Gurupta herkes kendi halinde takılırken Çağrı abiyle ne zamandır konuşmadığımı farkettim ve onun yanına gittim.
"Naber sarı çiyan." deyip yanağına küçük bir öpücük kondurdum. Dehşetle gülümseyip "Hemen elindeki o aynayı yere bırak." dedi. Bu cümle bir yerden bana tanıdık geliyor ama.
Kızlarla aynı anda birbirimize bakıp çığlık attık."Meriç Keskin!"
Abilerimiz bize şaşkın bakışlarla bakıyorlardı. En son Vatan abi dayanamadı ve Çiçek'e baktı. "Meriç kim Çiçek?" dedi. Sinirlenmişti sanırım biraz 😂😂😂.
Kızlarla birbirimize bakıp onlara muzip bakışlar attık. Hepimizin aklından aynı şey geçiyordu galiba. Ellerimizi yanlara doğru açtıktan sonra aynı anda aynı cevabı verdik. "Melis'in kocası."
Hepsinin bakışları o kadar rahatlamıştı ki kendimi tutamadan bir kahkaha attım.
Biraz sonra zil çaldı. "Hadi sıralara geçelim." dedi Çağrı abi ve ilerlemeye başladı ancak önündeki Yaman'a çarpıp durmak zorunda kaldı.
"Defolu musun oğlum? İlerlesene sırana." dedi Çağrı abi sitemle. Sonra da Yaman iç çekti.
"Bir Ömer İplikçi değiliz ki defomuz olsun." Sonra da arkasından gelen abim ensesine yapıştırdı bir tane.
"Oğlum kaç yaşındasın ki sen daha? Haylaz seni."
Kızlarla onların bu haline göz devirip sıralarımıza doğru yol aldık. Abimlerin hepsi aynı sınıftalardı, 12-B sınıfı. Deniz 11-B sınıfında, kızlarla Ege ve ben de 9-B sınıfındaydık. Pelin ise bizden farklı olarak 9-C sınıfındaydı. Yaman ve Çiçek de 8-B sınıfında.
Sıralarımıza geçerken Ege'ye baktım. Çok ciddi duruyordu veya biraz soğuk.
"Ege bir şey mi oldu? Çok ciddi ve soğuk duruyorsun biraz daha samimi ol. Bilmeden bir şey yaptıysam özür dilerim." dedi şakayla karışık bir şekilde. Çünkü hayatta üzmeyi isteyeceğim en son insanlardan biriydi. Bana baktı.
"Yok ya bir şey olmadı. Taşınma işi ve ardından da okul gelince biraz Yoruldum sayede." değil gülümsedi
Ben de ona gülümsedim ve sıramıza geçtik.Herkes düzgün sıralar oluşturduktan sonra müdür bey mikrofonu aldı ve konuşmaya başladı.
"Biliyoruz ki okulumuzun ortaokul kısmı çok kalabalık olduğundan daha fazla şube açılarak sekizinci sınıflar buraya taşındılar. O yüzden domuzların artık kendilerini okulun en küçükleri gibi hissetmeleri gerek yok." dedi şaka yollu. Bazı sınıflardan sekizlere öyle bakışlar gelmişti ki çocukların intihara meyilli olabileceklerini düşünmedim değil.
"Her neyse. Biliyorum okul müdürlerinin çok fazla ve gereksiz konuştuğunu düşünüyorsunuz ancak inanın sizin iyiliğiniz için uğraşıyoruz ve lafı en kısa sürede bitirmeye çalışıyoruz." öğretmenimizin bu sözünden sonra bir alkış koptu bizim okuldan. Sonra müdür bey alkışları susturup devam etti.
"Biliyorsunuz ki dün bütün okulun öğretmenleri olarak hepimiz toplandık ve büyük bir karara vardık. Çoğu öğretmenler konuları bitirmişler ve diğer okullara göre sınavları da tamamladık. O yüzden de öğrencilerimiz boş yere vakitlerini boşa harcamasınlar diye ortalaması 95'in üzerinde olan öğrencilerle bir kamp gibi bir şeyler düzenleyeceğiz. Müzik, beden eğitimi ve resim alanında eğitim göreceksiniz ancak bu kamp haftaya pazartesi başlayıp 1 Eylül'e kadar sürecek. Çanakkale'ye gideceğiz kamplar için ve bir otobüs hazırlanmış olacak öğrenciler için çünkü biliyorum ki on ikinci sınıflardan çoğunun ehliyeti var ve sizler de arkadaşlarınızla beraber arabalarla geleceksiniz. Neyse fazla uzattım sanırım. Listeler her kata asılmıştır. İyi dersler."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sonsuz Nefret
Teen FictionBir kız ve abisi arasındaki nefret dolu ilişki... Genç kız, abisine çok bağlıdır, onu kimseyle ve hiçbir şeyle değişmez ve hayatında ona güç veren birkaç insandan biridir ancak 1 Nisan günü yaptığı bir şaka ona pahalıya patlar ve abisinin ondan nefr...