"Mehmet Mehmet lütfen uyan"şuan sanki her şey durmuştu zamandan tutunda haraket halindeki insanlara hatta esen şu rüzgar bile bu görüntü karşısında sanki utanmışta esmeye yüzü yokmuş gibi oda kollarımda bir canın gitmek üzere olduğunu anlamış tatlı esintisini durdurmuştu.
Bu kadar mı yani kendini bilmez biri çıkıyor ve sana emanet olan canı senin kendi iradenle bile almaya hakkın olmadığı canını bir metal parçasıyla söküp alıyor. Peki bu hakkı nereden alıyor Allahım bu nasıl bir cahillik nasıl bir vahşettir bunun sebebi olabilir mi? mazereti olabilir mi?Kollarımda kanlar içinde yatan Mehmet'e artık seslenemiyordum bile bedenimdeki derman bitmiş dilim lal olmuştu etrafımda birileri hareket halindeydi ve bir şeyler söyleyip duruyorlardı ama hiçbir şeye tepki veremiyordum Mehmet'e sıkı sıkı sarılmış olduğum yerde bir ileri bir geri sallanıp duruyordum. Sonra birden suratıma buz gibi bir suyun çarpılmasıyla sanki uykumdan uyanıyormuşum gibi kendime geldim ve tam karşımda tanımadığım bir adam durmuş Mehmet'i kollarımdan kurtarmaya çalışıyordu ve aynı zamanda bir şeyler söyleyip duruyordu
"Yenge kendine gel Allahını seversen bırak hastaneye yetiştirelim ölecek bak sana saygısızlık yapmak istemiyorum"
adamın sözleriyle kendime gelebilmiştim nihayet
"Ambulans... ambulans çağırdınız mı?"
"O kadar vaktimiz yok arabalardan biriyle götürücez"
"Tamam hadi götürelim" benimle konuşan adam diğerlerine dönüp
"Yardım edin yaralarına dokunmadan daha fazla hasar vermeden arabaya taşımalıyız" ve bana dönüp
"Sende yenge abimin yanına gidiyorsun"
"OLMAZ bende geliyorum"
"Yenge.."
"Boşuna konuşma anca vakit kaybı olur biran önce hastaneye gitmeli"
"Tamam yenge tamam"
Adamlar Mehmet'i arabaya taşırken onlardan önce yöneldikleri arabaya binip dikkatli bir şekilde arabaya yerleştirilen Mehmet'in kafasını dizlerime koydum az çok ehliyet kursundan öğrendiğim ilk yardımlarla yaralarına üzerimdeki ceketi çıkarıp adamların daha önce koyduğu ceketle birlikte bastırmaya başladım araba tam gaz ilerlerken benimle konuşan adam şöför koltuğundaki adama
"Hadi Selim o kadar böbürleniyordun göster hünerlerini"
"Abi konuşup dikkatimi dağıtma yarım saat sonra orada olucaz"
"Güveniyorum sana aslanım" sonrada cebinden telefon çıkarıp birilerini aradı
"Alo doktor Mehmet abi vuruldu durumu ağır" dedikten sonra karşı tarafında cevabı üzerine telefonu kapatıp tekrar birilerini aradı
"Abi Mehmet abim vuruldu"
Telefonu kapatıp yolun geri kalanında sürekli bana dönüp yaralara daha çok bastırmam için uyarılarda bulunup durdu o beni her uyardığında daha çok bastırıp suratı ter içinde kalan ve sayıklayan Mehmet'ten gözlerimi biran olsun ayırmıyordum. Yarım saatin sonunda oldukça büyük bir hastanenin önünde durduk kapıda sedyeyle birlikte bir çok doktor ve hemşire bizi bekliyordu. Yine aynı titizlikle Mehmet'i arabadan çıkarıp sedyeye yatırdılar ve hiç vakit kaybetmeden hızlı bir şekilde içeri götürmeye başladılar aynı zamanda doktorlar yaraları hakkında o adamdan bilgi almaya çalışıyorlardı aralarından biri kaç kurşunun isabet ettiğini sorunca hemen lafa atladım

ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜL RENGİ
General FictionVe diyeceğim ki; Aşk güzel şey.. vɑktinde ve doğru insɑnlɑ geldiği sürece...