Derin uykumdan beni uyandıran şey bu sabah telefonuma gelen mesaj sesi olmuştu. Hafta sonu olduğu için öğlene kadar uyuyacağımı umut ediyordum ama bu mesaj bu hayalimi gerçekleştirmeme izin vermemişti.
Mesaj sesini duyar duymaz gözlerimi açtım ve yatakta doğrulup kendime gelmeye çalıştım. Gözlerim hala uykuluydu ve bu yüzden etrafı net göremiyordum. Telefonumu elime alıp ekrana baktım.
“Jeremy”
Mesajı açmadan telefonu tekrar baş ucumdaki komidine koydum ve tekrar yatağımın içine girerek uykuma dönmeye çalıştım.
Ama birkaç dakika sonra gördüğüm şeyi idrak ederek yataktan fırladım.
“Jeremy mi? Bana ne yazmış olabilir ki?”
Kafamda bir sürü soru işareti vardı ve içimi derin bir korku kaplamıştı. Telefonu elime alana kadar kafamda bin bir tane şey kurmuşrum. Babası beni mi gördü acaba? Yoksa neyin peşinde olduğumu biliyor mu? Beni öldürecek mi? Ya da onlarla mı çalışmamı isteyecek?
Mesajı açana kadar bu düşüncelerden alamamıştım kendimi. Kalbim fazlasıyla hızlı bir şekilde atıyordu. Nefes alıp verişim bile değişmişti.
Ve sonunda mesajı açtım.
“Günaydın”
Şu saçma “Günaydın” mesajı için mi bu kadar endişelenmiştim yani? Derin bir nefes alıp Jeremy’e cevap yazmak üzere elimi telefoun üzerinde gezdirdim.
“Sana da”
Tam mesajı gönderecektim ki parmağımı çekip düşünmeye başladım.
“O külücük koymuş ben de koymalımıyım??”
Birkaç saniye gözlerimi kısarak bunu düşündüm. Daha sonra yazdığımın ne başına ne sonuna hiçbir şey eklemeden gönderdim.
Uykum kaçmıştı kalkıp dişlerimi fırçalamak üzere banyoya gittim. O sıra da Jeremy’den bir mesaj daha geldi.
“Hazırsan aşağıya in bekliyorum”
Elimdeki diş fırçası yere düşmüştü. “Olamaz burada ne işi var bu salağın?”
Ağzımdaki köpükleri yıkayıp üstümü giydim ve hızla merdivenlerden inip dışarı çıktım. Biraz ileride arabasıyla beraber Jeremy beni bekliyordu.
‘Allison ne olur izin ver şuracıkta gebertiyim bu koca kafalıyı’ diye düşündüm. Ona doğru ilerlerken refleks olarak arkamı dönüp baktığımda Terasayı sırıtarak camdan bizi izlerken görmüştüm. Ona çok kötü bir bakış atmamla camdan kaybolması bir oldu.
Önüme dönüp Jeremy’e ilerlemeye devam ettiğimde kafasını kaldırıp cama baktığını fark ettim.
Sinirli adımlarla ona yaklaşıp elimle onu ittim.
“Ne yaptığını sanıyorsun sen? Ne işin var burada senin?”
“Hafta sonu ve ben..”
“Kes sesini Jeremy. Ailem yanlış anlıyor. Böyle çat kapı evime gelemezsin. Bu hakkı sana kim veriyor.”
“… birlikte bir şeyler yaparız diye düşünmüştüm.”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aptalın Günlüğü
Mystère / ThrillerBaşkaları için yaşıyordum adeta. İşlerine yaramadığım zaman beni öldüreceklerine emindim. Artık uyanmanın tam vaktiydi sanırım. Onların intikamını almak bile bana düşmüştü. Düşünmeden razı olduğum bu şeyden nasıl kurtulacağımı bilmiyordum. Uçuruma d...