Belki beşinci defa kapatıyorumdur bu sabah alârmı.Sabah namazı kılmak huzur veriyor insana,elbette kalkmakta bazen zorlanıyorum ama şeytanı illaki yeniyorum. Elhamdulillah,yenilmedim bu zamana kadar.
Uykulu uykulu düşüncelerimde boğuşurken alarmı bir çok kez kapattığımı hatırladım ve bir hışımla besmele ile kalktım yatağımdan.Hava aydınlanacak korkusu ile hızlı hızlı abdestimi aldım ve niyetim ile başladım namazı kılmaya. Namaz bittikten snra huzur içinde koydum kafamı yastığa ..
Odama vuran güneş ile beraber gözlerimi açmam pek zor olmadı her sabah aynı şekilde uyanıyordum. Yatağımın karşında çok sevdiğim ama her sabah benim uyanmama sebep olan o minik cam vardı.En azından uyanırken rahat olabiliyordum okula geç kalmak gibi bir derdim yoktu. Ikinci öğretim olmayı tabiki bu yüzden tercih ettim.Bana göre bu ikinci ögretim fikrini ortaya atan insan harikaydı sürekli ondan Allah razı olsun demem gerektigini hissediyordum. Yine bunu düşünüp kendi kendime gülerken aşağıdan annemin sesini duymamla yere düşmem bir oldu. Hayır dışardan biri bu halimi görse deli olduğumu sanacaktı ki ben bile kendimden şüphe ediyorum.
Hemen pijamalarımın üstüne ince uzun hırkamı alıp neşeli bir şekilde merdivenlerden aşağı inmeye başladım. Artık inerken nasıl bir ses cıkardıysam annem bagırmaya başladı"Behrem sessiz in merdivenlerden Eslem'i uyandırcaksın,ablan daha yeni uyuttu. Sabah sabah ne bu enerji kızım"
Annemin sesini duymamla kıkırdadım ve yanına gidip günaydın öpücüğümü de verip fısıldadım
"Sultanım benim inmem değil de senin bağırman uyandıracak benim meleğimi"Dememle Eslem'in sesini duymam bir oldu. Şuan ablamın bize doğru geldiğini ve burnundan soluduğunu tahmin etmem zor olmadı. Annem de aynı şeyi düşünüyor olacak ki imalı imalı bana baktı. Gözlerimi kapattım İçimden üçe kadar saydım ve tek gözümü acıp karşımda bana sinirle bakan ablama minik kedi yavrusu taklidi yaptım ama başarılı olduğum söylenemez. Ablam bana söylenirken elindeki minik meleğimi aldım.
"Gel bakalım teyzene. Anne seni uyutamadı mı kızım, hı? Bak bir de teyzene kızıyor ahh dilin olsa da söylesen onun bir suçu yok hep anneannemin sesinden uyandım desen"
Bu sırada üzerimdeki bakışları hissetmemek imkânszdı. Daha fazla şansımı zorlamayıp meleğimi annesine verdim ve sessiz sessiz kahvaltıyı hazırlamaya koyuldum. Annem ile beraber sofrayı hazırladktan sonra ev ahalisini her sabah ki gibi evde sesli sesli ilahi söylerek uyandrmayı başarmıştım. Bazen kendimle gurur duyuyordum. Allah'tan sesim güzeldi de babacığım bana tölerans gösteriyordu. Tabi çoooookkk sevdiğim erkek kardeşim için de aynı şey söyleneblirse. Herkes sofraya oturduğunda aclıktan ölmek üzereydim. Tam heyecanla bir çatal patatesi ağzıma atacaktım ki Emre'nin sesi bütün hayallerimi yıktı.
"Bir kez daha bu sekilde uyandırırsan senin o ses tellerini bu bıçak ile keserim abla. "
Dediği şeye gözlerimi devirdim ve devam ettim heyecan ile yapacağım kahvaltıya. Yemek yerken kendimi kaybettiğim doğrudur ki masada olan gülmeler de bunun göstergesi ama hiç umursamam hele ki açsam. Sesli bir şekilde
"Allah'm sen kimseyi açlıkla sınama." Dedim ve masadaki herkes amin deyip babam dahi halime güldüler.
Sofrayı toplamam mutfağı toplamam derken öğle vaktinin girdigini tamamen unutmuşum. İçimden bir ses bugün camiye gitmem gerektiğini söyleyip durdu. Ben de tabiki o tatlı sese hayır diyemedim hazırlandım ve bizimkilere de söyleyip cıktım evden.
Var mıdır namaz kadar huzur veren başka bir şey hele ki camide kılınıyorsa. Camiden cıkarken bir kez daha şükrettim Rabbime. Bir süre daha cami bahçesinde oturmaya karar verdim tam banka ilerliyordum ki bir cocuğun ağlamasını duydum. Gözlerimle çocuğun nerede olduğunu ararken, cami kapısında biri ilişti gözüme. Benden bir iki yaş büyüktür diye tahmin ettiğim bir adam. Bir insan nasıl bu kadar yakışıklı olur düşünmeden edemedim.Kafasındaki namaz takkesi bile bu kadar mı yakısır. Maşaallah dedim kendi kendime. Daha sonra yaptığım şeyden utanıp eğdim basımı öne bana yakışmazdı böyle şeyler ve kızdım kendime ne diye incelersin elin adamını diye. Ağlayan çocuğu hatırladım ve ses gelmiyordu acaba neden ağlıyordu o çocuk nefsim yüzünden onunla bile ilgilenemedim tekrar kızdım kendime ve "estağfrullah" dedim. Bir yandan da gözlerimle çocuğu arıyordum ve gördüm. İşte ordaydı sanırım düşmüştü. Elinde su vardı ve bacagına döküyordu. Sevindim onu görünce tam yanına gitmek için adım atmıştım ki onu gördüm tekrar, elinde bir poşet geldi ve çocugu kucağına alıp yerden kaldırdı biraz ilerideki banka götürdü. Önce su ile kanı temizledi daha sonra da tentirdiyot diye tahmin ettigim şise ile pansuman yaptı yarasına, en son sargı bezi ile sardı. Nasıl da şevkat ile yaklaşıyordu kıyamıyordu çocuğa. Tekrar maşaallah, Allah razı olsun dedim kendi kendime. Tam o sırada kafasını kaldırdı ve bana baktı. Ne yapacağımı bilemedim utandım. Çok kısaydı bakışı hemen kafasını yere indirdi ve çehresi sertleşti bana mı sinirlenmişti ki anlam veremedim. Hemen arkamı döndüm ve oturmaktan vazgeçtim zaten okula gitsem iyi olacaktı ama bunun için onun olduğu taraftan inmem gerekiyordu. Ne olmuştu da bana boyle çekiniyordum. Burası bütün müslümanlara ait olan bir camiydi sonuçta, herhalde oradan da gecebilirdim. Yavaş ve tedirgin adımlarla ilerlemeye başladım kafamı hiç kaldırmadan. Ben oradan geçerken diğer tarafa döndü ve hayret ettim bu nasıl bir edep diye.
Son bir basamak kalmıstı ki bir ses duydum"O abla mı ?"
![](https://img.wattpad.com/cover/72810302-288-k583593.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜPTELÂ
RomanceBana "ELHAMDULİLLAH"demeyi alıştıran da sen değil miydin ? Artık tevafuk diye nitelendirdiğin şeylerin öncesini de görmez misin,nereye attın ki çıkmıyor gün yüzüne ? - Nefsin için değil;ALLAH için sev beni. Edep ile sev hayâ ile sev. Kitap kapağı 1...