GÜN 7

72 6 8
                                    

GÜN 7

Ölüyordum. Ölürken kimse fark etmiyordu fakat öldüğümü herkes biliyordu.Bunu kendimin istediğimi biliyordum. Herkese hastalığımdan bahsedebilirdim. Benim için ağlamalarını izleyebilir, onlarla birlikte acınası kaderime isyan edebilirdim. Ama yapmamıştım. Tüm sevdiklerime yalan söylerken bir an bile tereddüt etmemiştim. Çünkü dayanamayacağımı biliyordum. Bakışlar çok şeyi anlatırdı. Kimsenin bana o şekilde bakmasını istemiyordum. Talihsiz, asalak bir sülük gibi. Acınası hayatımın her karesini bana yeniden yaşatacakmış gibi.

"Hastaneye yatmak istemediğine emin misin?" diye sordu doktorum. Başımı olumsuz bir şekilde salladım ve bana uzattığı bardakla ilacı aldım.

"Bunlar yeterli gelmeyecek." dedi. " Bunlar sadece kısa sürülü bir çözüm." Biliyordum. Her şeyi biliyordum. Bunun vücudumun her zerresinde o kadar iyi hissediyordum ki belki de karşımdaki doktordan bunu daha iyi biliyordum. Her hücremde hissediyordum. Ölüm yavaş yavaş bütün hücrelerime dağılırken bunu benden başka kim daha iyi hissedebilirdi ki?

"Bazen bütün kutuyu içmek istediğin anlar bile olacak." Acı vericiydi. Karşımdaki adam bunları söylerken onu dinlemiyordum bile. Zihnim o kadar doluydu ki onun söylediği her şeyi zaten yaşadığımı ona söylemeye bile uğraşmamıştım.

"Daha kötü olacak." demişti. Zaten kötüydü. Daha ne kadar kötü olabilirdi ki?

"Biliyorum." dedim. Adam sustu. Beni düşüncelerimle bir süre için yalnız bırakırken zihnimde sürekli onun bana bıraktığı not dönüyordu. Telefon numarasını ezberlemiştim. Bunu neden yaptığımı bilmiyordum fakat o kadar kolay gelmişti ki sanki zihnim birden bire o adamla ilgili şeyleri özenle saklamaya programlanmıştı. Fakat yine de bugün o nottan daha önemli bir şey yapacaktım.

"Eğer kötüleşirsen..." dedi doktor. " Hemen beni ara." Bana uzattığı kartı aldım ve yavaşça başımı salladım. Bakışlarım doktorun üzerinde öylece gezinirken dudaklarımdan dökülen aptalca soruya engel olamadım.

"Nasıl bu kadar kolay yapabiliyorsun?" dedim. "Nasıl bu kadar kolay insanlara öleceğini söyleyebilirsin?" Karşımdaki adam otuzlu yaşların sonlarında gösteriyordu. Gençti ve bakışlarındaki donuk ifadeden hiçbir zaman hoşlanmamıştım. İyi bir doktordu. Ciddi anlamda başarılı bir doktordu. Fakat bir türlü bu adama ısınamamıştım.

"Kolay olduğunu kim söyledi?" dedi. Soğuk ve hissiz bir ses tonuyla söylediği bu şey bende gülme isteği uyandırırken o öylece bana bakmaya devam ediyordu.

"Tamam." dedim. "Teşekkürler." Daha fazla burada kalmak istemeyip hızla ayağa kalkarken benimle birlikte o da ayağa kalkmıştı.

"Nisan hanım.." demişti. "Ölüm arkada kalanlara her zaman daha çok acı verir. " Söylediği şeyle öylece kalırken ruhumun derinliklerine saklamaya çalıştığım bütün hislerin parçalanışını hissediyordum. Hala soğuk ve hissiz bakan bu adamın sözleri beni üşütüyordu. Oradan arkama bile bakmadan sarsak adımlarla çıkarken arkada kalanlar diye düşünmekten kendimi alıkoyamıyordum.

Annemi düşünüyordum.

YIkılacaktı.

Ona söylediğim bu yalan onun yıkımı olacaktı. Son anlarımda yanımda olamamanın pişmanlığını iliklerine kadar hissedecekti. Anlayamadım diye kendine kızıp duracaktı. Ben anneyim.Nasıl anlayamam diyecekti. Onu son kez göremedim son kez öpüp koklayamadım diye kendini paralayacaktı.

Babam..

Ölürdü.

Her üzüldüğünde suskunlaşırdı. Kimseye seslenmez,kimseyle konuşmazdı. Babam sessizliğe gömülecekti. Bu öyle büyük bir sessizlik olacaktı ki bir daha belki de konuşmayacaktı. Babamın sonsuz suskunluğunun başlangıcı ben olacaktım. İçten içe kendini yiyip bitirecekti. Koruyamadığını düşünecekti. Beni koruyamadığını düşünecekti.

Seninle 90 GünümHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin