Biz Olmak (25. Bölüm)

997 19 15
                                    

Birbirine dolanmış iki çıplak vücüd beyaz güneşli bir güne merhaba der...

25.Bölüm...
Zamanın durması diye bir şey mümkün olsaydı, durması gereken o eşsiz zamanlardan biriydi tamda şu an.
İki vücüdun tek vücüd olup, bir bütün olarak uyuması..
Uyuduklarında bile yüzlerine yansıyan o huzur..
Kokularının birbirine karışması, tenlerinin birbirlerine yapışması,
vücud ısılarının birbirini yakması...

Herşeyin gerçekten başladığı o yerdeydiler işte. Yine ilk bu evde aylarca süren küslüklerini sonlandırmışlardı. Aynen şimdi olduğu gibi... Yine ilk bu evde hayata birlikte yürüme kararı almışlardı. Aynen şimdi olduğu gibi... Yine ilk bu evde birbir acılarını sarmışlardı. Aynen şimdi olduğu gibi... Yine ilk bu yatakta bir bütün olmuşlardı. Aynen şimdi olduğu gibi...

İşte yine yeniden buradaydılar.  Sanki hiç gitmemiş gibi, sanki hiç birbirlerini tüketmemişler gibi, sanki hiçbir şey olmamış gibi.
Yine bir bütün olmayı başarabilmişlerdi.
——––—
Kübra boynuna değen nefesin gıdıklayıcı hissiyle gözlerini güneşli güne açtı. İki saniye gözünü açtığı noktaya doğru baktığında nerede olduğunu hatırlamaya çalıştı. Sonra yüzüne yayılan gülümsemeyle nerede olduğunu hatırladı. Olması gereken en güzel yerdeydi işte. Kocasının kollarında, kocasının koynunda...

Yeniden bir bütün olduklarını, yine biz olduklarını, vücüduna değen tenden bir kere daha anladı.

Gece hiç konuşmamışlardı aslında. Sadece vücüdları konuşmuştu. İki vücudun hasret gidermesiydi bu. Şimdi sakince yanyana yatan bu iki vücud için yorucu bir geceydi.
Ayların verdiği hastetle sabaha kadar tekrar tekrar sevişmişlerdi.

Bu bütünlüğün tek bir parçası eksikti. Elif. Bazen anne babanın yalnız kalması gerekirdi. İşte böyle anlarda geçici ayrılıklar olurdu. Kızını ne kadar çok özlediğini düşündü Kübra.

Akşam Derya bir iki kere mesaj atmıştı "her şey yolunda" diye.
Kübra'nın kafası rahattı çünkü kızı bu hayatta en güvendiği insanlardan birine emanetti. Ve biliyorduki o kişi emanetine gözü gibi bakardı. Düşününce tekrar rahatladı.

Yaklaşık yarım saat sevdiği adamın uyanmasını bekledi sabırla..
Yiğit başının gömülü olduğu boyunda gözlerini açtı. Burnuna gelen kadının kokusunu tekrar içine cekti.

"Günaydın kocacığım."

"Günaydın..." dedi adam kalınlaşan sesiyle. Dudağını yakaladı kadının. İlk hamlede olması gereken yerdeydi dudaklar. Diğerinin içinde...

"Yaramazlık yapmak yok bak öğlen oldu."

"Olsun bana farketmez. Zamanın ne öne mi var ki şu anda? Senin yanında zaman kavramını unutuyorum."

"Ama karnımdaki ses unutmuyor zamanı. Çok acıktım."

"Ben de açım ama sana açım. Gel buraya gel ham yapıcam seni der Kübra'yı ısırmaya çalışır."

Kübra kıkırdayarak "bırak beni...dur yapma bırak..."

"Bırakmam bir daha asla bırakmam."

"Yapma Yiğit gıdıklama lütfen dayanamıyorum."

"Bende sana dayanamıyorum."

HÜZÜN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin