Kaybolacağım Bir Sonsuzlukta

540 53 4
                                    


İyi Okumalar..

Sık ağaçların bulunduğu patikadan geçerken aramızda bir konuşma olmuyordu. Sessizliği bozmak istercesine radyodan şarkı açmak istedim. Klasik müzik arabanın içini doldurmuştu. Camdan dışarı baktığımda çok garip bir yere gittiğimizi anlamam an meselesiydi. Siyah ve gövdesi yanmış ağaçlar bizi içeriye davet ediyordu sanki. Chris'in de bu sessizliği beni korkutmaya yetmişti. Birilerinin bizi izliyor düşüncesine kapılmıştım. Sezgilerim kuvvetlidir ama çok heyecanlandığımdan olsa gerek diye düşünüp boşverdim. Ellerimi karnımın hizasında sabitleyip dışarıya odaklandım. Bu uzun yol uyku getiriciydi. Evimden ne kadar uzaklaşırsam ruhum da o kadar teslim oluyordu sanki. Hava iyice kararmış ve soğuğa kendini bırakmıştı.Ay, yanımdakinin yüzünü aydınlatırken ona bakarken mayışmıştım. Nasıl bu kadar ciddi olabilirdi bu kadar sempatik birisi? Yüz hatlarını daha da incelerken ve evrene göre toz tanesi kadar olan biz,  kendi korkularımızla yüzleşiyorken sonsuzluğa ve karanlığa bir adım daha yaklaşıyorduk. Göz kapaklarım bedenime ağır gelirken kendimi uykuya teslim ettim.

***

Uyku sersemliği ile huzursuzca yerimde kıpırdanırken yatağımdan memnun olmadığımı hissediyordum. Ayrıca soğuk hava beni titretmeye yetmişti. Yavaşça yerimde doğruldum ve etrafıma bakındım. Şu an arabada değildim. Tozlu bir bodrum katındaydım.Altımda ise hasırdan çuvallar vardı. Etrafım altın kaplamalı çerçeveler ile doluydu. Sanki hepsinin benden çok deneyimi varmış gibilerdi. Konuşmak için yanıp tutuşuyorlardı. Yeni yeni kendime gelirken Chris'in yokluğunu şimdi farkedebilmiştim. Ayağa kalktım ve etrafta gezinmeye başladım. Bodrum katındaki yarı açık pencereden ay ışığı süzülüyordu. Etraftaki tozlar teker teker kendini belli ediyordu. Eğer eskisi gibi olsaydım şu an korkudan ölüyor olurdum.

Zamanla olaylar geliştikçe kendimi eğittim. Bu tarz şeylere hazırlıklıyım anlayacağınız. Belli ki burada bir şeyler dönüyordu. Daha öncesinden farklı bir deneyim olacağına eminim.Burası diğerlerinden çok farklı.

Kolumdaki saatime baktığımda yirmi beş dakikadır burada olduğumu farkettim.Artık harekete geçmeliyim diye düşünürken Sasha aklıma geldi. Onda neden en ufak bir hareket yoktu? Neden sessizliğini koruyordu? Her şey çok garip geliyordu. Yavaş yavaş telaşlandığımdan bir ileri bir gideri gidiyordum. O sırada ayağımın altındaki bir tahtanın gıcırdadığını işittim. Eğilip tahtayı kontrol ederken elimde büyük bir parça ile kalmıştım. Kim kazmış ise çok derin kazmıştı ve oldukça genişti de.

Chris'in başına umarım bir şey gelmemiştir diye düşünürken önümdeki bir tutam saçı kulağımın arkasına sıkıştırdım. Tahtayı tüm gücümle kaldırıp sessizce bir kenara bıraktım. Ellerimi düşmemek için kare deliğin dışına yerleştirdim. Nedenini bilmediğim bir şekilde gözümü alamıyordum buradan. Bu benim siyaha olan hassasiyetimden olabilirdi.

Aşağıya baktığımda bütün anılarım gözümün önüne gelmişti. Gördüğüm şey sadece siyahtı. Ama sizi oyalamıyordu ve hayal kurmanızı sağlıyordu. Çektiğim sıkıntılar ve küçüklüğüm, geniş ve karanlık ekranda canlanırken gözlerim istemsizce dolmuştu. Yanaklarıma bir kaç damla gözyaşı süzülüvermişti. Anılarıma ulaşmak istesem de karanlığın sonsuzluğu beni kendime getiriyordu. Gözlerim kendini toparlarken yanağımdaki tek gözyaşı o sonsuzluğa düşüverdi. Arkasından sessizce gidişini izlerken onu uğurlamıştım. 

O sırada ilk başta nereden geldiğini tespit edemediğim bir ses duydum. Bu normal bir ses değildi..Yazarken bile tüylerim diken diken oluyor. Her sese hazırlıklıydım ama buna değil. Sessiz ama yakarıyormuş gibi. Kalın ve de çatallı. İnsan sesi olmadığı kesindi. Hızlıca etrafıma bakındım. O şeye ait hiçbir belirti yoktu. Boğuk bir ses daha çıkardı. Bu ses..önümdeki sonsuzluktan mı geliyordu?

Yarın zaman olursa bir bölüm daha yazmayı düşünüyorum. Çok az sıklıkla yazıyorum..Daha sık yazmaya çalışacağım.Oylarınızı ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen.

Vampir OkuluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin