BÖLÜM 16 -ROSALIE

155 16 8
                                    

Medya Rüzgar ın kardeşi : Rosalie isminin İtalyan kökenli olması Babalarının İtalyan olması ve Rosalie nin İtalya da doğması. :)

Sahilde iskeleye oturmuş denizi izliyordum. Yanımda hareketlilik olunca o tarafa döndüm. Rüzgar ı görünce şaşırmıştım doğrusu.
"Ne işin var burada?" Sakın ve sessiz bir şekilde çıkmıştı sesim.
"Merak ettim. Öyle ağlayarak gidince...." Ahh inanmıyorum. Benim ağladığımı mı gördü.

"Bu olayı birinden duyarsam kötü olur Yeni Çoçuk." Tehditkarı bir tonda söylemiştim. Rüzgar bana bakıp gülümsemekle yetindi.

Sessizce durup denizi izledik bir süre. Ne olduğunu merak ettiğini biliyordum. Ama korkusundan soramiyordu. APTAL.

"Holdingimizin iş yemeğine gidiyorduk. Annem babam ve ben. Gayet mutlu huzurluyduk. Hep gülüyorduk. Fakat bir tır üzerimize gelene dek... " Gerisini anlatamadım. O gün geliyordu. Hep aklıma.

Rüzgar da anlamış olacak ki bişi sormadı. "Ee bana kardeşinden bahset sene. Adı ne?" Bunu sorunca Rüzgar ın yüzünde sıcak bir gülümseme oluştu. Belli çok seviyordu kardeşini. "Rosalie. Adı Rosalie." Ne? Tuhaf neden onun adı Rosalie iken Rüzgar ??

"Peki neden? Onun adı neden İtalyanca? " Yüzündeki gülümseme silinmemis denize bakmaya devam ediyordu.
"Babam. Italyandı. Rosalie de İtalya da doğdu. " Şimdi anlamıştım.

"Rosalie. Güzel isim. Sana benziyor mu?" Artık kafa dağıtmak için sacmalıyordum. Rüzgar telefonunu çıkarttı. Biraz ugrastiktan sonra bana gösterdi. Ekranda sarışın, yeşil gözlü bir kız vardı. Ve.. oldukça benziyordu abisine.

"Benziyor mu?" Rüzgar bunu gülerek sormuştu. "Fazlasıyla." Diye yanıtladım.

****

Rüzgar ile fazla vakit geçirmiştim. Rosalie hakkında da konuşmuştuk. Hatta hangi rengi sevdiğini bile. Onun da babasının ölümünü anladık tan sonra hayata küsmüş. En sevdiği renk eskiden pembe iken şimdi gri. Odası pespembe iken herseyi kırmaya başlamış. Ve sonra odasını siyah ve beyaz yapmışlar. Aslında ortak yönlerimiz çok fazla.

Pansiyon odamın önüne gelince bir an durdum. Batu ve Yağız a sinirli miydim? Rüzgar ile konuşurken onları bile unutmuştum.
Odaya girince Batu ve Yağız kırmızı gözlerle bana baktılar. Uyumamışlardı.
Uyuyamamışlardı.

"Ben özür dilerim Vuslat. Amacım öyle birşey değildi." Diye söze başladı Yağız. Ben ise onlara arkamı dönmüş yatağımda yatıyorum. "Ben de özür dilerim Vuslat. Bizi affedebilecek misin?

Her ne kadar yaptıkları beni üzme de ben de onlarsız yapamam ki...
Onlar olmassa suan kim bilir ne halde olurdum. Onlara döndüm. Kollarımı açtım ve "Buraya gelin Aptallar." Deyip gülümsedim. Onlar da sırıtıp bana sarıldılar.

Bir süre sarildiktan sonra yorgun olduğumu söyleyince kendimi uykuya teslim ettim.

Öncelikle uzun aradan ve kısalığından dolayı Sorry. 2. Olarak ise yorum+like ları bekliyor olacağım. Değerlisiniz. Siyahlar & Beyazlar 😉

Siyah'tan Beyaz'aHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin