14

80 40 0
                                    

Uyandığımda bembeyaz bir odadaydım. Kolumda serum vardı. Kafamda sargı olduğunu aynaya baktığımda gördüm. Ne olduğunu hatırlamıyordum. Birkaç dakika sonra Doğu geldi yanıma.

- İrem iyi misin?

- İyiyim de ne oldu bana?

- Nasıl yani? Hatırlamıyor musun?

- Hayır ne oldu söylesene!

- Tamam bağırma , hem suçlu hem güçlü. Dün arabayı ben kullanıcam diye tutturdun. Senin yüzünden kaza yaptık.

- Saçma sapan konuşma ben araba kullanmayı bilmiyorum bile. Ne yaptın bana çabuk söyle!!

- Kızım ne atar yapıyosun bana? Hepsi senin yüzünden diyorum. Bak deli etme adamı! Aman be ne halin varsa gör ben gidiyorum.

- Allah kahretsin. Defol git!

Doktorlar kaza geçirdiğimizi ama Doğu'nun durumunun iyi olduğunu söyledi. Ayrıca 3 gün kadar burda kalmam gerektiğini de ekledi.

###

3 gün tahmin ettiğimden hızlı geçmişti ve Doğu bir kez bile yanıma gelmemişti. Umrumda mıydı? Evet lanet olsun ki umrumdaydı. Nedeni kendime sorarken hastaneden yeni çıkmış yürüyordum. Yolumu iki tane kabadayı kesti.

- Bana bak güzel kız , bizimkiler seni birkaç gün önce Çağan'ın yanında görmüşler. Hemen yerini söylesen senin açından iyi olur.

- Yurt dışında tedavi görüyor. Hem siz de kimsiniz?

- Çağan tanır bizi. Sen Vuslat'ın abileri de , kesin tanır. Neyse hangi ülkede öt bakalım.

- Nerden bileyim ben?

- Bana bak güzellik canının yanmasını istemiyorsan hemen söyle!

Adamlardan biri kolumu sıkıca tuttu. Anında moraracağına emindim. Kekeleyerek İngiltere'de dedim. Diğeri hemen birini aradı.

- Lan Tunç , hemen bize iki İngiltere bileti al.

Bunu söyler söylemez telefonu kapattı. Bu eşkıyalar kendilerini ne sanıyorlardı böyle? Kolumu bırakıp bir arabaya bindiler bense mal gibi Doğuların evine gittim. Kapıyı çaldım. Nihal salağı açtı kapıyı , aptal aptal bana bakıyordu. Somurtarak içeri girdim. Çağan'ın başının dertte olduğunu Doğu'ya söylemem gerekiyordu. Kapıyı çaldım. Ses gelmeyince içeri girdim. Doğu yatıyordu. Yüzü gözü mosmor olmuştu. İyi de kaza sonrası yüzünde iz yoktu. Zaten böyle bir kaza hikâyesi beni hiç tatmin etmemişti. Bu işin içinde bir şeyler olmalıydı. Düşüncelerden sıyrıldım. Geldiğimi fark etmiş olacak ki hemen söze atıldı.

- Kızım senin ne işin var bu odada?

- Sana meraklı değiliz heralde. Çağan'ın başı dertte. Vuslat'ın abileri olduklarını iddia eden iki kişi yerini sordular. Beni zorladılar söylemek zorunda kaldım. Üzgünüm

- Ne yani söyledin mi?

- Canımı yakacaklarını söylediler , buna mecburdum. Anlamıyor musun?

- Neyse tartışmanın sırası değil. Sen bana Çağan'ın emanetisin. Hemen İngiltere'ye gitmemiz gerek. Ne kadar umrumda olmasan da sen de geliyorsun.

- Ne! Saçmalama!!!!

Arkadaşlar kısa yazdığımı biliyorum ama sürekli yeni bölüm yayınladığım için sorun olmaz diye düşünüyorum. Okunma sayısı fazla ama vote sayısı az. İnsan görünce hayal kırıklığına uğruyor yani. Neyse takip edenlere teşekkür ederim.

###

Benim gibi yolun başında olan bir yazar arkadaşım var. Onun da kitabını okumanızı tavsiye ederim. Okumak isteyenler için : SENSİZ GEÇEN HER SANİYEM.

HAYALLER HAYATLARI BULUNCAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin