* YGF 19 *

81 3 0
                                    

"Nazlı..."

Elif beni kendime getirip oradan uzaklaştırmak için uğraşırken Eren ise olup biteni anlamaya çalışıyordu.

"Nazlı, hadi canım. Gidelim artık bak iyi değilsin." diyerek kolumdan tuttu.

"Elif, ne oluyor burada. Nazlı niye bu halde." diyen Eren'in sert sesi kendime biraz olsun gelmeme yardımcı oldu. Bakışlarımı Eren'e çevirdiğimde gözleri ateş saçıyordu sanki. Ortalığı yakıp kavuracak şekildeydi.

Elif ise Eren'in kötü bir şey yapmasından korktuğu için olayı geçiştirmeye çalışıyordu.

"Eren sonra şimdi sırası değil."

"Neyin sırası değil görmüyor musun kızın halini?" diye bağırınca irkildim.

Elif panik halinde ne yapacağını bilemezken bu gergin ortamda bozulan sinirlerim yüzünden bir damla gözyaşı usulce akmaya başladı. Eren beni fark etmezken Elif ağladığımı görüp "Nazlıyı buradan götürmeliyiz" dedi.

Eren ise ellerini ensesinde birleştirip iç çekti. Daha sonra işaret parmağını Elif'e doğru doğrulttu.

"İçeride biri var ve Nazlıyı bu hale getiren biri..." deyip mağazanın kapısından içeriye doğru ilerlemeye başladı. Aniden yerimden hareket edip Eren'in kolunu tuttum. Arkasına dönüp göz göze geldiğimizde sinirle bakan gözleri benden bir açıklama bekler gibiydi.

Kafamı hayır anlamında salladım. "Gitme." dedim. Arkamda duran Elif'e baktıktan sonra bakışlarını tekrardan üzerime çevirdi.

"Gidelim buradan. Lütfen! " diye ısrarcı davrandım.

Ellerimi ellerinin arasına alıp "Nazlı, sen benim kardeşimsin. Eğer seni üzen biri burada ise izin ver sana yardımcı olayım. Kim olduğunu söyle sadece." dedi.

"Gitmek istiyorum" diye yalvararak baktım Eren'e.

"İsim ver sadece. Yoksa tek tek sorar bulurum."

Eren'in kendinden emin ve ısrarcı hali korkmama neden olmuştu. Eğer içeri girerse Uray ile karşılaştıklarında direk olarak ondan şüphelenecekti. Çünkü sürekli etrafımda olan kişi Uraydı ve ben kavga etmelerini istemiyorum. Birbirlerine zarar vermelerini istemiyorum.

Ağzımı açıp bir şeyler söyleyecekken karşımda gördüğüm kişi ile daha çok paniklemiştim. Uray yanında ki o kızla alışverişlerini bitirip buraya doğru geliyordu. Eren arkasını dönük olduğu için onları görmüyordu ama ben çok net bir şeklide onları görüyordum. Aynı şekilde onlarında beni görmesi an meselesiydi.

Paniklemiştim. "Eğer bana yardımcı olmak istiyorsan beni hemen buradan götür Eren." dedim. Elini kendime doğru çekiştirmeye çalıştım ama tabi milim yerinden oynamadı.

Uray'ın beni görmesini istemiyordum ama şuan ne yapacağımı da bilmiyordum.

Eren beni çekiştirip hızla dışarıya çıkardığında bir rahatlama hissettim. Bir elinde ben bir elinde Elif alışveriş merkezinden çıkıp arabaya bindik. Ben bu saçma duygu karmaşasını yaşarken Uray'ın beni fark etmemiş olmasına bile sevindim içten içe.

Yol boyunca kimse ağzını açıp da konuşmadı. Eren arabayı o kadar hızlı kullanıyordu ki çok kısa bir süre içerisinde evimin önünde ani bir fren ile durduk.

Apartmandan içeriye girip evimin kapısını açtığımda ikisi de sessizce benim arkamdan içeriye girdi. Elimde ki torbaları köşeye bırakıp yanlarına geldiğimde ortamda ki gerginlik titrememe neden oldu. Sessizliği ilk bozan ise Eren oldu.

"Evet, dinliyorum sizi hanımlar. Bana neler döndüğünü anlatacak mısınız?" diye sorarak bakışları ikimizin de üzerinde gezindi. Yutkunma ile kendimi konuşmaya hazırladım.

Yağmurla Gelen FısıltıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin