Kafeden çıkıp şirkete doğru hızlı ama dikkatli adımlarla yürüdüm. İçeri geçince giriş kartımı okutup geçtim ve asansörlere doğru yürüdüm. Düğmeye basıp asansörün gelmesini bekledim bir süre gelincede binip hemen Azer beyin bulunduğu kata bastım. İneceğim kata gelince asansörden inip Azer beyin odasına doğru yürüdüm ama kapının önündeki sekreteri yoktu bende kapıyı çalmak için elimi kaldırdım tam o sırada içerden bir kadın inlemesi gelince bir şey mi oldu acaba? diye panik yaparak kapıyı açtım. Ve dondum kaldım...****
Gördüklerimi algılamam biraz zamanımı alsada karşımdaki ikili birer adımla birbirlerinden uzaklaşıp silahlarını kaldırmasıyla deminki görüntü tekrar gözlerimin önüne serildi kadın ellerindeki silahın birini Azer beyin şakağına diğerinide omzuna dayamışken Azer beyde sağ elindeki silahı kadının iki gögsünün arasına diğer elindeki çakıyıda kadını boynuna dayamış bir şekilde bir birlerinin yüzüne bakıyorlardı. Kadın yüzünde acı çeker gibi bir ifadeyle bana bakarken Azer beyde kaşları çatık sinirli bir şekilde bakıyordu benim yüz ifadem neydi inanın bilmiyorum tek yaptığım şey öylece dikilip onlara bakmak. Bir kaç saniye sonra Azer bey kadına döndü
"Sevim hanım toplantımızı bir sonuca bağladığımıza göre bitirebiliriz" dedikten sonra bana döndü konuşacağı zaman kadın izin vermedi hem boynundaki kanı temizleyip hemde konuşuyordu.
"Tabiki Azer bey en kısa zamanda bir yemekte kutlamalıyız bunu"
"En kısa zamanda"
Azer bey hiçte samimi olmayan gülümsemesini karşısında kırmızı ceket ve pantolon kombini yapmış esmer yirmilerinin sonunda donuk suratlı bayanın elini sıktı sahi bir insanda hiç mimik olmazmıydı bu kadının gözleri bile boş bakıyordu. Bana doğru ürkütücü bir şekilde gelen kadından korkup gözlerimi kaçırdım ve kapının önünden çekilip iki adım sağa kaydım.
"Sana kapı çalma diye bir edep öğretmediler mi?
Azer beyin sert volumu yüksek ses tonu daha çok korkup yerimden sıçramama neden oldu üstüne birde öldürücü bakışları beni tedirgin ederken titrememe engel olamadım
"Azer bey ben"
bir an ne diyeceğimi bilemediğim için sustum ama Azer bey hâlâ öyle bakmaya devam edince makul bir cevap vermem gerektiğini anladım yoksa çok kötü şeyler olabilirmiş gibi duruyor
"Ben..... yani şey birden sesler duyunca bir şey oldu sandım o yüzden kapıyı çalmadan girdim kabalık ettim efendim özür dilerim"
"Neden geldin ? bir sorun mu var?"
Bir insan bu kadar kaba olabilir mi
"Ama sen ondan feci şekilde hoşlanıyorsun" diye bir gerçeği iç sesim yüzüme vurunca yüzümü buruşturmamak için kendimi biraz kasmak zorunda kaldım
"Hayır efendim bir sorun yok Mehmet beyin işi çıktığı için benden kahve almamı rica etti kahveyi bırakmak için gelmiştim."
"Mehmet ve rica etmek"
tek kaşını kaldırıp bana bakınca erimemeye ve ağzımın suyunun etrafa akmamasına dikkat ederek- ki şu durumda bile adama karşı koyamıyorum-
"Yani tam rica sayılmaz"
bıkmış bir şekilde
"Tamam Mehmet nerde?"
"Bilmiyorum efendim telefon geldi acil bir şeydi sanırım o yüzden gitti hemen"
"Tamam"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜL RENGİ
General FictionVe diyeceğim ki; Aşk güzel şey.. vɑktinde ve doğru insɑnlɑ geldiği sürece...