* YGF 15 *

35 5 0
                                    


Bugün benim için hüzünlü bir gün olacağa benziyordu. Çünkü içimden hiçbir şey yapmak gelmiyor. Sabahtan beri evin içinde boş boş oturmaktan sıkıldım ama bir şeylerle uğraşmak ya da bir yerlere gitmek istemiyorum.

Oturduğum koltuktan kıçımı zorla kaldırıp mutfağa gidip elimde abur cuburlarla salona geri geldim. Bugünümü mutfak ve salon ikilisi arasında geçirecektim galiba diye söylenmeyi de eksik etmedim tabi ki.

Bilgisayarımı elime alıp güzel bir film açtım. Filmi izlerken gene gözyaşlarımı tutamadım. Bir elimde peçete bir elimde yiyecek filmin yarısını getirmiştim.

Bu kadar duygusal değildim ben neden böyle her şeye ağlıyorum artık. Bu huyumdan nefret etmeye başladım. Kendimden bile nefret etmeye başladım. Yoksa depresyona mı giriyordum. Yok artık ne depresyonu ya iyim ben. Hem de çok iyiyim girmek istemiyorum ben depresyona. Eğer girdiysem de hemen çıkmam lazım.

Kapı zilinin sesi ile filmi durdurdum. Filmin tam güzel yerinde hangi salak kapıyı çaldı acaba diye söylenerek yerimden kalkıp kapıya gittim. Bir yandan elimde ki peçete ile gözyaşımı silerken diğer elimle de kapıyı açtım. Karşımda gördüğüm kişi ile bir müddet şaşkınca bakındım. Burnumu çekerek "Senin ne işin var burada ben sana bir daha buraya gelme demedim mi?"

Uray ise benim bu soruma bile aldırış etmedi. Ellerini yüzüme getirip parmakları ile yavaşça gözyaşlarımı sildi. O kadar nazik davranıyordu ki ben ne yapacağımı bilemedim. Gözlerine baktığımda üzgündü oysa ben kapıyı açtığımda sevinçli bir ifade vardı yüzünde. Beni bu halde gördükten sonra bakışlarında ki üzüntüyü görmüştüm. Benim bu halime mi üzülmüştü? Benim için mi üzülmüştü yani.

"Nazlı bir şey mi oldu? Sen neden ağlıyorsun?" diye şefkat dolu sesi ile öyle bir söylemişti ki. İçimde ki ağlama istediği duracağına daha da artmıştı.

Hıçkırıklarımın arasından "ben film izliyordum" diyebildim.

Şaşırmıştı hatta kızmıştı galiba. O değişen yüz ifadesi, gözlerinde ki bakış beni daha çok şaşırtmıştı. Ne demiştim ki ben bu kadar kızdıracak.

"Bu döktüğün gözyaşı sadece bir film için miydi yani?"

"Evet, çok duygusaldı kendimi tutamadım ne var bunda ağlayamaz mıyım?"

"Ben seni bu halde görünce kötü bir şey oldu sandım. Ne tepki vereceğimi bilemedim Özür dilerim." diyerek beni kolları arasına hapsetti. Burayı seviyordum aslında. Bana güven veriyordu sanki. Kendimi bu kolların arasında huzurlu hissediyordum. Bende kollarımı ona dolayarak sarıldım. Bir süre sonra ağlamam bana güvenle sarılan bu adamın kollarında son buldu. Kendimi geri çekmek istedim ama sıkı sıkı sarıldığı için kollarından çıkamadım.

"Ben iyiyim." diye mırıldandıktan sonra beni kendinden biraz uzaklaştırdı ve bu sayede Uray'ın kollarından çıktım.

"Sen neden geldin ben sana buraya gelme demedim mi?" dedim sakin bir şekilde.

"Mesaj attım ama sen cevap yazmayınca gelmeye karar verdim."

"Buraya her istediğin zaman gelemezsin. Ayrıca mesaj falan gelmedi bana. "

"Ne zaman seni görmek istersem gelirim Nazlı"

İşte bu cümle beni yine sinirlendirmeyi başarmıştı. Şu duygusal modumdan çıkıp sinirli halime bürünmüştüm hemen. Gerçi bu, Uray'ın karşısında hiç zorlanmadığım bir halimdi. Beni çok çabuk sinir edebiliyordu.

Yağmurla Gelen FısıltıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin