27. Bölüm

9.9K 519 31
                                    




Azer

Sabır Azer!

Sabır koçum!

Alt tarafı bir etek hem öyle kısa falanda değil normal yani hangi devirde yaşıyorsun sen oğlum öyle giyinmelere falan karışmak bırak kız giysin ürkütme hemen öyle hem boyu normal bekle şimdi bunun bir santim bile kısasını giydiği an dolabındaki bütün etekleri açık seçik şeyleri parçalar bir güzelde yakarsın şimdi sadece o an alacağın zevki düşün sakın eteğin açıkta bıraktığı bacakları düşünme hele o açıktaki bacakları başka erkeklerinde gördüğünü hiç düşünme.

Yok arkadaş etek giymeyi yasaklıyorum hele kısa etekle şirketten içeriye adımını atanı kovuyorum toplansın lan hemen herkes

"Ya Azer sen beni dinliyor musun?"

Dinleyemiyorum kadın dinleyemiyorum dinleyecek kafa mı bıraktın lan vicdansızın kızı

"Azer?

"Ya Azer sana diyorum"

"Abi?"

"NE LAN??"

Biraz fazla çıkan sesimle birlikte Dila olduğu yerde sıçrayıp bir iki adım gerilerken Yusuf'ta yutkunmuştu

"Abi yenge seslendi bir kaç defa sende ses vermeyince ben..."

"Tamam lan uzatma niye geldin?"

"Abi sen yarım saate üstün değişmiş bir şekilde yanımda ol deyince ben..."

"Ben sana yarım saate dedim sen 10 dakika içinde niye geliyorsun"

"Abi ben..."

"Tamam Yusuf çık"

Yusuf sesiz bir şekilde hızlı adımlarla odadan çıkınca büyük cadıma öndüm. Korkmuştu

"Azer niye bağırdın ki şimdi çocuğa?"

"Onun neresi çocuk kadın?"

"Azer neden bağırıyorsun?"

Lan ben bağırmıyorum sen giyinmeyi unutmuşsun be kadın. Yok arkadaş o etek çıkacak! Aklıma gelen fikirle birlikte hemen yerimden kalktım ve Dila'nın elinden tutup çıkışa yöneldim

"Çok açıktım önce karnımızı doyuralım konuşuruzda"

"Kahvaltı etmeden mi çıktın ama şirkete gelmeden önce aradığımda kahvaltı sofrasına oturuyorum demiştin"

"Ecrin'le uğraşmaktan edemedim"
Hızlı adımlarıma yetişmek için koşuşturan Dila ile birlikte arabaya bindiğimiz gibi gazı kökledim. Gideceğimiz yere varmadan önce çok konuşan Dila'yı susturdum

"Dila gideceğimiz yere kadar bekle orada ne soracaksan sor"

Dila derin bir of çektikten sonra tamam deyip başını arabanın camına yasladı ve akıp giden yolu izlemeye başladı ondan gözlerimi çekip cebimden telefonu çıkardım bizim çocuklara gideceğimiz yeri söyleyip kapatmalarını ve etrafındaki bütün insanları tabi birde erkek garsonları oradan biz gitmeden uzaklaştırmalarını yazıp telefonu tekrar cebime attım.

"Azer"

"Efendim"

"Burada neden kimse yok?"

GÜL RENGİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin