mektup

94 5 13
                                    

"Gece... Canım kardeşim ! Yine telefonunu değiştirmek zorunda kaldığını düşünüyorum. Bunu düşünmek istiyorum. Keşke sesini duyabilsem. Çok özledim seni ! Sana çok önemli bir haberim var, babam Ankara'da olduğunu öğrenmiş. Seni bulmak için oraya gideceğini söyleyip duruyor bana. Ancak korkma "Bu kapıdan çıkarsan benim Gece diye bi kızım olmayacak demiştin o sizi silmiş demek ki siz de onu silin!" Dedim geçen gün. Ne bok yerse yesin dedi bi an ertesi sabah yine celallense de ben onların sana gelmesine engel olucam. Anneme de geçen gün benim yanıma gönderdiğinizi söyleyin akrabaya eşe dosta dedim. Zaten amcamdan başkasının da seni sorduğu yokmuş. Görmeye görmeye varlığını unutacaklardır. Bende olacağı gibi !

Evde yokluğun hissedilmeyecek gibi değil, tahmin edemezsin. Geçen hafta geldim yanlarına. Annem de babam da hayatı birbirine zehir etmeye devam ediyor. Evde ciddi bi kaos hali var. Sen konusunda fikrini değiştirdiğim an yanına geleceğim artık ! Neden kaçtığını o kadar iyi anladım ki senin gibi ben de yoruldum artık üstelik 2 haftada ! En azından sen yanımda olabilseydin uzaklaşırdım diyorum... Ama sen bana bakma... Kal orada ! Asla dönme yolundan ! Çünkü ben eminim burada olduğundan kat kat daha iyi bi hayatın olduğuna.

Sadece çok özlüyorum, sabahları neşeyle beni uyandırıp kahvaltı hazırladığımız günleri, yan yana kitap okuduğumuz zamanları, sahile inip senin çizim yaparken ders çalıştığım bahar sabahlarını, seninle basketbol oynamayı, geceleri film izlemeyi çok özledim... Ayaklı başlı uyumayı bile özledim ulan ! Ben Ankara'ya geldiğimde hepsini yapalım olur mu ? Bu arada bana tişört pantolon falan dik.. Şu kareli pantolon eskidi artık giye giye !

Bu arada ihtiyacın olur diye bi miktar para gönderdim. Bi kısmını sakla... Hep diyorum ya paranı biriktir! Ne olacağı belli olmaz.. Geldiğim zaman bunları daha detaylı konuşuruz. Babamı sakın takma kafana ! Sen bunları okurken ben onu ikna etmiş bile olabilirim hatta.

Abin Güneş"

Burnuma dolan abimin kokusuyla beraber Özlem'e sarıldım. Hıçkırıklarım boğazıma dizilirken kendimi kaybetmiş gibi ağlıyordum. Özlem'se saçlarımı okşayarak benden şefkatini esirgemiyordu.

"Çok özledim abimi Özlem.. Çok... Özledim!"

"Biliyorum balım... Biliyorum..."

Oracıkta ağlaya ağlaya uyuyakalmışız Özlem'le. Sabah güneşin gözlerimize düşürdüğü ışıkla uyandım. Gözlerim yanıyordu, o kadar şişmişti ki beni gören Özlem bi an rüyasında uzaylı gördüğünü sanmıştı. Kaptan Spark selamı veren elimi iyice kaldırıp, "Günaydım dünyalı ben dostun ve ağlamaktan şişen gözleri seni selamlıyor..." dedim.

Gözlerini devirip "Darth Vader'a yeni alışmıştım.." diye sızlandı.

Darth Vader'ın maskesinden çıkan sesleri ağzımdan çıkarmaya çalışarak ayağa kalktım ve elimi taşı sıkar gibi açık bırakarak onu force'la (Star Wars filmlerine ait bi terim. Güç anlamına gelir.) ayağa kaldırıyor gibi yaptım.

"Kuuuuuuuhhh.... Kuuuuuuuhhh!.... Özlem.... kuuuuuhh!!! Uyanmazsan derse geç kalacağız... kuuuhhhh!!!"

Battaniyeden yaptığım Darth Vader pelerinimi havalandırıp kuuuuuhhlamaya devam ettim.

Özlem boğazını tutup, "Beni boğuyorsun !.." demeye başladı Darth Vader'ın çocuklarının annesi uğruna karanlık tarafa geçtiği sevgilisi Padme edasıyla..

Aramızda geçen bu kısa Star Wars sahnesinin ardından hayali seyircilerime sırtımı dönüp battaniyeden pelerinimle banyoya doğru koştum. Battaniyeyi kapının önünde bırakıp soyunmaya başladım.

Veda SonesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin