Medya: Bu bölümden Miray&Çağıl.. -"Ne söy-" Bir anda dudaklarımı dudaklarında hissettim. Yüzümü hala bırakmamıştı. İşte şimdi aramızda hiç mesafe kalmamıştı. Sıcaktı. Teni. Vücudu. Soğuk havaya rağmen. Ben donuyordum ama o yanıyordu. O Ateş'ti ve ben ise Buz. Şimdi birdik.-
Kalbim tekliyordu. Karşımda duran bu adam bana ne yapıyordu böyle? Gözlerinin içine baktığım zaman ellerim titriyordu. Ağzım, dudaklarım kurumuştu. Zor da olsa gözlerinin içine bakabilmiştim. Gözleri sanki 'senden bir cevap bekliyorum' der gibiydi. Sonunda kendimi toparlayıp bir şeyler söylemeye çalıştım.
"S-sen ne diyorsun ya? Ne evlenmesi? Ne kocası? Ne-"
"Demek istiyorum ki küçük bayan, senden hoşlanıyorum. Bu ne zaman, nasıl oldu bilmiyorum ama bunu bana sen yaptın." dedi işaret parmağıyla beni göstererek.
Bunları söylerken dudaklarıma bakıyordu. Aramızda santimler vardı artık. Ne ara bu kadar yakınlaşmıştık bilmiyorum ama elleri belimdeydi. Ve parmaklarıyla küçük küçük daireler çiziyordu.
"B-ben mi yaptım? Senin gibi bir herife benim gibi sıradan bir kız ne yapabilir ki? Yani nasıl yaptım acaba..." dedim fısıldayarak.
"Herif demek? Cesaretini sevdim.." dedi gülümseyerek.
O kadar çok yaklaşmıştı ki artık nefesini hissedebiliyordum. Gözleri yüzümde süzülürken, yerimde huzursuzca kıpırdandım.
"Bırakır mısın artık beni?" dedim tıslayarak.
"Korkarım ki artık bırakamam. Üzgünüm."
"Bende üzgünüm, sağol ya. Canım acımaya başladı çeker misin elini artık?!" dedim bağırarak.
Gerçekten acımaya başlamıştı. Dokunduğu yerler yanıyordu sanki. Kaç dakikadır böyleydik bilmiyorum ama ciddi anlamda sıkılmıştım.
"Peki, canını yakmak en son isteyeceğim şey. Bırakırım ancak bir şartla?" İşaret parmağıyla çenemi tuttu. Ve şimdi gözlerimiz buluşmuştu. Yeni fark ettim sanırım. Gözlerinin ne kadar boğucu olduğunu. Boğuyordu beni bu adam. Tüm bedeniyle.
"Şart mı? Neymiş?" dedim gözlerimi kısarak.
"Yarın öğlen saat 1'de seni almaya geleceğim. Ve bir randevuya çıkacağız. Yoksa bırakmam seni."
Bu adam benim sinirlerimi bozuyordu. On dakika da alt üst etmişti beni. Bir de yarın bütün gün bununla olursam kim bilir neler yapacaktı. Tamam, ilk defa randevuya çıkmıyordum. Bundan önce Azra'nın zorlamasıyla bir kaç erkekle vakit geçirmiştim. Ama bunlar mesafeli ve sıkıcı olanlardandı. Peki ya bu sefer? Düşüncelerimden kurtulup, kollarından kurtulmaya çalıştım.
"Hayır olmaz! Bırakır-"
"Olmaz mı? Peki bütün gün bu halde kalabiliriz. Vaktim bol. Hem ben halimden memnunum. Sen düşün bayan." dedi mırıldanarak.
"Ama ben halimden memnun değilim. Bırakın lütfen artık beyefendi!" dedim en ciddi ses tonumla.
Hala belimden tutuyordu. Tamam belli ki vazgeçmeyecekti. Yapacak bir şeyim yoktu. Sonra bir bahane düşünecektim.
"Peki. Tamam. Şimdi bıraksan?"
"Tamam. Yarın seni almaya geleceğim. 1'de unutma." Göz kırpıp, yarım ağız güldü. En sonunda da elleri belimden kalkmıştı. Aklıma gelen düşünceyle, arabasının camını tıklatıp kollarımı birleştirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BELKİ SEVERSİN
Romans"Seni hiçbir zaman sevmedim. Sevemedim. Ama sen beni sevmeye her zaman devam ettin. Niye?" Gözlerim dolmuştu. Nefes almakta zorluk çekiyordum artık. Güç de olsa gözlerine bakabildim. Şimdi onun da gözleri dolmuştu. Suratı kasılmıştı...