Medyadaki şarkıyı dinleyip klibi izliyorsunuz bunun şerefine yarın daha erken bölüm yazıyorum. Anlaştık?
Şaka şaka zorlama yok ama klibi izleyin çok başarılı^^
###
Jung Kook, defterin üzerindeki isme tekrar baktı. İçinden tekrarladı defalarca ismi. 'Han Ji Hye'. Onun mektup arkadaşı Ji Hye olabileceğini düşündü. Sesindeki bariz tereddütle "Ji Hye?" diye sorarcasına söyledi kızın adını. Kız kendi adını karşısındaki adamdan duyunca önce afalladı. Sonra defterin üzerine yazdığını hatırladı. Jung Kook, bu süreçte kızın o olma ihtimali üzerinde çıkarımlarda bulunmaya çalışıyordu. Karşısındaki minyon kızın kaç yaşında olabileceğini düşündü. Eğer o gerçekten Ji Hye ise şu an 14 yaşlarında olmalıydı. Ama karşısındaki Ji Hye şüphesiz 14 yaşından büyük görünüyordu.
Jung Kook, kızın tepkisini beklemeden "Kaç yaşındasın?" diye sordu. Genç kız bu garip görünüşlü adamın tepkilerinden korkmaya başlamıştı. İçinden 'ona ne benim yaşımdan' diye geçirdi. Genç kız, Jung Kook'a garipsediğini belli eden gözlerle bakınca Jung Kook durumu toparlamaya çalıştı. "Ah, çok üzgünüm. Kaba davrandım," diyerek elini ensesine götürüp saçlarını karıştırdı. "Sadece tanıdığım biriyle aynı isme sahipsin, o yüzden merak ettim," diye devam etti. Genç kız açıklamasını duyunca, "Ah, anlıyorum ama tanıştığımızı sanmıyorum," dedi kısaca. Sonra tekrar Jung Kook'a bakarak "İstediğiniz bir şey var mı?" diye sordu. Jung Kook, içindeki merak tohumu daha da filizlenirken kıza sadece "Bir kağıt daha alabilir miyim?" diyebildi. Kız dosyasından bir kağıt daha çıkardı. Kağıdı uzatırken "Zarf da ister misin?" diye sordu. Jung Kook, gülümseyerek başını salladı. Kağıdı ve zarfı aldıktan sonra masaya geçti. Ji Hye'ye yazarken bir yandan da karşısındaki Ji Hye'ye bakıyordu. Kafası fazlasıyla karışmıştı. Başını sağa sola salladı ve sadece mektuba odaklanmayı seçti.
Sevgili Ji Hye;
Sana kalpten inanmayı çok isterdim. Ama tamamen inanabilecek kadar güçlü değilim. Zaman geçtikçe gücümü kaybediyorum. Verdiğim sözleri yutuyorum. Herkes karşı çıksa da kendimi burada buluyorum. Sana yardım etmek için uykumdan vazgeçiyorum. Tüm gücümü senin için harcıyormuşum gibi hissediyorum. Yanlış anlamanı istemiyorum. Sadece inanmayan bir yanım olsa da içimde bir yer deli gibi inanıyor. Bunu biliyorum. Artık inanıyorum sanırım. Kelimelere dökünce anlıyorum.
Ne olursa olsun sana yardım edeceğim Ji Hye. İyileşeceksin, istediğin okula, o çok istediğin konsere de gideceksin. Eğer iyileşirsen; sana söz veriyorum konseri en önden izlemeni sağlayacağım.
Zarfı arkadaşına bugün vereceğim. Şimdilik sadece bunu yapabiliyorum sanırım. Hâlâ sana nasıl yardımım dokunacak bilmesem de yanında olacağım, manevi olarak. Umarım bu yaptığımız işe yarar ve yaşayacak güzel günlerin olur.
Bir şeyi merak ediyorum. İlk adını söyledin ama soy adını bilmiyorum. Soy adını söylersen seni bulabilirim. Böylesi daha kolay olmaz mı sence de?
En kısa zamanda cevabını bekliyorum.
Not: Artık her sabah posta kutusunu kontrol edeceğim, bu zor olsa da.
Sevgiler.
06.05.2016, 08:17
Jung Kook, mektubu zarfa koyup kutuya attı. Çıkmak için hazırlandığı sırada kıza takıldı gözleri. Kafasını salladı ve yanlış düşündüğünün farkına vardı. Kıza gülümseyerek veda etti ve posta ofisinden ayrıldı.
Yaklaşık bir saati vardı ve Ankara Parkı bulunduğu yere çok uzak kalıyordu. Bir taksiye atlayıp şoföre hızlı gitmesini söyledi. Yaklaşık 45 dakika sonra parka geldiğinde gözleriyle etrafı taradı. Tavuk dükkanını gördüğünde o tarafa doğru yürümeye başladı. Elinde paketlerle motora binmek üzere olan kızı gördü ve acele etmek zorunda olduğunu düşünerek ona doğru koşmaya başladı.
Jung Kook, "Hey! Bekle!" dediğinde kız kendini işaret ederek "Ben mi?" dedi. Jung Kook, elleri dizlerinde nefesini düzenledikten sonra kıza bakıp "Evet, sen," dedi ve devam etti "Ji Hye'nin arkadaşısın değil mi?" Kız hiç şaşırmayarak tam aksine bıkkınlıkla havaya doğru üfleyerek, "Aşk mektubu göndereceksen vazgeç derim. Hepsini okumadan atıyor," dedi. Jung Kook, kızın dediğini umursamadan ceketinden zarfı çıkardı. Zarfı kızın ellerine bırakırken, "İnan bana aşk mektubu değil. Bunu ona ulaştırmalısın, çok önemli. Ve lütfen okumasını sağla. Rica ediyorum," diyerek kıza güven vermeye çalıştı. Kız mektubu alarak başını salladığında Jung Kook rahatladığını hissetti.
Jung Kook, daha fazla geç kalmamak için koşar adımlarla yolun karşısına geçti. Bir taksiye binip şirkete doğru yola çıktı. Aklında sadece işe yarayıp yaramayacağı vardı. Bir de Ji Hye'nin kim olduğu...
###
Fake attım.
Sonraki büyük fake için bekleyin.
Bugünlük benden bu kadar bebeklerim!
Fiyuuu!
Aşk ile kalın...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PK1711 || Jeon Jung Kook ✔
Fanfiction"PK1711 Kullanılabilir durumda genç adam." "Pekâlâ onu alıyorum." Geçmişle geleceği birleştiren bir hikâye... Bir çöplük hikâyesi. to: @BilgesuTrkeli Uyarlamadır.