10.bölüm

50 4 0
                                        

bu aile yemeği bana saçma geliyordu.anna'nın bana yaptıklarından sonra ona güvenemezdim.o gün marco gelmeseydi,şimdi burda olamazdım.araba durduğunda iki katlı bir eve gelmiştik.marco indiğinde ben de indim.yanıma geldi,benim dışımda kimsenin duyamıcağı bir sesle

"ne yapıcağını biliyorsun"

"evet biliyorum,sanırım"

"sanırım mı?bu oyun değil mary"

"biliyorum elimden geleni yapıcam"anna evin kapısını açarken

"geliyormusunuz?,oraya servis yapma zahmetine giremem"marco yüksek sesle

"evet"kolunu belime doladı.ve içeri girdik.evleri çok güzeldi.anna bize solonun yerini gösterdi.solon kocamandı.carl ve will bilardo oynuyordu.ciddi anlamda zenginlerdi.evde resmen bilardo vardı.kolumdaki saate baktım.saat 11 olmuştu.yemeğe bir saat vardı.arkamdan bir ses

"marco,kardeşim nasılsın"marco beni bırakıp bill (abisi)'ne döndü

"bill,adamım aynı sen"abisi

"aynı olduğunu düşünmüyorum"diyerek beni gösterdi. biraz tedirgin olmuştum.marco bana baktı

"evet,evet tek değişen o.ama bu değişiklik hoşuma gidiyor."birlikte koltuğa oturdular.anna geldi

"mary gel biz kız kıza konuşalımda erkekler yalnız kalsın"istemesemde anna ile birlikte gittim.mutfağa doğru gittik.anna'nın yüzünde piç gülümsemesi oluştu

"eee tatlım"

"e derken"

"marco'nun oyunlarına kandın mı?"

"açık konuşur musun?"

"marco seni sevmiyor."

"bundan emin olamazsın"

"inan bana onu benden daha iyi tanıyamazsın,tanışmanız tesadüf mü sanıyorsun?"

"ne demek istiyorsun?"

"marco seni kullanıyor.o tam bir psikopat.kaç cinayet işledi haberin var mı?yatak odasının duvarına,öldürdüğü kişilerin isimlerini kazıyor."(medyada isimler yazıyor)

"sana neden inanıyım"

"onun gibiler,insanları hatta hayvanları bile nesne olarak görür.bilirsin nesneler bir süre sonra eskir,marco'da eskilerle ilgilenmez."

"seni bu yüzden mi bıraktı?"

"hayır,ondan ben ayrıldım.çünkü onun tek duygusu öfke ve hayal kırıklığı.tabi bazı kişler öfkesini sevgiye dönüştürebiliyor.ben o kişilerin arasına hiçbir zaman giremedim.sende giremiceksin.onun kuralları var.kurallarda değişiklik yapmayı pek sevmez."

"kim peki"

"kim derken"

"öfkesini sevgiye dönüştürenşler"

"teyzesi,alex,carl ve will"

"onunla tanışmamız tesadüf değil derken ne demek istiyordun?"

"lucy'yi kaçırdılar dimi"

"evet,sen nerden biliyorsun"

"sus da dinle,lucy'yi kaçıran adamın,patronunun eşi böbrek yetmezliği hastası.lucy'de kadının 4. dereceden akrabası oluyormuş.biraz daha araştırmışlar,dokusu ve kanının uyduğunu fark etmişler.marco da bu konuları yapboz yapar gibi yaptığından onu görevlendirmişler.ilkin de kabul etmemiş ama sonrasın da teyzesini kaçırdıklarında,yapmak zorunda kalmış.sonra seninle takılarak lucy'i tanımış.ve o gün lucy'i onlara teslim etti,böylece teyzesine kavuşacaktı."

gözümden bir yaş akmasını engeleyemeden

"hayır,hayır bu doğru olamaz hem öyle olsaydı onu kurtarmazdı"

"kapa çeneni,bunu sana ağlaman için anlatmıyorum.sen de fark ettin,parçalar yavaş yavaş oturuyor.uyanık olman lazım.psikopatlar asıl kişiliklerini iyi saklarlar.maskelerini yakınlarına gösterirler.tabi sayılı kişiler hariç.onlar kaybederek kazanır."

ağlayarak mutfaktan çıktım.beni kullanmıştı.ilk defa saf lakabını alıyordum.nereye gittiğimi bilmiyordum ev iki katlı olmasına rağmen çok büyüktü.göz yaşlarım gözümü bulanıklaştırdığı için önümü göremiyordum.birisine çarptım.gözümü silip kime çarptığma baktığmda,alex'i gördüm.beni böyle gördüğüne şaşırmış gözüküyordu.

"mary,iyi misin?"sorusuna cevap veremedim.bana sarıldı ve bir odaya sürükledi.kapıyı kilitledi.

"anna sana ne yaptı?"

"hiç,hiç bir şey"dedim.

"yalan söylemeyi bile beceremiyorsun"diyerek yanıma geldi.aslında çok iyi bir yalancıyımdır.

"sadece rahatlamak istedim.ağlamak rahatlatır."

"o zaman marco yüzünden ağlıyorsun,bana anlatabilirsin"

"ben,ben ıhh beni kullanıyor."

"seni rahatlatıcak bir şey yapayım mı?"

"evet"

aramızdaki mesafeyi kapattıp dudaklarımızı birleştirdi.

MASKEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin