GÜL RENGİ

30. Bölüm

Azer

    E Dila hanım uyuyacak mıyız daha artık uyanmamız gerekmez mi? Fazlaca dinlenmedin mi sencede. Tamam hata yaptım ama bu sefer inan ki amacım seni kullanmak değildi sadece seni tamamen hayatıma aldığımı anlamanı istediğim için yanımda götürmüştüm güzel vakit geçirip sana kendimi tanıtmaktı amacım ama olmayınca olmuyor işte ben buyum hayatım bu belki bundan daha kötüleriyle karşılaşacaksın her an tehlikede olacaksın ama ben seni korumak için elimden geleni yapmaya çalışacam şimdi diyeceksin ki madem öyle ben niye zarar görüyorum beni koruyamadığın için mi elinden geleni yapamıyor musun bana hep böyle geç mi kalacaksın hep zarar mı görücem diye haklısında ama ben bilmiyorum be Dila sana nasıl davranıcam ne zaman yaklaşıp ne zaman seni kendi haline bırakıcam hiç birini bilmiyorum yavaş yavaş öğrenirim dedim ama onuda gördüğün gibi beceremedim istedim ki dinlen biraz toparlan sonra gelir her şeyi anlatırım ama gördüğün gibi.

Sana demiştim Dila benden uzak olsandan bana yakın olsanda tehlikedesin artık ama uzaklaştığın an zarar görürsün bu yüzden benden ayrılamazsın demedim mi be kadın bak dediğim çıktı sonucunda da senin canın yandı.

Sabır Dila sen sabretki ben öğreneyim sen emek ver ki ben sadece yüzündeki tek bir çizgiden ne olduğunu anlayayım, anlayayım ki sen hiç zarar görme ben sana hiçbir şekilde geç kalmayayım.

Dila'nın başından ayrılıp odadan çıktım uyanmaması ziyadesiyle kafamı bozuyordu arkadaş kadın milleti değil mi illa süründürecek yaptığını misliyle ödetecek neyse uyansında kafamızı kırsın eyvallahımız var. Hastanenin bahçesine çıkıp banklardan birine geçip oturdum ceketimin iç cebinden sigaramı çıkarıp siyah herne kadar belli olmasada üzerinde iç içe geçmiş A ve B harfleri olan zippoyla sigaramı yakıp derin bir nefesi ciğerlerime çektim. Oldum olası hastahaneleri hiç sevmezdim kalktım birde en sevmediğim şeyi şehrin göbeğine diktim ulan şu hastahaneyi yaptım yapalı başımdan bela hiç eksik olmuyor acaba benimle birlikte hastahanenin arsasını almak isteyen adam mı beddua etti eder mi eder vAllaha arsayı aldığımız zaman adam çok pis bakmıştı be. Adamı bulup bir sohbet muhabbet gerekiyor olduda bir cahillik edip beddua etmişse bir güzel ağzını burnunu dağıtır bacaklarını kırar eline veririz tabi beddua eden dilinide unutmamak gerek o dilide dişleriyle birlikte...

Çalan telefonum dikkatimi dağıtınca bende neredeyse üç saattir felaket tellalı çalmadı hayırdır acaba diye düşünecektim. Israrla çalan telefonun kulak tırmalayan sesine daha fazla maruz kalmamak için elimi ceketimin cebine attım zaten günlerdir uyumuyorum üstüne birde bu ses kafamı koparın daha iyi

"Alo"

"Barazoğlu sen ne yaptığını sanıyorsun?"

"Özlettin be kaptan nerelerdesin? Midyat'ta bir göründün sonra kayıplara karıştın"

"Barazoğlu sen çolağı alemdekileri toplayıp gözlerinin önünde nasıl infaz edersin ne haddine senin?"

"Kaptan ben bir şey yapmadım adamlar kendileri atladılar benim suçum ne? Hem üzerinden kaç gün geçmiş senin yeni mi haberin oluyor?"

"Canlarını senin eline vermektense atlamaları sencede daha makul değil mi haddini aşıyorsun Barazoğlu sen kimsin ki aleme göz dağı veriyorsun üç günlük kadın için her şeyden de haberim..."

Al işte bak erkek adamın damarına basılmaz bastın mıda ya öldüreceksin ya öldüreceksin yoksa o seni bulur öldürmez sen öldürsün diye yalvarırsın

"Kaptannn sen onun bunun derdine düşeceğine kendi canının derdine düş iki günlükte olsa üç günlükte olsa benim dediğim kadına sen kimsin ki lan dokunuyorsun silah çekiyorsun"