BÖLÜM 18 - DENİZ...

97 15 0
                                    


Medya Vuslat ve Rüzgar...
(Temsili)

Bugün kampın üçüncü günündeyiz. Ve ben hiç olmadığım kadar eğlenmeye devam ediyorum. Tabi bunda Rüzgar ın katkısı sonsuz.

"Eee kanki bugün ne yapıyoruz?" Bunu soran kim olabilir? Evet tabikide Yağız. "Bilmiyorum. Ne yapalım?"
"Ben yatacağım. Siz takılın." Dedi Batu. Yemek yedikten sonra ayrıldık. Ben sahile gitmiştim. Kumsalda yürüyordum.

"Sahilde yürümeyi seviyorsun demek. Ortak noktamızı buldum." Tanıdık sesi duyunca ona döndüm. Gülümseyerek beni izliyordu.

"Evet. Peki sen? Rüzgar. Sahilde yürümeyi sevmez misin?"

Bir süre sessizlikten sonra
"Deniz.... Deniz insana huzur verir. Kötü anılarını bir süre unutturur. İnsanın kafasını dinlemesini sağlar. Sağlıklı düşündürür. Ve emin oldurur. Bu ortamı sevmeyenler gerçeklerden kaçanlarıdır.. "

Çok doğru ve mantıklı konuşmuştu. Evet. Annemin öldügü ilk zamanlar deniz ı izlemeye gelmezdim. Çünkü gerçeklerden kaçardım. Deniz in bana annemin ölümünü hatirlatmasindan korkardım...

Rüzgar sesizliği bozarak " Oturmak ister misin?" Diye sordu.
Cevap vermeden kumların üstüne oturdum.

1 saat sonra. Rüzgardan :

Omzumda ağırlık hissedince oraya çevirdim kafamı. Vuslat. Kafası omzuma düşmüş gözleri kapalı uyuyordu. Fazla masumdu. Kötü anıları haketmeyecek kadar masum...

Bir süre onu izledim. Götürmek istemedim onu odasına.. Belki kısa bir süre de olsa benimle kalmasını istedim. Sanırım ben ondan hoşlanıyorum.

Fakat şimdi bilmesine gerek yoktu. Bunca sorununun içinde aklını karıştırmak istemezdim. Yüzünü incelemeye başladım.
Biçimli kaşları, burnu, dolgun ve öpülesi dudakları...

Ben de daha fazla tutamadım kendimi ve dudaklarımı o tapılası dudaklara minik bir öpücük bıraktım. Bende kafamı onun kafasının üstüne koyup Huzur un yanında uykuya daldım...


Merhaba arkadaşlar. Sizce onları birbirine ait olduklarını göstermek için fazla erken.
Gidişat nasıl?

Değerli yorumlarınızı bekliyorum...🙂

Siyah'tan Beyaz'aHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin