Medya: Bu bölümden Çağıl Kaya...
-Çağıl'ın ağzından-
Onu o kadar çok seviyorum ki. Annem bile beni bırakıp gitmişken, 'O yapmaz. Aysu'm yapmaz' diyordum hep. Onu ilk gördüğüm o sahil kasabasında aşık olmuşum. Altın rengi uzun saçları ve masmavi parıldayan gözleri ile kalbimi fethetmişti adeta. Gördüğüm ilk andan beri peşine takılmış, kendimi ona tanıtmaya çalışmıştım. Ve en sonunda da başarılı olmuş, çıkmaya başlamıştık. Mutlu ediyordu beni. Hayatımdan çok kadın geçmişti fakat hiçbiri Aysu gibi olmamıştı. Sürekli benimle atışır, ve bu halimin hoşuna gittiğini, yakışıklı göründüğümü söylerdi. İnanırdım. O ne dese inanırdım. Yalan söylemezdi. Seviyorduk işte birbirimizi. Ta ki o lanet kurşun Aysu'mun kafasını bulana kadar. O gece... Onun hiç bir suçu yoktu. O suçsuz bir melek olarak öldü. Ancak daima kalbimde,beynimde,vücudumda onun izi olacak. Alyansı.. Boynumdan asla çıkmayacak. Son nefesinde söz verdim ona. Ölmeyi haketmemişti. Aysu gibi biri ölmemeliydi. O şerefsizin silahından çıkan kurşun onu buldu. Tek suçu pislik babasının yanında olmaktı. Mafyanın kızı olmaktı belki de. Bora Kılıçer... Polis. 50 yaşında 1 kızı var. İzmir'de yaşıyor ve Aysu'nun babası Halit'i yakalamak için Antalya'ya gelmiş. Kızıyla görüşemiyor. Kızı: Miray Kılıçer. 22 yaşında 1. 72 boylarında uzun kahverengi saçları var. Okulda ezik bir tip. Sırf o kıza ulaşmak için bende o okula gidiyorum şimdi. Niyetim mi ne? Bende kendime bu soruyu çok sordum o gittikten sonra. 'Niye Çağıl? Kadının ölmüş, sende gebertsene kendini. Öl kurtul öbür dünya da hiç olmazsa mutlu mesut yaşayın. Niye? Ne planlıyorsun?' Bu soruların cevabı.. Sanırım bende o piçin kızını mahvetmek istiyorum. Ölmeden cehennemi görsün istiyorum. Babasının suçunu o çeksin istiyorum. Çünkü Aysu'nun da bir günahı yoktu ama babasının bedelini o ödedi. O da ödeyecek elbet. Buğra beni sürekli uyarıp duruyor. Yapmamam, o kızı incitmemem konusunda. Aysu'm öldü ve benim kalbim de öldü. Duygularım yok ki artık benim. Acıma da hissetmiyorum o yüzden.
Geçenlerde yine o kızı izliyordum. Miray denen şu gereksizi. Hayattan bıkmış gibi bir hali var hep suratında. Yanında takılan o arkadaşı gibi değil. Mimiksiz bir şey. Bu işimi kolaylaştıracağı için seviniyorum aslında. İlk duygularını ben yaşatacağım ona. Yavaş, yavaş...
"Çağıl! Yeni bir bar açılmış gitsek mi bro?"
"Uğraşamam barla filan tek git. Ya da bak şu saçma kızı al yanına."
"Kimi? Azra'yı mı?"
"Evet. Seni kesmekten parça pinçik etti zavallım götür de sevinsin."
"Oğlum yazık kıza niye eğlenip, eğlenip harcayayım? Tanışmak istiyorsa tanışırız. Hem sevimli bir şey bu hatun. Belli. Tatlı da." dedi çenesini ovuştururken.
"Off yürü git işine Buğra çekemem seni, ayrıca önümden de çekil. Toz ol".
"Lan yine mi bu kızı gözetliyorsun? Oğlum bak yapma, yazık günah kıza bak sessiz bir şey bu!"
"Aysu da öyleydi."
"Kardeşim bak acını anlıyorum, ama üstünden 2 yıl geçti. O polis bile unutmuştur belki. Niye bırakmıyorsun bu kızı ha?" diye kükredi sağ elini omuzuma koyarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BELKİ SEVERSİN
Romance"Seni hiçbir zaman sevmedim. Sevemedim. Ama sen beni sevmeye her zaman devam ettin. Niye?" Gözlerim dolmuştu. Nefes almakta zorluk çekiyordum artık. Güç de olsa gözlerine bakabildim. Şimdi onun da gözleri dolmuştu. Suratı kasılmıştı...