7. Bölüm: İyileştirme Vakti

197 29 10
                                    


Medya: Bu bölümden Çağıl...



Yüzüme vuran güneşin sıcaklığıyla yerimde kıpırdandım. Gözlerimi her ne kadar o korkunç geceden sonra açmak istemesem de açtım. Zar zor doğrulduğumda ise karşı kanepede yatmakta olan Çağıl'ı gördüm. Hala inanmakta güçlük çekiyordum. İntikam için beni kullanan ve kirleten bu adam şu anda kocamdı. Ve bende salak gibi ona inan karısıydım. Biraz daha ona nefretle baktıktan sonra gözüm henüz açılmamış olan valizime ilişti. Şimdi gitsem beni bulabileceğini sanmıyordum. Kaçıp İzmir'e anneme sığınabilirdim. Birden aklıma Çağıl'ın "Git bakalım bu halde baban seni kabul edecek mi?! Git!" diye kükremesi geldi. Babam bana inanırdı. Bu şerefsizin kurbanı olduğuma inanacaktı. Emindim, üzmezdi kanatlarının altına alırdı o beni. Çağıl uyanmadan harekete geçmem gerektiğini hatırladım ve kalkmaya çalıştım. Ağrıyan belim ve yüzüm bana o gecenin hediyesiydi. Komidinden destek alarak ayağa kalkabilmiştim. Ses çıkarmamaya özen göstererek kapıyı açtım, bir yandan da Çağıl'ı kontrol ediyordum. Valizimi alıp kapıya doğru ilerlerken o hayatımı bitiren sesi duydum.

"Günaydın karıcığım! Nereye?" Arkamı dönmeden ilerleyecektim ki hızla kalkıp önümde dikildi.

"Valizinle ekmek almaya gitmeyeceksin değil mi?" dedi valizimi işaret ederek.

"Sus!" Sadece bu kelime çıkabilmişti ağzımdan. Onun gözlerine bakıp konuşacak halde değildim şu an.

"Ama susarsam gidersin. Ve gidemezsin." dedi fısıltıyla.

"Neden? İstediği aldın! Rahat bırak artık beni!"

"Zaten evli kaldığımız sürece sana dokunmayacağım. Elimi bile sürmeyeceğim. Seninle bir daha bu konu hakkında konuşmayacağım. Ama gidemezsin. Ve bunları yapmam da sana bağlı. Bir kontrat imzalayacağız. Otur şöyle." dedi odada ki koltuğu işaret ederek.

"Gerçekten bütün bu söylediklerini yapacak mısın? Hiç bir şekilde iletişimin olamayacak benimle değil mi? Ama burada kalırsam? Doğru mu anladım?" dedim kollarımı göğsümde birleştirerek.

"Tam da üstüne bastın. Şimdi otur da kontratı getireyim. Ayakta mı konuşacağız?"

"Bu saatte içmiş olamazsın değil mi? Kafan yerinde yani? Hani intikam alacaktın benden ve babamdan?" Gözlerimi kısıp özel kahvelere cevap ararcasına baktım.

"Hayır prensip gereği bu saatte içmem. Ve kafam da gayet yerinde. Sana zorbalık yapmayacağım." dedi mırıldanarak.

"Ne düşünüyorsun? Ne planlıyorsun yine?" Bu sorularım karşısında kahkaha patlattı.

"Bir şey planlamıyorum. Sen zaten bana aşıksın. Beni seviyorsun. İstediğim oldu. Bundan sonra bir şey yapmama gerek yok. Seninle ilgilenmiyorum artık."

"Ha hevesini aldın, bitti demek! Oh valla çok iyi tamam imzalıyorum!" dedim önüme koyduğu kağıda bakarak.

"Sus da kuralları okuyayım sana. Evet sayın Miray Kaya-"

"Kılıçer." Jet hızıyla lafını böldüm. Kendim bile şaşmıştım hızıma.

"Artık Kaya. Neyse bu konu da seninle tartışmayacağım. Kanunlar en iyisi biliyor zaten." dedi göz kırparak.

"Devam et. İşim var." dedim umursamaz tonumla.

"Peki imzaladıktan sonra işini halledebilirsin. Kural 1) Dışarı çıkarken bana haber verilecek."

BELKİ SEVERSİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin