“Neden benim yanıma gelirken o silahı yanına alma gereği duydun?” diye sordu Jeremy.
Bütün gün söylediği yere gelmiş, hatta bir ağacın gölgesine oturmuş birşeyler atıştırıyorduk. Ona pek belli etmedim ama gerçekten harika bir yerdi burası. Sırtımızı gövdesine yasladığımız ağacın önündeki demirlerin ötesinde masmavi denizin parıltılarını izliyorduk.
Hiç kimsecikler yoktu. Sadece o ve ben. Ve bizden metrelerce uzakta oturan sessiz bir arkadaş grubu.. İnsanların çoğu sahil tarafındaki rentoranlara, barlara toplanmıştı. Bizim gibi kafasını dinlemek isteyen çok az insan vardı.
Bir parça çikolatayı ağzıma atarken kıkırdadım. “Canımı sıkarsan seni vururum diye”. Gözlerini açtı ve otuz iki diş gülümseyerek başını salladı. “Gerçekten senden korkmaya başladım” dedi.
Silahı tekrar belimden çıkarıp ona gösterdim. “Ayağını denk al bence”
“Hey, hey. Taman onu yerine koy lütfen”
Silahı ceketimin güvenli bir yerine sokuşturmaya çalışırken ikimiz de gülüyorduk.
Ağzındaki çikolatayı yuttu ve kaşlarınını kaldırarak sorusunu sordu.
“O silah senin mi?”
Gözlerimi ondan alıp denize çevirdim. İç geçirerek cevapladım sorusunu.
“Hayır, babamın.”
“Babanın bunu kullanmana izin verdiğine emin misin?”
“Babam öldü Jeremy”
Başını eğdi ve elindeki kağıtla oynamaya başladı.
“Özür dilerim.”
“Aslında ben senin zaten bunu bildiğini düşünüyordum”
“Nerden bile bilirdim ki?”
“O gün sokağın ortasında o yüzden ağlıyordum. Babamı özlediğim için. Ve ben haykırdığımda senin duyduğunu düşünüyordum.”
Başını salladı. “Hayır duymadım” dedi.
Dönüp ona baktım. Sonra kaşlarımı çattım ve “Sakın bundan birisine bahsetme!” diye çıkıştım.
Gözlerini kırpıştırdı. “Tabi ki söylemem Tia” diyerek gülümsedi.
“Bundan sadece senin haberin var” dedim. Ve sonra kafamı kaldırıp tekrar ona baktım. Benim söylediğim şeye cevap olarak bir şeyler fısıldıyordu. Ama ben onu duymuyordum. Kulaklarım uğuldamaya başlamıştı.
‘Bu çocuk benim en özel sırlarımdan birini biliyor ve ben.. Ben onu öldüreceğim!’
“Tia? Beni duyuyor musun?”
“Efendim? Şey dalgınım biraz.”
“Peki ya ailen? Onlara da mı bahsetmiyorsun?”
“Benim bir ailem yok Jeremy. Onlara tabiki de anlatmıyorum.”
“Nasıl yani? Tia onlar senin tabi ki de ailen. Bana değil onlara anlatmalısın”
“Aslına bakarsan sana da bir şey anlattığım yok. Bildiğini sanıyordum. O gün öyle sinsice yanıma yaklaştığın için..”
“Yardım etmek istedim. Yanından gelip geçen ve seni umursamayan insanlardan birisi mi olsaydım? Ya da seni öldürmek taciz etmek isteyen bir pislik?”
“Senin amacın ne Jeremy neden beni rahat bırakmıyorsun?”
“Arkadaş olmak istiyorum çünkü seninle. Nedeni bu olamaz mı?”
“Gittiğin okulda hiç insan yok mu? Neden ben?”
“Nedeni de bu. Sen onlardan farklısın. Bana arkadaş olduğumuzu söylemiştin. Ayrıca senin güvenini sarsacak bir şey de yapmadım. Neden kendini benden uzaklaştırıyorsun?”
Durup sadece yüzüne baktım. Dudaklarımı bir şeyler söylemek için araladım ama şu an gerçekten hiçbir şey söylemeye hakkım yoktu. “Ben..
“Sanırım gitmeliyim.”
Ayağa kalktım ve sahile doğru yürümeye başladım. Jeremy ne arkamdan geliyor ne de bir şey söylüyordu. Gözlerimi yumdum ve derin nefes aldım. Ne Allison ne Şef hiç biri umurumda değildi. Jeremy’nin benim hakkımda bir şeyler bilmesi bile beni rahatsız ederken ona en özel sırrımı, en hassas noktamı anlatmıştım.
Sahildeki restoranların birinden taksi numarası istedim. Taksiyi çağırdıktan sonra kollarımı bağlayıp yavaş yavaş yürümeye başladım. Arkamı dönüp oturduğumuz yere baktığımda Jeremy orada yoktu.
Şiddetli bir rüzgar esti. Ceketime iyice sarıldım. Üşümüştüm.
Kafamı kaldırıp denize baktım. O sırada taksinin korna sesini duydum ve yanına gidip taksiye bindim. Yolda giderken düşüncelerin arasında kaybolmuştum. Jeremy haklıydı. Hem de her konuda. Ayrıca onun bana güvenmemesi gerekirken ben ona güvenmiyordum. Benim onunla arkadaş olmaya çalışmam gerekirken o bana yanaşıyordu hep. Ve ben bu sefer onun gerçekten kalbini kırmıştım.
![](https://img.wattpad.com/cover/7649889-288-k801067.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aptalın Günlüğü
Mystery / ThrillerBaşkaları için yaşıyordum adeta. İşlerine yaramadığım zaman beni öldüreceklerine emindim. Artık uyanmanın tam vaktiydi sanırım. Onların intikamını almak bile bana düşmüştü. Düşünmeden razı olduğum bu şeyden nasıl kurtulacağımı bilmiyordum. Uçuruma d...