet serttim,ama zaten inatçının teki.Sözümü dinlemiyordu ki bu en nefret ettiğim şeydi.

 ‘’Bugün burada oturacağım.’’ Dedi suratıma bakmadan.Tam anlamıyla küçük bir huysuzdu. Kolundan tutup sırasından kaldırdım.Hafifçe arka sıraya ittirdiğimde ‘’Yavaş olsana!’’ diye çemkirdi. Ters bir bakış atınca sustu.Çantasını sıraya koydu sonra montunu çıkartıp askıya astı.Yerine oturup bacak bacak üstüne attı.

 İşte şimdi o kısacık eteği kıçını zor kapatıyordu! Ah,sakindim.Sıraya oturdum.

 Ders başladığında sıkıcı geçen zaman dilimini değerlendirmek için aklıma müthiş bir fikir geldi.Elimi Jane’nin bacağının arasına yerleştirdim.Kilotlu çorabı yüzünden teniyle tam temasta değildim.Okulda olmasak ve içimde ki isteğe sahip çıkamayacak olsam şu incecik şeyi yırtar atardım.

 Yaptığım şeyi fark ettiği anda Jane gözlerini pörtleterek gözlerime baktı.Ah,bu utanmış hali fazlasıyla şirindi.Nefes alış verişlerinin hız değiştirişini hissediyordum.Onun üzerinde bir etkim olduğunu bilmek oldukça güzeldi.

 Elimi kendi bacağından çekip kendi bacağımın üzerine koydu.Rahatladığı sırada oturduğum yerde ona yaklaştım ve bacağını kendi bacağımın üzerine koydum.Ah! Şu lanet sınıfı boşaltıp sadece Jane ile kalmak istiyordum.

 Jane rahatsızca yerinde kıpırdandığında elimi çekmemekte kararlıydım.Taa ki bayan Sharon’dan tuvalete gitme izini alıncaya kadar.

 Kapıdan aceleyle çıktı ve gitti.Öğretmenden izin almadan ben yerimden kalktım ve dışarı çıktım.Gideceğini tahmin ettiğim ilk yer lavaboydu.

 Koridorun sonundaki lavaboya ulaştığımda içeride başka birisinin olabileceği ihtimali karşısında kapıyı hafifçe araladım.Sadece Jane’nin olduğunu görünce hızla içeriye girdim.Ellerini kurulayan Jane bana doğru döndü.Şaşkınlığını gizleyip yanımdan giderken ‘’Sanırım karıştırdın burası kızlar tuvaleti.’’ Dedi.Kapı kolunu kavrayacakken kolundan tutup geriye çektim.

 Kapı üzerindeki anahtarla kapıyı kilitleyip anahtarı cebime tıktım. ‘’Ne yapıyorsun!’’ diye tısladı.Üzerine yürümeye başladım ‘’Neden benden kaçıyorsun?’’ dediğimde geriye doğru gidiyordu. ‘’Senden kaçtığım falan yok.’’ Dedi.Sen kaçmasan da gözlerin kaçıyor Janecik.

Kaçacak yeri kalmadığında onu duvarla arama sıkıştırdım.Ellerimi beline yerleştirdim.Hareket imkanını yok ettim. ‘’Salak olduğumu mu düşünüyorsun?’’ diye sordum. ‘’Ne alakası var?’’ dedi.Belindeki elimi kalçasından aşağıya indirerek bacağını kavradım.Daha sonra bacağını kendime doladım.İşler şimdi kızışıyordu.

 ‘’Dün gece,’’ diye söze girdim.Daha sonra yerde olan gözlerimi gözlerine diktim,gözlerine bakınca hissettiklerimi tarif edemem sanırım.Şuan her ne kadar endişeyle baksa da. ‘’Rüyamda ne gördüm biliyor musun?’’ dediğimde gözlerini büyüttü. ‘’N-ne gördün?’’ dedi.Neden kekeliyordu şimdi?

 Dudaklarımı boynunda gezdirdim.Elini gövdeme koyup uzaklaştırmaya çalıştı. ‘’Gerçek olmasını istediğim bir şey gördüm.Ve sen kaçarak,benim istediğim şeyi almamı engelliyorsun.’’ Dedim.

VOTE VE YORUMLAR LÜTFEN! :)

İÇİMDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin