8. Bölüm: Kahramanım!

149 25 3
                                    

Medya: Bu bölümden Deniz Arıcan... -Bal rengi olan gözleri oldukça etkileyiciydi.-




"Peki 'ölüm günüm' ne anlama geliyor?" Sormamam gereken bir soru sorduğumu anladığımda utangaçlıkla alt dudağımı ısırdım. Yaklaşık yarım saat kadardır başı omuzumdaydı. Bitkin bir halde olduğuna emindim. Ancak asıl sorun benim onu nasıl iyileştireceğimi bilmememdi. Sorduğum yersiz soru karşısında doğruldu ve güçlükle gözlerime baktı. Şimdi yüz yüzeydik. 

"Bu video Aysu'nun öldüğü gecenin sabahına ait. O yüzden ölüm günüm. Yatmaya gitsem iyi olacak." İşte bu beklemediğim bir cevaptı. Olduğum yerde çivilenmiştim sanki. Çağıl'ın peşinden gitmek üzere ayağa kalkmışken kapı çaldı. 

"Kapıya bak. Peşimden gelme." Arkası dönüktü fakat peşinden geleceğimi nereden anlamıştı?

"Gelmiyordum. Kapıyı açacaktım zaten." Durumu kurtarma çabalarım devreye girmişti. Kapıyı açtığımda ise karşımda oldukça kırgın olduğum bir yüzle karşılaştım.

"Miray?" dedi Buğra gözlerini açarak.

"Buğra? Niye bu kadar şaşırdın? İntikam kurbanı olarak tam da olmam gereken yer burası."

"Miray ben-"

"İçeri geç. Konuşmak veya açıklamak istiyorsan seni dinleyeceğim. Ama sen de bugün parti de Çağıl'a neler olduğunu anlatacaksın." Elimle koltuğu işaret ettim. 

"İlk sen anlat. Çağıl bu gece nasıldı?"

"Her zamanki gibi değildi Miray." dedi birleştirmiş olduğu ellerine bakarak.

"Onu bende anladım, başka bir şeyler olmadı mı parti de? Olağan dışı bir şeyler filan?"

"Oldu. Çağıl bu gece hiç içmedi. Bu onun için olağan dışı bir durum. Çağıl alkolü sever."

"Ama bu nasıl olur? Eve geldiğinde sarhoş gibiydi?" dedim parmaklarımı şakaklarıma bastırırken.

"Hayır içmedi. Bizzat ben şahidim bütün gece yanındaydım. Bir terslik olduğunu anladığımdan onunla konuşmaya çalıştım ama hiç konuşmadı. Ağzını bile açmadı."

"Peki. Ben öğrenmeye çalışacağım. Sağol."

"Miray bunu yapmasan iyi edersin. Bana anlatmadıysa sana anlatacağını sanmıyorum."

"Buğra senin bana tavsiye vermen için bir konumun yok şu an." dedim kaşlarımı kaldırarak.

"Miray cidden herşeyin bende bir açıklaması var dinlersen-"

"Neyin açıklaması? Herşeyi bilmene rağmen yüzüme gülümseyip anlatmamanın mı?"

"Miray sana anlatmak çok istedim. Ama Çağıl beni durdurdu hep. Sana anlatmam için kendini devreye soktu. Seni hiç benimle yalnız bırakmazdı biliyorsun." dedi avuçlarını birbirine sürterek.

"Biliyorum. Ama sen yine de anlatmak için bir yol istesen, bulabilirdin. Düğün günü bile anlatabilirdin. O zaman bile kurtulabilirdim ben bu iğrenç intikamdan."

"Kurtulamazdın. Çağıl'ın elinde çok iyi bir silahı vardı sana karşı. İstesen de yapamazdın Miray. Bırakamazdın onu."

"Neden? Neymiş o silah?" dedim gözlerimi kısarak.

"Aşkın. Senin Çağıl'a olan aşkın onun tek silahı. Aşkın olmasa zaten evlenmezdin." 

"Haklısın. Arkadaşın Oscar'lık oyuncu olduğu için ,başardı intikam planını. Ama ondan önce sana çok kırgınım Buğra. İyi biri olduğunu sanmıştım. Ama sen herşeyi bilmene rağmen, sonunu bile bile susuyormuşsun."

BELKİ SEVERSİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin