HALE :))
"Azer"
Azer bey kadının sesini duyunca başını sesin geldiği yöne doğru çevirdi ve kadını görünce hemen ayağa kalktı kadın bildiğiniz ahtapot misali kollarını Azer beye doladı. Hadi ama çok çok büyük bir haksızlık bu zalımın kızı taş bildiğin afet ya! Resmen esmer bomba bu ne ya
"Çok özledim ne zamandır görüşemiyoruz"
"Tamam Hale gel oturalım"
Azer bey kendisine ahtapot misali sarılan kadını kendisinden uzaklaştırıp hafif bir gülümseme eşliğinde masaya yerleşmesi için sandalyesini çekip öyle yerine geçti Azer beyin cezbeden suratından gözlerimi alıp beni süzen Haleye çevirdim her ne kadar samimi olmadığını bilsemde hafif bir tebessüm eşliğinde ona bakarken Azer bey bizi tanıştırdı
"Tanıştırayım Hale Dila hanım şirketimizin mimarlarından kendisi çok başarılı bir çalışanımız"
başını bana çevirip
"Hale hanımda projemizin ortaklarından"
"Memnun oldum Hale hanım" diyerek esmer bombanın elini sıktım oda çok sevecen bir tavırla "Bende" deyip elimi sıktı onun bu sıcak yaklaşımında dolayı kendimden utandım o bana bu kadar sıcak yaklaşırken ben içimde kadını öldürdüm ama ne yapabilirim ki istem dışı olan bir şeydi!!
Yemek boyunca Azer bey ve Hale'yi izledim ve elimde olmadan ona karşı soğuk bir tavır almıştım çünkü Hale gerçekten güzel kadındı; ela gözleri esmer teni siyah saçları ve seksi bir vücudu vardı bunu giydiği elbiseden gayet net bir şekilde anlamıştım elbise zümrüt yeşili dizinin hemen üstünde yarım kolluydu üzerine tam oturmuş ortama uyum sağlayan şık bir elbiseydi hayır bide yapmacıklıktan uzak sevimli bir kızdı bu da beni çok sinir ediyordu kıza karşı bileniyordum resmen.
Kendime gelebilmek için izin isteyip lavaboya gittim ellerimi suyun altında tutup yıkadım ve yüzüme biraz su serptim biraz kendime geldikten sonra bir parça peçete yardımıyla elimi ve yüzümü kuruttuktan sonra bir süre kendime zaman tanıdım ki yanlarında daha fazla yapmacık davranmak istemiyordum hayır bide adamı unutacaktım aldığım kararın üstünden daha ne kadar zaman geçmişti ki ve ben bu kısa sürede bile uyamadım kararıma ne harika ama!!
Yeterince oyalandığımı düşünüp tekrar yanlarına dönmek üzere çıktım lavabodan. Arkaları bana dönük olan ikiliye doğru yürürken onların yanında kasılmamak için kendimi sakinleştiriyordum. Masaya yaklaştığım zaman Hale'nin söyledikleriyle çok şaşırdım
"Sevdim bu kızı öbür sürtüklere benzemiyor"
"Hayret sonunda bir çalışanımı sevebildin"
"Lütfen bu benim suçum değil öbürlerinin amacı belli "
"Tamam Hale"
"Birtanecik dostumu, abimi o yellozlara kaptırmam o kadar"
Ben şaşkın bir şekilde onları izlerken Azer bey Hale'nin bu lafına kahkaha attı ay çok güzel!! neyse Dila kendine gel çaktırma duyduklarını otur yerine hemen! Yanlarından geçip masaya oturdum o sırada Azer bey
"Kalkalım mı artık?" diye sorunca onay verdik ve restauranttan ayrıldık dışarı çıkınca hafif yağmurun çiselediğini fark ettim. Hale'yle vedalaştıktan sonra ben Azer beyin arabasına binerken Azer bey Hale'ye bir şeyler söyledi ve oda arabaya binince yola koyulduk.
Araba hareket etmeye başladığından beri ikimizden de ses çıkmıyordu ve yağmur şiddetini arttırmıştı bir süre sonra yandan Azer beye baktığımda gerildiğini fark ettim çatık olan kaşları mümkünmüş gibi daha çok çatılmıştı neler olduğunu anlamak için tam Azer beye soru soracaktım ki ani bir hareketle arabayı ıssız bir sokağa soktu bu hareketi başımı kapıya çarpmama neden olurken elimde olmadan dudaklarımdan acı bir inleme firar etti eliminin doğal olarak sızlayan kaşıma gitmesiyle uyguladığım baskıdan dolayı sızının artması kaşlarımı çatıp dişlerimi birbirine kenetlememe neden oldu ve parmağımda hissettiğim ıslaklıkla elimi çekip parmaklarıma baktım parmaklarımın üzerinde ki kanla başımı şiddetli bir şekilde çarptığımı anladım gözlerimi ellerimden çekip önümüzde hızla akıp giden yola çevirdim ve yolun giderek ıssızlaştığını tek tük evlerinde arkamızda kaldığını gördüm neler oluyordu Azer bey neden aniden böyle bir şey yapmıştı bir türlü anlayamıyordum ve hiçbir şey anlamayan ve tedirgin bakışlarımı Azer beye çevirdim. Elimi kaldırıp Azer beyin koluna koymuşken silah sesleri gelmeye başladı hadi ama bu ne şimdi Azer bey
"Dikkat et eğ başını" diyerek elini başımın üstüne koyarak eğdi. Korkudan ne yapacağımı bilemez hele gelmiştim
"Azer... Azer bey neler oluyor bunlarda kim?" diye panikle sorduğumda bana
"Kaldırma başını öyle kal yok bir şey " dedi elimden geldiğince sakin olmaya korkmamaya çalışıyordum ama bir süre sonra arkadan bizim arabaya vurmaya başladılar kaza yaptırmaya çalışıyorlardı ve ciddi anlamda çok korkuyordum artık kendimi teskin edemiyordum bütün vücudum korkudan titriyordu ben ne olduğunu anlamadan araba yoldan çıktı sarsılmadan dolayı başımı iki defa daha kapıya vurdum ve bayılmamak için oturduğum koltuğu sıktım. Araba ormana girip bir ağaca çarptığında öne doğru savrulmamı engelleyemedim araba durunca Azer bey hemen arabadan çıktı benim tarafıma gelip iyi olup olmadığımı sordu korkudan konuşamıyordum bile. Azer bey beni arabadan çıkarıp sessiz olmamı söyledi ve beni güvenli düşündüğü bir yere kadar taşıdı korkudan çıtım çıkmıyordu. Adamların sesleri gelmeye başlayınca nefesimi tuttum adamlardan biri
"Kontrol edin dikkat edin yaşıyor olabilir..... Yaşıyorsa sıkın kafasına" dedi başka bir adamın sesini duydum
"Yanındakinin?"
"Onunda"
Allahım ben nasıl bir belaya düştüm neler oluyor burda adamlardan biri herhalde arabayı kontrol etmişti ki
"Abi kimse yok kaçmışlar"
"Allah kahretsin beceriksiz herifler avucumuzun içinde ki adamı kaçırdık dağılın lan bulun şu adamı"
adam resmen sinirden kükredi. Azer beyin sözleriyle ona döndüm
"Sakin ol korkma sana zarar vermelerine izin vermem şimdi sessizce buradan uzaklaşıp güvenli bir yer bulacağız tamam mı?"
Konuşamadığım için sadece başımı olumlu anlamda sallaya bildim Azer bey elimi tutup temkinli adımlarla yürümeye başladı bir süre sonra koşmaya başladık.
İzimizi kaybettirince bir ağaca yaslanıp dinlenmeye başladım Azer bey etrafı kolaçan ediyordu biraz dinlendikten sonra Azer bey
"Hadi Dila daha güvenli bir yer bulmamız lazım" deyince
"Peki" dedim sonunda sesimi bulabilmiştim. Yürümeye başladık her ne kadar bedenimdeki zonklamalardan dolayı zorlansamda yaklaşık yirmi dakika kadar yürümeyi başardım ve bir kulübenin önünde durduk.
"Sen burada bekle ben içeriye bakıp geliyorum Dila" dedikten sonra cevap vermemi beklemeden içeri girdi. Bir dakika sonra dışarı çıkıp
"Güvenli gel hadi"
tereddütlü adımlarla içeri girdim. Tereddüt edilmeyecek gibide değildi aslında içeride sadece yırtık eski ve kirli bir kanepe ve içinde ateş yakıldığı anlaşılan her tarafı his tutmuş bir temeke vardı ha birde bir penceresi vardı oda kırıktı zaten.
"Geceyi barda geçirelim sabah çıkarız bu saatte güvenli değildir dışarısı"
Hemen itiraz ettim babaannem Cem meraktan ölürlerdi.
"Olmaz Azer bey aileme haber vermedim çok merak ederler"
"Burdan ayrılamayız Dila dışarısı tehlikeli ve telefonlarda arabada kaldı"
Evet lanet olmasın ki öyle oldu o korkuyla çantamı düşünemedim telefonda çantamda olduğu için haliyle oda yanımda yok mecbur bu gece böyle olacak hem biri bana söyleyebilir mi bu soğuk havada burda donarak ölme ihtimalimiz yüzde kaç acaba. Bir dakika bir dakika ben bütün gece burda tek kanepesinden başka bir şeyi olmayan bu yerde Azer beyle birlikte sadece ikimiz mi kalacağız?
Allahım sen bana yardım et...
****
🌺🌺🌺

ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜL RENGİ
General FictionVe diyeceğim ki; Aşk güzel şey.. vɑktinde ve doğru insɑnlɑ geldiği sürece...