'Biz' normal değiliz

402 8 1
                                    

Uzun yazmaya çalıştım.Umarım beğenirsiniz.İyi okumalar! :) 

BÖLÜM-18-

 Kollarımı üzerimdeki sıcacık battaniyeye sarmış şekilde uyandım.Arkadan gelen soğukluğa bakılırsa Dane yataktan kalkmıştı.Pek isteyerek onunla burada kalmadım.Yani istemeyerekten kastım beni biraz oyuna getirmiş gibi olmadı mı sizce de? Her neyse onun kollarında,onun kokusuyla günümü sonlandırmıştım.Keşke yeni güne de aynı şekilde başlayabilseydim.

  Birkaç esneme hareketinin ardından yorganı kenarı ittim ve ayağa kalktım.Odada bir kapı vardı sanırım odanın banyosuydu.Kapıyı açtığımda yanılmadığımı anladım.Dün çıkardığım ve kenarda duran kıyafetlerimi alıp banyoya girdim.Yüzümü yıkayıp,üzerimdeki Dane’nin tişörtünü ve eşofmanını çıkartıp katladım sonra kendi kıyafetlerimi giydim.Saçlarımı ellerimle düzeltip aşağıya indim.

 Dane koltukta oturmuş sigarasını içiyordu.Ben gelince küllükte ezerek söndürdü. ‘’Günaydın.’’ Dedim gülümseyerek. ‘’Günaydın bebeğim,’’ Dedi şu yamuk gülüşüyle. ‘’İyi uyuyabildin mi?’’ dediğinde yanına oturdum. ‘’Evet uyudum’’ dedim yanağına bir buse bırakıp.Cebimde telefonumu ararken yukarıda unuttuğum aklıma geldi.Ayağa kalkıp yürürken ‘’Nereye?’’ dedi Dane.Merdivenden çıkarken ‘’Telefonumu unuttum.’’ Diye seslendim.Odaya girdiğimde telefonum komodinin üzerinde duruyordu.Alıp cebime tıkıştırdım.Yatağı böyle dağınık bırakmam doğru olmaz diye düşündüm.Evde bir hizmetçi bile yoktu anladığım kadarıyla.Yorganı yataktan çekip yere attım ardından yastıkları,çarşafı düzeltip yorganı seriyorken Dane geldi. ‘’Uğraşmasaydın.’’ Dediğinde yorganın kenarlarını düzeltiyordum. ‘’Bitti bile.’’ Dedim.Yastıklara halı döver gibi vururken Dane beni izliyordu.Ona gülümsediğimde ifadesiz kaldı.Yastıkları koyup işim bittiğinde ellerimi bacaklarıma sürttüm.Cebimdeki telefona bakıp ‘’Sanırım okula yeterince geç kaldık.’’ Dedim. ‘’Bu kadar uykucu olmasaydın yetişebilirdik.’’ Dedi sırıtarak. ‘’Bu benim suçum değil madem erken kalkıyorsun beni de uyandırabilirdin.’’ Dedim alayla. ‘’Kıyamadım.’’ Dedi parmağıyla burnuma dokunarak.

   Ona yaklaşıp ‘’Gidiyor muyuz?’’ diye sordum. ‘’Öyle düşünüyordum ama istersen durabiliriz.’’ Dedi göz kırpıp. ‘’Aslında benim isteklerimden daha önemli şeyler var bu yüzden gitmeliyiz.’’ Deyip göz kırptım bu sefer. Yanından geçip kapıya yöneldim.Merdivenlerden inerken adım seslerinden arkamda olduğunu anlamıştım. ‘’Neymiş o önemli olan şeyler?’’ diye seslendi. ‘’Annemler,okul falan filan.Sahi senin annenler seni merak etmiyor mu?’’ dedim yavaşlayıp yanıma gelmesini beklerken.

  ‘’Hayır.Sadece merak ediyormuş gibi yapıyorlar.’’ Dediğinde bıkkın bir ses tonuyla konuştu.Ailesiyle sorunları vardı demek ki. Ona bakarak yürürken dış kapıyı açmıştı. ‘’Üzgünüm.Bana anlatmak istersen-‘’ diye konuşurken kesin bir ses tonuyla ‘’Hayır.’’ Dedi. Kapıyı kilitleyip arabaya doğru yürüdü.Bende onu takip ettim.Arabanın kilidini açınca koltuğa oturdu. Ne demiştim ki şimdi.Sadece şakasınaydı ve ailesiyle sorunu neydi bilmiyordum bile.Farkettiğim kadarıyla da bilmemi istemiyor gibiydi.Kapıyı açıp koltuğa oturduğumda motoru çalıştırdı.Kemerimi taktım. Ama ben de Jane isem onu öttürecektim.Biz sevgiliydik..Değil mi? Bana anlatması gerek.Yaşadıklarını da,derdini de,üzüntüsünü de.Onun hakkında bilmediğim o kadar çok şey var ki.Aslında bu durumda çıkıyor olmamız bile saçmaydı.

  Yüz ifadesinden ne hissettiğini anlamıyordum.Duygusuz gibi görünüyordu ama değildi.Konuşmak istemiyordum çünkü korkuyordum.Yani bilmiyorum.Ama konuşmalıydım değil mi? Bir sorunu varsa bende bilmeliydim.Ona dönerek ‘’Seni kızdırdım mı?’’ dedim. Gözünü yoldan ayırmadan ‘’Hayır.’’ Dedi. ‘’Bana biraz öyle geldi.Üzgünüm.Aklına durduk yere getirdim cidden özür dilerim.’’ Dedim pişmanlıkla.

İÇİMDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin