"sana muhlama ettum kizum çok zayuflamişun." Daha geleli üç gün olmuştu ama nenem her an fırsatını bulup zayıfladığımı söyleyip bir şeyler tıkıyordu ağzıma. "nenem zayıflamadım. İyiyim ben. Bak şimdi nasıl bitireceğim muhlamamı." Bir aydır her gün çok mutluyum imajı vermekten öylesine yorulmuştum ki yalnız kaldığım her an ağlar olmuştum. Sözden birkaç gün sonra Güray sıkıştırmış olayların bir anda nasıl bu yönde ilerlediğini sorup durmuştu. Neyse ki sınavları bahane edip kurtulmuştum ondan. Ama asıl olay teyzemin "siz neden cemle hiç görüşmüyorsunuz?" sorusuyla karışmıştı. Telefonda konuştuğumuza onun yoğun olan işleri benim sınavlarımı bahane edip buluşmaya fırsat bulamadığımıza ikna edene kadar göbeğim çatlamıştı. Sonrada cem'le buluşuyorum diye evden çıkmış herkesten uzak yerlerde kendi kendime oyalanmıştım. Yalanımın ortaya çıkmaması içinde Cem'e haber vermiştim. Buluşmayı teklif edeceği hayaline kapılsam da öyle bir şey olmamıştı.
Nenemi balkona kurduğu masaya yerleşmiş manzarayı izlemeye koyulmuştum. "hadi kizum soğutma ye." Kendimi zorlayıp yemeye koyuldum. "Eline sağlık nenem." "Afiyet olsin güzel kizum." Nenem ani bir çıkış yapınca korkuyla baktım. "Ala kiz sen kayunvalidenlere haber ettun mi duğuni?" "dün aradı Bennu babaanne ona söyledim." Sevinen nenem yemeğine döndü. Son zamanlarda alışmam gereken mühim bir sorunumda Cemin ailesine hitap şeklimdi. Sözleneli bir ay olmuştu ama ben hala alışamamıştım. Ailesini çok sevsem de zor olmuştu. "Cem ne zeman geley?" ah ceme söylemedim. "kesin değil nenem işleri biterse erken gelmek istiyor." Aferin Alya son zamanlarda yalanda ustalaştın. "kizum sen niya çikardun yina yüzüğuni?" "nene bol geliyor ne yapayım." "yarun gidelum yapturalum oni."Zehra neneme itiraz etmek ne mümkün. Sözlü bir kızın yüzüğünü takmamasının ne kadar yanlış olduğuna dair uzun bir konuşma yaptı. Öğlen arası olduğu için Cemin çalışmadığını düşünüp mesaj attım. "merhaba. Müsait olduğunda konuşabilir miyiz?" nenem beni telefonumla oynarken görünce yanımdan ayrıldı. Pek tanık olmadığından sürekli inceleme yapıyordu. Sanki sezdiği bir şeyler vardı ama sessizliğini koruyordu.
+ " merhaba. Müsaidim."
Damdan düşer gibi konuya girmek istemediğimden hal hatır sormaya karar verdim. Gerçi oda tuhaf gelmişti. Sözlendiğinden beri konuşmayan anlaşmalı bir çifttik biz. Ne yaptığımızı birbirimize haber verdiğimiz için henüz yakalanmamıştık. Soğuk bildirim mesajları atıyorduk birbirimize.
-" nasılsın?"
+ "iyiyim Alya sen nasılsın? Nasıl geçiyor tatil?"
-" hava değişiminden biraz yorgunum. Ama tatilim güzel gidiyor. Biraz koşuşturmalı olsa da."
+ "Dikkat et kendine. Neyin koşuşturmasını yaşıyorsun?"
-"Güray'la Ela'nın. Bende aslında bunun için rahatsız etmiştim seni. Sende davetlisin düğüne. Ben işlerin olduğu için gelemediğini söyledim. Düğüne de gelmek zorunda değilsin. Ben bir şeyler bulurum."
+ "Seni rahatsız etmezse gelmek isterim. Güray benim ortağım. Sözlümün de kuzeni. J"
- "istiyorsan tabi ki gelebilirsin."
+ "düğün tam olarak ne zaman? Hazırlıklarda yardım edebileceğim bir şey var mı?"
- " yarın gelecek Güraylar. Ertesi günde alışveriş falan olacak. Şimdilik bir eksik yok gibi. Kına kadınlar arasında Cuma günü olacak düğünde Cumartesi karışık."
+ " anladım. Düğünde görüşürüz o zaman."
- "görüşürüz."
....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalnız
RomantikBen yalnız bir kızım. Koca dünyada yapayalnız kimsesiz... Yüzüğümü çıkarıp boşanma kağıdının üzerine koyarkan aklımdan geçen yanlızca bunlardı. Yüzüğüm gibi sevgimide inancımın son kırıntılarınıda orada bırakmış önüme gelen ilk otobüse binmiş bu şir...