Ödeştik.

83 4 17
                                    

Merdivenlerden inerken karşılaştığımız Nuh Albayım akşamın ilk iltifatını ederek nereye gideceğimizi sordu;

"Manhattan'da okulun partisine katılacağız..." deyip teşekkür etti Özlem.

"Benim bırakmamı ister misiniz?" diyerek beyefendiliğini konuşturuyordu yine.

"Teşekkürler albayım siz zahmet etmeyin taksiyle gidelim.." diyerek kapıya inen merdivenlere yöneldim.

"Dikkatli olun, eğlenmenize bakın bir şeye ihtiyacınız olursa arayın!" diyerek bizi yolcu etmişti Nuh Albay.

Sokağın başındaki taksi durağından bi araca binip Manhattan'a gideceğimizi belirtip yola koyulduk. Süre zarfında Özlem gözlerimin içinin güldüğünü gülerken ne kadar güzel olduğumu anlatıyordu. Ben hala kendimi zorluyordum ve kafamın içinde konser veren Yavuz Çetin'e eşlik ediyordum. 10 dakika kadar süren yolculuğun ardından taksinin parasını ödeyip arabadan indik ve kapıda oluşan kalabalığa bakakaldık.

"Mekanın büyük olmasını umuyorum. Bunca insanla balık istifi gibi saatler geçirip eğleneceğimi düşünmüyorsun değil mi?"

"Veee Gece içinde sakladığı huysuzun tasmasını elinden kaçırır!" diyerek gülüp kolumdan tutarak beni kas yığını Murat'ın yanına sürükledi. Barbaros'u görememiştim hayret! Emre de yoktu ortalıkta!

"Hoş geldiniz kızlar! Harika görünüyorsunuz!" diyerek bizi selamladı.

Yalandan gülümseyerek "Merhaba..." deyip etrafa göz atmaya başladım.

"Kime bakınıyor?" diyen Murat'a cevabı Özlem verdi; "Barbaros'a..." Kafamı hızla Özlem'e çevirdiğimde Barbaros'un nerede olduğunu gösterdi yanımıza gelen Emre. "Bu gece partinin en güzel kızıyla vakit geçirecekmiş..." dediği anda tısladım.

"Şimdi konuşursun sanırım?.." Özlem sınırlarımı zorlamak konusunda o kadar başarılıydı ki şaşarak izliyordum onu. Ancak yanlarında durmaya daha fazla tahammül edemeyeceğimi idrak edip kalabalıktan sıyrılmaya karar verdim. "Beni ararsan barda oturuyor olurum." dedim içeride neyle karşılaşacağımı bilmeden. Kalabalığın azaldığı yerde gördüğüm midyecinin yanına koşturarak gidip kendime midye ısmarladım.

Bunu yapmayı o kadar özlemiştim ki... Tadına vara vara yiyordum ve gecenin sonunda midemin alt üst olmasını kafama hiç takmıyordum.

"Kolay gelsin usta!" deyip keyfime ortak olan Barbaros sabahki olaylar hiç yaşanmamış gibi davranıyordu. Elime geçirdiğim 8. midyeyi ağzıma döküp Barbaros'a baktım.

"Tamam özür dilerim..." dediğimde bana iyice yaklaşıp "Efendim?" dedi. "Özür dilerim.." diye kendimi tekrar ettim oflayarak. Elini kulağının arkasına götürüp açtı ağzını yumdu gözünü; "Seni duyamıyorum Gece, sabahki sesinle söyler misin?"

"Özür dilerim Barbaros!" diye bağırdığımda sonunda herkesin bakışlarını üzerimize toplamıştık. Yediğim midyelerin parsını verip sinirle Özlem'in yanına gittiğimi düşündüm bir an. Hayır Barbaros'u mutlu etmeyecektim.

Barbaros'un bana yönelttiği kulağına baktım. Sinirle hangi kadının bıraktığını bilmediğim boynundaki morluğa nefesimi verip; "Özür dilerim Barbaros!" diye bağırdım. Sora elime 9. midyeyi geçirip keyifle yedim. Herkes bize hayretle bakarken yanından ayrıldığı kız yanımıza doğru geldi. Hayır o morluğu bunun bırakabileceğine inanmıyordum. İki gün önce mekana getirmesinden haz etmediğim o sarışına ait olduğuna yemin ederdim. Sürekli boynuna yapışıyordu!

"Barbaros sen de çalacak mısın?" derken o kadar yılışık davranıyordu ki kız, yediğimiz midyenin hayvanından evrildiğine şahitlik ediyor gibiydim! Tiksinerek suratına bakıp gözlerimi kıstım ve gevşek suratının tam ortasına alnımın çatını indirdim. Kafamı geri çektiğimde Barbaros kızın beline sarılmış kulağına bir şeyler söylüyordu.

Veda SonesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin