KAYIP, Kırmızı ve Barbaros

67 3 28
                                    

"Barbaros bana dövme yapar mısın? " deyip elimdeki defteri barın üzerine koydum. Elindeki shakerı yerine bırakıp kaşlarını çatarak suratıma baktı.

"Enseme 'KAYIP' yazar mısın?" Dedim ısrarla.

"Neden ?" Derken neden bana yaptırmak istedin sorusunu sorduğunu anlasamda başka bi şeyin cevabını verdim.

"Anlamını anlatamam... Ama bi vücuda kazınacak kadar derin anlamlara sahip. Ne kadar tutar?"

"Öpücüklü, Siyah Bir Veda Öpücüğü albümü eder.." cevabını verdi.

Cem Adrian'ın 10.000 tane öpücüğünden birini istemişti benden.

Neden KAYIP yazdırmak istediğimi anlasa da neden ona yaptırmak istediğimi tekrar sormamıştı. Yada kime aşık oldup da Kayıp Çocuk olduğumu sormamıştı...

Ama asıl sorunumuz bu değildi, asıl sorun her yerde tükenmiş olan bu albümü nerede bulacaktım? Hayır elimdeki 10 öpücükten birini dahi vermeyecektim.

"Şeker Prens ve Tuz Kral olmaz mı?" Diye şansımı denemiştim. Tebessüm ederek başını iki yana salladı.

"İyi hoş da tükendi o albüm bulamam ki..." dedim önüme uzattığı kokteyli alıp.

"Karşılığı bu, başka birine de yaptırabilirsin... Reha mesela.." deyip sigarasını yaktı.

İnat değil miydi işte?! Kokteyli masaya götürüp hemen prova odasına indim.

"Özlem, bana acilen bi tane Siyah Bir Veda Öpücüğü albümü getirir misin?" Diye bir telefon açtım canım Kızıl'a.

"Neden? Napacaksın?" Merakının haklı sorusunu sormuştu. Bense;

"Sen getir ben anlatıcam." Deyip kapattım telefonu.

Bara geri çıktığımda Sude Barbaros'a sıkıca sarılmıştı. Evet onun laubali olmasını anlayabilirdim ama Barbaros ?.. İşimle ilgilenmeye çevirmiştim kafamı. Gecem de böyle nihayet bulmuştu. Barbaros ve Sude'nin anlam veremediğim samimiyetine dikkat çevirmeden. Kızıl albümü getirip önüme koyduğunda neler olduğunu anlatmamı beklerken de umursamaz davranıyordum. Kimseye Barbaros'un beni ruhsal çekintilere soktuğundan bahsetmeyecektim. Çünkü açıklanamayacak bi durumdu bu yaşadığım, sebebini bilmediğim düşüncelere hapsoluyordum. Kendime bile anlatamıyordum ne yaşadığımı.

Hayatımda olmayan bi varlıktı karşımdaki. Acıyla irkiliyordu her hareketimde, gülümsemeye çalışıyordum bunu fark ettiğimde, ona yaklaşabilmek için. Gülümsememe anlam veremiyordu elbette , kimdi bu? Ne istiyordu?.. Tanımadığı biri...

Aynı soruları ben de sormuştum kendime, cevap bulamamıştım... Sihrini bilseydim koşup kaçardım..

Onun yerine albümü Barbaros'a uzatıp gözünün içine baktım. "Hemen yapacaksın. " dedim. Albümü uzatıp, "Yapınca verirsin. Dükkanı kapattıktan sora bana gel.." dedi. Başımı sallayıp albümü ona geri uzattım.

Mekanı kapatmadan kızılı eve gönderdim. Sora Barbaros'un peşine takıldım. "Şimdi senle bir oyun oynayacağız..." dedi Barbaros. Üstüne düşünmeden onayladım onu ama ona yetişmek için attığım büyük adımların yanı sıra şart koştum, "İstemezsem devam etmem."

Sigarasını yakıp "Anlaştık." Dedi. Ve oyunu anlatmaya başladı. "Birbirimize neden sorusunu soracağız, cevaptan tatmin olana kadar da sormaya devam edeceğiz sora sıra diğerine geçecek..."

"Neden bu kadar saçma bi oyun oynuyoruz?" Dediğimde oyuna başlamamıştım aslında.

"Çünkü sana o dövmeyi neden yapacağımı bilmek istiyorum."

Veda SonesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin