Veda Sonesi

Kinyas ve Barbaros

"Kolej'e abi!" Diyen Barbaros'un bindiği taksiye atlayıp;

"Nereye?" Dedim.

Taksici genç "Kolej'e dedi ya.." deyip güldüğünde espri anlayışını sorguladığım Barbaros da herife katılmıştı "Asıl sen nereye?.." diyerek.

"Ya arabadan iner odaya geri dönersin ya da ben de gelirim." Diye şart koştum. Yine başına bi bela açıyordu belli ki..

"Bi yerinde dursan olmaz değil mi?" Diye bana çıkışırken ne kadar haksız olduğunu da farkındaydı. Tek kaşımı kaldırıp kollarımı göğsüme bağladım.

"İyi kapıda beklersin." Deyip taksiciye başını salladı.

"Sen öyle san.." diye mırıldandım. Cebimde koca cephanemden sadece bi çakı vardı... Bir de çakıyla uyumlu mat siyah bir zippo..

15 dakika içinde gideceğimiz yere vardığımızda taksiciye beklemesini ve bana mukayyet olmasını emretti ve sarı boyalı apartmandan içeri attı kendini. Sensörlü ışıklar Barbaros'un hareketiyle yukarı doğru yanmaya başladığında çakıyı cebimden çıkarıp taksiciye yönelttim. "Sakın sesini çıkarma. Kilitleri aç ve olduğun yerde kalmaya devam et!" dedim.

"Gece gece sizi bela diye mi gönderdiler başıma? !" Diye sitem ederek arabayı çalıştırdıktan sora kilitleri açıp beni özgürlüğüme kavuşturdu.

Apartmandan yavaşça girip ses çıkarmamaya özen gösterdim. Yukarı çıkıp nereye girdiğini tahmin etmeye çalıştım. Bi işe yaramadığını düşündüğümdeyse üst kattan gürültüler duymaya başlamıştım. Barbaros kesinlikle orada olmalıydı..

Merdivenlerden çıktığımda karşıma ilk çıkan köküne kadar açık kapıdan içeri attım kendimi. Barbaros herifin birinin gırtlağına yapışmış onu penceresinden aşağıya iterken karşıma çıktı.

"Barbaros ne yapıyorsun?!" Dediğimde bana dönüp kendine geldi.

"Senin ne işin var burda?!"

"Ne yaptığının farkında mısın Barbaros?!" Dediğimde elim ayağım çekilmişti. Bi anda içinizde biriken her şeyi dışarı atıp, dirençsiz kalıp, ayakta durmaya çalıştığınızı düşünün... Öyleydi işte... Tam anlamıyla yolun ortasında kusup yola devam etmek zorunda kalmak gibi... Tek farkı vardı ben hala rahatlamamıştım!..

Barbaros işaret parmağını kapıya uzatıp "Gece arabaya dön!" Diye emir verdi.

"Neler olduğunu anlatmadan, adımımı bile atmıyorum." Deyip olduğum yere çakıldım.

"Sen demedin mi kayıp parçanı bul diye? Bu göt satmış onu, bulamıyorum!" Diye bağırıp karşısındaki ticari göte yumruğunu indirdi..

"Tutku orospu mu olmuş ciddi ciddi?!" Sözlerini keşke en başından içimden söyleseydim dedim. Barbaros bana baktığında Anakin'in Darth Vader'a dönüştüğü sahneyi yaşıyor gibi hissettim. Hakikaten onun o methiyeler düzdüğüm gözleri kıpkırmızı olmuş güneş gibi yanıyordu..

"Tutku değil, Kinyas..." dediğinde işler daha da sarpa sarmıştı.

Barbaros'un tek aşkı Tutku sanıyordum.. Herif biseksüel çıkmıştı üstelik! Belki de homoseksüel olduğuna inanmak için o kadar kadınla beraber oluyordu? Ya Kinyas?.. Gay miydi? Trans kadın olmuş da olabilirdi pazarlandığına göre.. Ve sonuçta ne olursa olsun Barbaros o herifin gırtlağına yapışmakta haklıydı.

"Pezevenk! " dediğimde yüzümü ekşitip suratına tükürdüm. Daha sora sol yumruğumu aşağıdan yukarıya savurup çenesine geçirdim. Henüz geçmemiş olan sinirimi ikiye katlayan herifin; "Taş gibi hatunmuş ver bunu bana sana Kinyas'ı bulayım..." lafıydı.