Flu (31.Bölüm)

609 22 15
                                    

Gururla yanında arabayı süren adama baktı. Aşık olduğu adamla evliydi, deli gibi severken deli gibi seviliyordu. Sevdiği adamdan bir çocuğu vardı ve daha bir çok çocuğu olsun istiyordu.

 Sevdiği adamdan bir çocuğu vardı ve daha bir çok çocuğu olsun istiyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

31.Bölüm...

Yiğit ve Kübra onbeş gündür evden uzaktaydılar. Kübra Zeliha'nin tutumunu, tavrını çok merak ediyordu. Açıkcası yapacaklarından korkmuyordu değil. Çünkü kadın kocası öldükten sonra hiçte normal davranmıyordu.

Kübra, Zeliha'nın düşmanının kızıydı. Kin, nefret ve öfke doluydu o na karşı Zeliha. Kocasını öldüren adamın kızı onun oğluyla evliydi ve oğlu bu durumdan çok memnun gibiydi. Memnunu bırak kıza deli divane aşıktı. İşte bu Zeliha'yı çıldırtıyordu. O kızın yeri bu ev değildi, oğlunun yanı değildi, oğlunun aşkı hiç değildi. O hasımlarının kızıydı, her hasıma yapıldığı gibi Kübra da dışlanmalıydı, kovulmalıydı ve kapı dışarı atılmalıydı.

Oğlunun onu kapı dışarı atmadığı yetmemiş gibi birde karısına eskisi gibi körkütük aşıktı. Zeliha çıldırıyordu ve bu durumu kabullenemiyordu. Zaten o Kübra'yı en başından beri hiç sevmemişti. Farkli bir gelin adayı vardı. Zeliha'nın bulduğu gelin adayı cidden farklıydı. Sinsiydi, kötüydü ve pisliğin tekiydi. Farkı ortaydı.

Emir annesine ev olayından hiç bahsetmemişti. Annesinin nasıl bir tepki vereceğini bilmediği için onbeş günlüğüne tatile gittiklerini söylemişti. Bu bile Zeliha'yı çıldırtmaya yetmişti. Günlerce söylenip durmuştu. "O kızın yeri tatil değil, onun yeri bizim uzağımız, kapının dışı" diye bağırıp durmuştu. Hatta o kadar abartmıştı ki bir gün Yiğitin eşyalarını didik didik aramıştı bile. Yiğit'in Kübra'ya bu denli bağlanmasının büyüden başka mantıklı bir açıklaması olamazdı o na göre. Bütün evde hatta Yiğit ve Kübra'nın odasında, eşyalarında muska aradı durdu günlerce.
—————————

"Neden sessizleştin aşkım?"

"Bilmiyorum, eve yaklaştıkça içimi anlamsız bir hüzün kapladı."

"Biliyorum aklın evimizde kaldı, hep orada kalmak istiyorsun değil mi?"

"Evimizden ayrılmak daha bizim evimiz değilken bile beni hep üzerdi. Şimdi o harika ev bizim. Ömrümün sonuna kadar hep orada yaşamak istiyorum. Ama bu burukluğum ondan değil."

"Peki neden böylesin?"

"Annen Yiğit. Korkuyorum vereceği tepkiden."

"Korkma ben yanında olacağım. Seni inciltmesine izin vermeyeceğim."

"Korkuyorum. Bende onun yerinde olsam, bende nefret ederdim benden. Düşünsene seni öldüren adamın kızıyla aynı evde yaşamak ne kadar zor olurdu. Ben senin saçının bir teline kıyamazken. Annene hak veriyorum çok zor bir durum. Onu Anlamaya çalışıyorum. Onu anladıkça da ben tükeniyorum."

HÜZÜN Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin