yaz

61 3 6
                                    

"Su faturası Gece..." diye elime 243 liralık bi fatura uzattı Özlem. Başımı salladım, faturayı aldım, elimdeki Camel Sky Blueyu söndürdüm ve odama doğru ilerledim. Babam saatlerimi banyoda geçirdiğim için en az elli defa dövmüştü beni. Özlem anlayışlıydı. Kızmazdı hiç. Çünkü bilirdi benim her defasında kendime kızdığımı.

Ruhunuzun ve bedeninizin asla çıkmayacak olan katran kırmızısı lekelerle kirlendiğini düşündünüz mü? Derinizi yüzecek kadar keseleyip yine de çıkmadığını gördünüz mü o lekelerin? Babamın iz bıraktığı her yaranın üzerine bir de ben yara açtım, tırnaklarımla! Ama çıkmadı derimden! Kendimden nefret ediyordum, bu yaralarla yaşamaya mahkum olduğum için ! Ne temizlerdi beni? Bunca su?! derinlemesine temizlik yapan deterjanlar?! Alkol?! Yetmedi hiç biri ufacık bi zerresini temizlemeye, yetmedi.

Neden sürekli bu haldeyim diye sordum aynaya bakmaya yüzüm olduğunda... Sadece nefret duygusu vardı içimde ve her geçen dakika kirimle beraber büyüyordu... Ama kanatlarım hep tertemizdi parıldıyordu, Özlem sayesinde ! Babamın elleri Özlem'in sevgi ve şefkatle koruduğu kanatlarıma erişememişti!

Uyandım. Uyanmak istemesem de uyanmıştım... Gözlerime dolan güneşin ışığına küfrederek ayağa kalktım. Sürünerek banyoya yüzümü yıkamaya giderken parmak aralarıma dolaşan saçlarımdan kurtardım kendimi. Mutfağa gidip ocağa su koydum ve bi sigara yaktım. Özlem de uyanmıştı.

"Günaydın kızıl..."

"Gün hala aymadı!"

O banyoya girerken ben odama girip üzerime bi kot ve bluz geçirdim. Kahvaltıyı hazırlayıp yedikten sora kendimize gelmeye başlamıştık. Sigaralarımızı yaktık ve asıl konuya geldik.

"Barbaros'la neler oldu?"

"Hiç.." dedim.

"tüh." Dedi.

Diyecekleri o kadardı yani.Tepkisiz. Umarsız. Olmasa da olur gibi ama işte demese de olmaz gibi. Demiş olmak için hani. Ulan bari insan bi ünlemişareti (!) falan koyardı. Hiç değilse az da olsa tepki verdi derdik. Bu neydi şimdi? Fazladan kulaklık gibi. Dedim kendi kendime. Keşke söylenmeseydim de psişik güçlere sahip olduğunu düşündüğüm kızıl düşüncelerimi okumasaydı, fazladan kulaklığı çıkardı ortaya.

"Sana hakikaten değer veriyor."

"Fikrimce demeyi unuttun."

"Efendim?"

"Sana öyle geliyor yani. Ben anlamıyorum neden bütün dünya bize arkadaş olun mesajı veriyor. İstemiyorum Barbaros."

"Sanki git evlen dedim herifçioğluyla ne yapmak istiyorsan onu yap !"

"Saçımı kestirmek istiyorum." Dedim geceleri hatırlamadığım kabuslarımla mücadele ederken çekiştirdiğim saçlarıma bakıp.

"Yine mi Gece?" Deyip yanıma oturdu. Kolumu sıvazladığımda bir de ettiğim mücadelenin darbeleriyle karşılaştım.

"Hala destek almak istemediğine emin misin?" Derken o kadar ciddiydi ki konuştuğum anda vereceği tepkiden korkuyordum. Ama hayırdı!

"İstemiyorum. Biliyorum bi halta yaramıyor! Sadece konuşuyorum. O soruyor ben anlatıyorum. Sora aynı ilaçlar sora aynı boşluk! Ot gibi yaşamak istemiyorum. Sürekli uyumak istemiyorum. Saatlerce aynı yere bakıp hiçbir şey görmemeyi istemiyorum! Hiçbir şey düşünememeyi istemiyorum!"

Ellerim titremeye ve vücudum artık kendini taşımamaya başlamıştı! Özlem'in açtığı iki kolun arasına yığıldım.

"Özlem korkuyorum... Ben bazen yaşamak da istemiyorum!"

Veda SonesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin