36. Bölüm

5K 343 13
                                    


  Multi: Mehmet

Mehmet

Bir geldiğimiz yere birde Zümra'ya bakıp başımı olumsuzca iki yana salladım

"Senin gibi bir kızdan beklenecek en son şey bu sanırım"

"Nedenmiş o?"

"Bir öğretmen kaldı ki çocuk yurdundan bir öğretmenin örnek bir birey olmasını beklerdim"

"Ne yani arada dağıtamaz mıyız bizde?"

"Demek ki dağıtabiliyormuşsunuz"

"Şöyle geçelim"

Zümra'nın eliyle gösterdiği köşede pencere tarafında kalan iki kişilik tahta masa ve sandalyelerden olan yere geçip kurulduk. Zümra yanımıza gelen adama gülümseyerek selam verdi

"Nasılsın Haşim abi?"

Saçlarına aklar düşmüş sakalı hafif kırlaşmış adam önce gözlerini benim üzerimde gezdirip Zümra'ya döndü

"İyim Zümra sen nasılsın? epey oldu gelmeyeli"

"İşlerden anca fırsat bulabildim Haşim abi"

"Öyle olsun hadi, genç kim?"

"Yurttan bir öğrencim vesilesiyle tanıştığım bir arkadaşım abi"

"Hoş geldin delikanlı"

"Hoş buldum"

"E donatıyorum masayı?"

"Olur abim yardım ister misin?"

"Yok yok sen misafirinle otur"

Zümra adama tebessüm edip bana döndü

"Nasıl beğendin mi?"

"Sakin, güzel"

"Evet sakin ve mütevazı bir yer dört yıl önce keşfettim hem ortamı güzel hemde sahibi"

Bir süre karşımdaki kadını inceledim cidden görüntüsüyle ters bir karaktere sahip bir insan bu masum yüz ifadesi ve bakışlardan beklenmeyecek bir karakter.

"Çok mu beğendin?"

"Ya ne demezsin bakmalara doyamıyorum"

"Bu kadar belli etme bence"

"Denerim"

Gülen yüzene eşlik edip bende gülünce gülümsemesi dahada yayıldı suratına ve biz sohbete dalmışken masaya mezeler konuldu rakılarımız hazırlandı bizede çalan şarkı eşliğinde içmek kaldı.


Dila

Çay bardaklarını toplarken aklım hâlâ sabah öğrendiklerimdeydi nasıl davranmam gerekiyordu şimdi sürekli bir diken üstünde mi olacaktım ha bir şey oldu olacak diye tamam farkındaydım bazı şeylerin Azer'in yürüdüğü yolun çok fazla inişli çıkışlı olduğunu çakıllarda dolu olduğunu ve bu yolda yalın ayak yürüyeceğiminde farkındaydım canımın yanacağını bile bile o çakılların üzerinde yorulmadan o yokuşları inip çıkmayı kabul etmiştim ama bu kadar tehlikeli olacağını düşünmemiştim. Beni korkutan ajan olması değildi tek korkum mafyaya bulaşmış olmasıydı umarım zarar görmezdi.
  Bardakları makinaya dizip salonda oturan babaannemin yanına gittim

GÜL RENGİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin