ZORBA 20.(Bölüm)

917 22 18
                                    

20.Bölüm...
Yiğit Kübra'yı gördüğü zaman iki üç dakika donup kalır. Gördüğünü algılamakta zorluk çeker...
Selim: Abicim sakin sakin..
Ender: Yiğit düşündüğüm şeyi yapmayacaksın dimi?
Y: Lan n'oluyo orada?
Kübraaa!!!
diye bağırır..
Kübra sesin geldiği yere bakma fırsatı bulamadan Yiğit'in Kenan'ın üzerine atladığını görür. Birlikte yere yuvarlanırlar. Yiğit Kenan'ın üzerine çıkıp yumruklamaya başlar...
Y: Yine mi sen lan? der ve peşi sıra yumruk atmaya devam eder..
Kübra: Yiğit ne yapıyorsun sen? Yiğit dur yapma. Yiğit Yiğit lütfen yapma...
Y: Sikerim lan senin belanı. Benim karımın yanında ne işin var ulan senin?
Kenan boğuk seslerle kendini ifade etmeye çalışır ama başarılı olamaz. Yiğit'in yumruklarından cevap vermeye fırsat bulamaz.
K: Ender Selim bir şey yapın durmayın öyle.. Niye bakıyorsunuz? Ayırsanıza şunları..
İkisi Yiğite hamle yaparlar ama başarılı olamazlar. Yiğit ikisini başından savuşturur. Yiğit'i durduramazlar..
Bu sırada bebek pusetindeki Elif gürültülerden rahatsız olup ağlamaya başlar.
Yiğit kızının sesini duyduğu an durur. Yavaş haraketlerle Kenan'ın üzerinden kalkar ve Elif'e doğru yürümeye başlar. Hiç kimsenin sakinleştirip durduramadığı Yiğit kızının sesiyle durmuştu..
Y: Siktir Ekif'i unuttum. Daha dün babama düzgün bir adam olucağım demiştim. Hay ben böyle işin...
Kübra pusetteki çocuğu kucağına alıp susturmaya çalışır fakat başarılı olamaz. Yiğit Kübra'nın yanına gider gözlerinin içine bakarak Elif'i kucağından alır.
Y: Kızım, prensesim gel babaya der. Daha kucağına almasının ikinci saniyesinde Elif susar ve babasına bakıp gülücükler atar.
Y: Özledin mi babayı sen? Bende seni çok özledim bebeğim der ve kızını öpmeye başlar...

 Y: Özledin mi babayı sen? Bende   seni çok özledim bebeğim der ve kızını öpmeye başlar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ender ve Selim yerde bitkin halde yatan Kenan'ı toparlayıp ayağa kaldırırlar. Kübra o esnada Kenan'ın yanına gider.
K: İyimisin? Ben çok özür dilerim.
Kenan: Dejavu yaşıyorum resmen. Bu adamın normal merhaba demesi yok mu arkadaş? İlk saldırdığında hadi nenedi vardı şimdi bana neden saldırdı ki?
K: Çok özür dilerim hepsi benim suçum..
Y: Kübra yanıma gel özür dileyip beni daha fazla sinirlendirme.
K: Sen varya Yiğit çok çok kabasın.. Odunsun odun.
Kenan: Yoksa senin benimle çalıştığını mı bilmiyor?
Selim: Bi sus abicim ya şimdi yine yeniden dövecek seni..
Yiğit Kenan'ın iş ile alakalı konuştuğu kelimeyi duymaz.
Y: Korktun mu sen bebeğim? Korkma bak baba yanında der kızının sırtını sıvazlar.
"Seninle işim bitmedi Kenan efendi bu sadece girizgahtı. Daha döncem ben sana bekle sen, gelişme ve sonuç bölümleri için."
Kübra Yiğit'in yanına gider.
K: Zorba sen tam bir zorbasın..
Y: Şimdi ben mi zorba oluyorum?Senin yanında bu.. bu.. şeyle herifle pastanede ne işin var? Elif kucağımda olmasa daha neler söyleyeceğimde kızıma dua etsin şu an onun için susuyorum..
K: Ömrümde senin kadar kaba zorba ve odun birini daha görmedim. Ben sadece işe başlamıştım burada işe..
Y: Pardon ben yanlış mı duydum? Sen burada işe mi başladın? Sadece iki gün yoktum kızım burada iki gün..
K: Sen beş aydır yoktun burada...
Y: Hangi ara işe ihtiyacın oldu? Paraya mı ihtiyacın var? Ben sana fazlasıyla veririm. Benim neyim varsa zaten senin..
K: Bunları konuşmamız için burası doğru yer değil. Baksana herkes bize bakıyor der ve utançla kafasını yere eğer..
Pastahane çalışanları ve yoldan geçen herkes durup onları izliyordu.
Selim: Dağılın lan ne bakıyorsunuz? Tövbe tövbe.. Bak hala bakıyorlar dağılın hadii!!
Y: Şitt Kenan efendi cama tekrar eleman aranıyor yazabilirsin. Çünkü yarın Kübra işe gelmeyecek.
K: Gelecek...
Y: Gelmeyecek... Hadi düş önüme yürü seninle konuşacağız Kübra'yı kolundan çekiştirir..
Kübra sokakta kavga yapmanın verdiği utançla Yiğit'in dediğini  yapar ve onunla yürümeye başlar.
Birlikte kendi mahallelerine gelirler. Yiğit evin önüne gelince..
Y: Hadi gir..
K:Ben artık orada yaşamıyor.
Y: Burası bizim evimiz ve sen burada yaşıyorsun.
K: Artık benim evim değil.
Y: Zorluyorsun,  zorlama...
K: Zorlamıyorum, sadece sana gerçeği söylüyorum.
Y: Ha öyle mi Kübra hanım peki sen nerede yaşıyorsun? Sırf merak ettiğim için soruyorum.
K: Kendi evimde der kafasıyla büyüdüğü evi gösterir.
Yiğit kafasını gök yüzüne kaldırıp
Y: Beni mi sınıyorsun? der sonra Kübra'ya döner.
"Orası senin evin değil Sadullah şerefsizinin evi."
K: Hayır benim evim. Bu ev babamın değil anneme babasından miras kalmış yani o adamın evi değil annemin evi.
Y: Her neyse.. Oraya gitmeyeceksin ve bu konu kapatılmıştır sonsuza dek...
K: Hayır kapatılmadı senin istediğini yapamayacağım. Hem bu konular böyle sokak ortasında konuşarak olmaz. Hadi gel oturup biraz konuşalım.
Y: Ben o eve girmem.
K: Bende o eve girmem.Gelmezsen ben gidiyorum der. Bebek arabasındaki bebeği kucağına alır.
Y: Bir dakika kızımla vedalaşayım der ve Elif'i kucağına alır ve kendi evine doğru yürür.
Y: Benim kızım o evde büyüyemez burada benim yanımda benim evimde büyüyecek.
K: Bunu bana yapamazsın. Onu benden alamazsın.
Y: Seni ondan almıyorum, senide yanımıza alıyorum. Sizin yeriniz benim yanım karşım değil..
K: Sen öyle buyurdun diye öyle olmayacak ve ben senin dediğini ilk kez yapmayacağım.
Y: Sen bilirsin Elif benimle kalacak der evden içeri girer. Kübra ağlayarak arkasından evin giriş kapısına kadar gider. Eşiğe oturarak ağlamaya başlar...

HÜZÜN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin