Yeni bölüm geldi. Multide kızların kıyafetleri var. İyi okumalar.
Azra'dan
Tuana, Hazar, BAD ve küçük kızın odaya girmesiyle doğrulmaya çalıştım. Biraz zorlansamda kalktım. BAD
" Geçmiş olsun Azra. "
" Çok sağolun. " Hazar
" Korkuttun bizi küçük hanım. " deyip gülümsedi. Gülümsedim. Küçük kız
" Ben.. Çok teşekkür ederim. Hayatını tehlikeye atıp hayatımı kurtardın. "
" Önemli değil. Yapmam gerekeni yaptım. Ordan öylece geçip gidemezdim. " deyip gülümsedim.
" Adın ne ? "
" Eylül "
" Ailen nerede? " dediğimde gözlerini devirdi.
" Ailem yok. " dediğinde üzüldüm.
" Ben çok özür dilerim. Bilmiyordum. "
" Sorun değil Azra abla. Alıştım. "
Alıştım. Alışmak. Annesizliğe alışmak. Babasızlığa alışmak. Ailesizliğe yalnızlığa alışmak.
Ne demek bu kelime? Artık onlar yok ve gelmeyecekler ve ben bunu biliyorum.
" Ee Azra ne zaman çıkacaksın? " diyen Doruk düşüncelerimi böldü.
" Hiç bilmiyorum Doruk. "
" İstersen biz ayarlayabiliriz " dediğinde Asaf konuştu.
" Ailesi varken bize düşmez kardeşim. " dedi.
Sonra sessizlik oldu. Biraz sonra Berkay konuştu.
" Neyse hastamızı daha fazla rahatsız etmeyelim. Sen dinlen Azra'cım. Görüşürüz. "
" Ne rahatsızlığı. Çok teşekkür ederim. " deyip hepsine tek tek sarıldım. Tuana hariç. Ayağa da kalkmadı zaten. Sanırım odadan çıkmaya niyeti yok. Herkes odadan çıkınca sandalyesini alıp yanıma koydu, oturdu.
" Azra? "
" Efendim? "
" Ben ilk defa bu kadar korktum "
Konuşmadım. Devam etti.
" Seni kaybetmekten çok korktum Azra. Yıldızımı kaybetmekten korktum ben. "
" Gündüz yıldızlar kaybolmaz. Onları göremezsin ama bilirsin ki onlar orada, gökyüzündedir. Seni izlerler tıpkı gece senin onları izlediğin gibi. "
Elimi avcunun içine aldı ve öptü. Kızmadım.
3 Gün Sonra
" Kızım sen duş al. Ben dışarıda bekliyorum. "
" Tamam anne. " deyip odamdaki banyoya girdim ve kapıyı kilitledim . Üzerimdeki kıyafetlerden kurtuldum. Suyumu açtım ve biraz ısınmasını bekledim. Yeterince ısındığını düşündüğümde suyun altına girdim.
Yarım saat sonra çıktım ve üzerime havlumu sardım. Saçlarımı arkama atıp çıktım .
A ov. Ben ne giyeceğim şimdi? Off ya.
" Annee " diye seslendim ama kimse cevap vermedi. Biraz sonra odaya giren Tuana ile gözlerim büyüdü. Beni baştan aşağıya süzdü. Sonra birden kafasını eğdi ve elini saçına götürdü.
" Ben şey... Seslendiğini duyunca bir şey mi oldu diye geldim. "
" Kıyafet almayı unutmuşum. Çantamı getirebilir misin? "
" Ah tabi. Evet getiriyorum. " dedi ve odadan çıktı. Tuana utanmışmıydı az önce? Şaka gibi.
Biraz sonra tekrar odaya girdi. Tekrar aynı şeyi yaptı. Beni tekrar süzdü. Elindeki çantamı bana uzattı.
" Teşekkür ederim. "
" Önemli değil. " dedi. Sonra kapının orda beklemeye başladı. Neyi bekliyor?
" Çıkacak mısın? Yoksa ben banyoya gideyim mi? " deyip şaşkınlığına güldüm.
" Pardon. Ben çıkarım. " deyip odadan yavaş hareketlerle çıktı.
Üzerime siyah kotumu mavi tişörtümü ve siyah kapşonlumu giydim. Saçlarımı kuruttum. Ayakkabılarımı da giyip odanın içinden dışarıya baktım. Tuana kapının önünde bekliyordu.
" Tuana, gelsene " deyip çağırdım. Hemen ayağa kalkıp yanıma geldi.
" Yaptığın her şey için çok teşekkür ederim. " deyip yanağından öptüm.
Şaşırdı bunu gözlerinden anladım.
" Önemli değil Azra. "
" Hadi gidelim. " deyip odadan çıktım. Aşağıya indiğimde Beril Derin ve annemi gördüm. Hepsine sarıldım. Tuana arabasının yanına gitti ve
" Ee . Gidelim mi artık? " dedi. Annem
" Oğlum, biz gideriz bir taksiyle. Sen bir daha uğraşma. "
" Hiç olur mu öyle şey. Hadi gelin ben bırakırım . "
Evin önüne gelince Tuana'ya teşekkür edip arabadan indik. Annem çantamı aldı ve merdivenleri çıkmaya başladık. Eve gelince kendimi direkt odama attım. Derin ve Beril'de arkamdan geldi. Yatağa oturduk. Beril
" Azra "
" Efendim canım? "
" Sen hastayken Tuana hiç yanından ayrılmadı. "
Gerçekten öyleydi. Ne zaman gözümü açsam yanımdaydı.
" Evet. Düşünceli. "
" Azra bu çocuk kesin sana aşık "
" Saçmalama. Hastanede yanımda kaldı diye aşık mı oldu? "
" Neden Doruk değil de o? Yada Hazar? Aşık işte. Seviyor seni "
" Bağırma be. Annem duyacak. " dediğimde gülmeye başladı.
" Zaten öyle bir şey yok değil mi Azra hanım, duysa ne olacak dimi Derin "
" Aynen Beril kankime katılıyorum. ''
" Sende mi ya. "
" Evet bende nacizane dostum. " deyip gülmeye başladı. Bende gülmeye başladım.
Sanırım Beril haklıydı. Bu çocuk gerçekten seviyormuydu?
***
Sınıfa girdiğimde gördüğüm manzarayla şaşırdım kaldım. Tuana Cemre'yi öpüyordu. O kadar dalmışlardı ki geldiğimi fark etmediler bile. Yanaklarım kızarmaya başladı. Çantamı sırama attığımda ayrıldılar. Arkama bile bakmadan sınıftan çıktım.
Basketbol sahasına inip koltuklardan birine oturdum ve yaşadığım şoku atlatmaya çalıştım. Daha dün beni sevdiğini düşündüğüm adam şimdi bir kızla öpüşüyordu.
Belki de yanılmıştım. Belki değil yanılmışım. İstemsizce gözümden bir damla yaş aktı. Hemen elimle sildim. Biraz sonra içeriye giren Tuana ile kaşlarım çatıldı. Önüme dönüp elime telefonumu aldım. Onu umursamamaya çalışıyordum. Instagram'a girdim ve fotoğrafları beğenmeye başladım. Tuana yanıma geldi.
" Azra. Bak sen yanlış anlad..."
" Tuana neyin açıklamasını yapıyorsun? "
" Bir yanlış anlaşılmayı düzelt... "
" Yanlış anlaşılma falan yok ve bir şeyleri düzeltmene de gerek yok. Birisiyle sevgili oldun yada onu öptün diye sana bir şey söyleyemem. Umrumda değil. " deyip ayağa kalktım. Gidiyordum ki kolumdan tutup çekmesiyle üzerine düştüm. Nefesi yüzüme çarpıyordu. Etkisinden çıkıp
" Napıyosun be? " deyip üzerinden kalktım. Şu halimizi biri görse düşünemiyorum ne derdi.
Hızlı adımlarla yürümeye başladım.
Sınıfa gittiğimde Cemre sıramda oturuyordu ve çantamı başka bir yere koymuştu. Ah hadi ama biz bunu daha önce yaşamıştık.
" Sen neyin kafasındasın peynirgillerden kaşar? " dediğimde sinirle ayağa kalktı.
" Sensin kaşar. Ben artık burada oturuyorum. Tuana'mın yanında. "
Tuana'm ? OMG.
" Tuana'nan senin olsun. Yerimden kalk onuda al ve git başka yere otur. " dediğimde sınıfa Tuana girdi.
" Cemre, gel " deyip çantaları yanımdan aldı ve başka bir sıraya koydu. Bende çantamı sırama koydum ve oturdum. Kollarımı masanın üzerinde birleştirdim ve tahtaya bakmaya başladım. Aklımda yüzlerce soru vardı.
Tuana neden böyle davranıyor?
Cemre ve Tuana sevgilimi?
Peki ben neden bunları merak ediyorum?
Acaba Tuana'yı seviyor muyum?
Beril'in gelmesiyle sorularımı başımdan attım.
" Günaydın Azra "
" Günaydın "
Çantasını sırasına koyup yanıma geldi.
" Kanka dışarıdaki afişi gördün mü? "
" Ne afişi? "
" Yıl sonunda balo gibi bir şey olacakmış. Mezun olduğumuz için kutlamada diyebiliriz. "
" Hocalar olacakmı peki? "
" Sanmıyorum. Okul başkanı yapacakmış. "
" Ha aynen. "
" Ee gidecek miyiz? "
" Yok ya. Napcam ben orada. Şimdi partner falan da isterler hiç gerek yok. "
" Yaa Azra. Hiç topluma karışmıyorsun. Evinde oturup DW ve TWD izliyorsun sadece. Hayat dizilerden ibaret değil ki. Lütfen gidelim. "
" Bilmiyorum düşünmem lazım. Derin gider mi acaba? " dediğimde Derin yanımda belirdi. Ne ara geldi bu kız?
" Giderim tabi. Ayrıca sende geliyorsun hiç itiraz istemiyorum. Annenden izin alırım ben. "
" Ooo kanka sen izin alacaksan hiç izin vermez " dediğimde Beril gülmeye başladı.
" Yaa niye öyle diyorsun ? O kadar da kötü değilim "
" Beril sen söylersen izin verir belki " deyip Beril'e döndüm.
" Aynen. Olabilir. " deyip güldü.
" Ee gidiyoruz o zaman. "
"Ne zamanmış bu? "
" Kötü haber bu sanırım haftasonu ve bugün perşembe. "
" Çok sorun olmaz ya. Bugün okuldan erken çıkıp alışverişe gideriz "
" Aynen. Zaten ders işlemezler."
" Tamam anlaştık. Ben annemi arayayıp izin alayım. Olmadı sen konuş Beril "
" Tamam konuşurum. "
Telefonumu çıkarıp annemi aradım. İki kere çaldıktan sonra telefonu açtı.
" Efendim kızım? "
" Nasılsın anneciğim? "
" İyiyim de sen aramazdın. Hayırdır bir şey mi isteyeceksin ? "
Kadın beni benden iyi biliyor resmen. Kimin annesi be.
" Anne.. Şey yılsonunda kutlama gibi bir şey olacakmış. Ben de gidebilir miyim ? "
" Nasıl da tanıyorum kızımı ben. Derin'de gidiyor mu? "
" E-evet "
" O zaman olmaz. " dediğinde güldüm.
" Yaa anne. Ama bak Beril'de geliyor. Hadi lütfen. "
" Beril geliyorsa izin veririm. "
" Ohh be. Canım annem. "
" Ne giyceksin kıyafetin var mı ki? "
" İşte onun için bugün okuldan erken çıkıp alışveriş yapacağız. Kredi kartım yanımda. "
" İyi tamam. Ama geç kalma. Görüşürüz "
" Görüşürüz " deyip telefonu kapattım.
" Tamamdır kızlar. İzin verdi. " dediğimde Derin ellerini çırptı.
" Olley. Sensiz hiç çekilmezdi canım. "
Tenefüste sınıfta kalmayı tercih ettim her zamanki gibi. Derin ve Beril kantindeydi. Kulaklığımı takıp şarkı dinlemeye başladım. Omzuma dokunan elle kulaklığımı çıkarıp o tarafa döndüm. Asaf'dı.
" Beril nerede? "
" Bu kaçıncı soruşun lan. Napcan sen Beril'i söyle."
" Sana ne Azra. Sa-na-ne "
" Ne demek banane? O benim en yakın arkadaşım. Söy-le-mi-yo-rum. "
" Git ona sor o zaman. Nerde Beril ?" deyip kaşlarını çattı. Yenilgiyi kabul ettim.
" Kantinde. "
Bunlar ne halt karıştırıyor. Beril'e sormam lazım. Hadi bakalım altından ne çıkacak.
Biraz sonra içeriye Beril girdi ve yanıma geldi.
" Asaf seni neden arıyor sürekli? "
" Not alacaktı. "
Bende yedim.
" Notu bendende alırdı. Siz bir şeyler yapıyorsunuz kesin. "
"Yok ya ne alakası var. "
" Hadi hadi söyle. " deyip güldüm.
" Senden de bir şey kaçmıyor. "
" Hah şöyle. Ben demiştim. "
" Asaf bana çıkma teklifi etti "
" Oha. Ve sen bunu yeni söylüyorsun. Ee kabul ettin mi? "
" Hayır. "
" Neden? Sevmiyor musun? "
" Ondan değil.. "
" Yani seviyorsun. "
" Evet. Yani biraz. "
" Ee neden. "
" Bilmiyorum. Biraz zaman vermesi lazım. "
" Vay be. Okulun bad boyu sana teklif etti ve bekletiyorsun. Çok ayıp cidden. "
" Sen hiç konuşma bence Azra hanım. Beni de konuşturma. Seni Tua- "
Dediği anda elimi ağzına götürdüm.
" Tamam kankacım. Sen kazandın. "
" Tabiki ben kazandım. Sus şimdi " deyip gülmeye başladı. Bende eşlik ettim.
***
Ders bitince çantalarımızı aldık ve okuldan çıktık. Beril
" Ee önce nereye gidiyoruz? " dedi.
" Taksim'e gidelim. "
" Tamam bana uyar. " deyip yürümeye başladık. Minibüs beklemeye başladık. On dakika sonra geldi ama binilecek gibi değil.
" Taksiyle mi gitsek? " dediğimde onayladılar.
Taksi aramaya başladık ve kısa sürede bulduk. Ön koltuğa oturdum ve
" Taksim'e gideceğiz abi. " dedim. Onayladı ve sürmeye başladı.
Adama parasını verip taksiden indik. Gördüğümüz ilk mağazaya girdik.
" Siz ne alacaksınız? " dedim. Derin
" Elbise alırım herhalde. Altına topuklu ayakkabı. "
" Yok spor ayakkabı al Derin. " dediğimde gülmeye başladılar. Beril
" Ben de uzun elbise alırım. " dedi.
" Ben elbise almak istemiyorum ya. Etek üstüne gömlek tarzı bir şey alırım. "
" İyi o zaman. " deyip kıyafetlere bakmaya başladık. Biraz sonra Derin elinde siyah altı kabarık ve tüllü bir elbiseyle geri döndü.
" Ben buna aşık oldum. Sizce nasıl? "
" Güzelmiş. Dene istersen? "
" Aynen. Bakalım üzerimde nasıl olacak? "
Derin kabinlerden birine girdi. Bizde bakmaya devam ettik. Kendime göre bir şey bulamıyorum burada. Başka mağazaya bakarız artık.
Derin kabinden çıktı. Elbise ona çok yakışmıştı. Çok tatlı olmuştu.
" Ee nasıl olmuş? "
" Çok güzel olmuşsunuz Derin hanım. " dedim. Beril
" Aynen. Çok yakışmış. "
" Teşekkkür ederim. Bunu alıcam ben. " deyip kabine tekrar girdi.
" Sen buldun mu Beril? ''
" Yok ya. Güzel bir şey bulamadım. "
" Aynen bende. Başka mağazaya geçelim. Derin çıksın da. " deyip beklemeye başladık.
Derin çıkınca kasanın oraya gidip elbisenin parasını verdi.
" Siz almıyor musunuz? "
" Bize var bulamadık. Başka yerlere de bakalım. " deyip mağazadan çıktık. Biraz yürüdükten sonra gözümüze kestirdiğimiz bir mağazaya girdik. Beril elbiselere ben de eteklere bakmaya başladım. Biraz sonra deri mini etek görmemle yüzüme bir gülümseme yayıldı.
" Kızlar aradığım eteği buldum "
" Bakayım. " dedi Derin.
" Vayy. Çok güzel. "
Eteği elime aldım ve biraz baktım. Eteğin sol tarafında cep vardı. Çok hoş duruyordu. Fiyatına baktım, uygundu 65 tl. Daha sonra gömleklerin olduğu reyona gittim ve buna uyacak gömlek aramaya başladım. Çok sürmedi üzerinde siyah noktalar olan açık bej rengi bir gömlek buldum. Bu etekle çok güzel olacaktı. Kabinlerden birine girdim ve kapıyı kapattım. Önce gömleği sonra eteği giydim. Gömleği eteğin içine soktum. Güzel olmuştu. Saçımı düzeltip kabinden çıktım ve kızların yanına gittim.
" Nasıl olmuş? "
" Oha kanka çok taş olmuşsun. Şuan sana aşık olmamam için bir neden söyle. " dedi Derin.
" İkimizde kızız. "
" Evet bu geçerli bir neden. "
" Güzel olmuşsun. Çok yakışmış. Gömlek falan iyisin. Şimdi sıra bende " deyip elindeki elbiseyle kabinlerden birine girdi.
Koltuğa oturdum ve Beril'i beklemeye başladım. Yanımıza geldi. Üzerinde etek kısmı fuşya rengi kemeri kahverengi gibi olan ve üst kısımda benim gömleğin renginde olan bir gömlek vardı. Derin
" Aman tanrım didim. Beril kalk evleniyoz "
" Derin senden şüphelenmeye başladım " deyip güldü.
" Tamam sakin olun. Sadece şakaydı. "
" Çok yakışmış. Çok güzel olmuşsun canım benim. " deyip gülümsedim.
Kasanın yanına gidip ücreti ödedik.
" Geriye ayakkabı çanta falan kaldı. "
" Aynen. Şu mağazada güzel aksesuar ve ayakkabı oluyor. Oraya gidelim. " deyip karşıdaki mağazayı gösterdi Derin.
İçeriye girdiğimizde hemen karşıda ayakkabılar vardı. Anında gözüme önü bağcıklı bot tarzı bir siyah topuklu ayakkabı kestirdim. Yanına gidince görevlilerden birisi yanıma geldi.
" Buyrun hanımefendi. "
Elime ayakkabıyı alıp
" Bu ayakkabının 36 numarası var mı? " dedim.
" Hemen bakıyorum " deyip kutulara bakamaya başladı. En son elinde kutuyu kaldırdı.
" Buyrun " deyip gülümsedi. Puflardan birisine oturup ayağımdaki konverslerimi çıkarttım ve topukluyu giydim. Ayağa kalktığımda boyum 6 cm uzamıştı. Yaşasın topuklu ayakkabı.
" Fiyatı ne kadar? "
" 75 tl hanımefendi " deyip tekrar gülümsedi. Bu çocuk neden hep gülüyor? Komikmi duruyorum?
" Tamam ben bunu alacağım. " deyip tekrar konverslerimi giydim. Elime topukluları alîp çantların olduğu yere geldim. Derin'de oradaydı. Ayakkabımı gösterdim.
" Sence bu nasıl ? "
" Güzel hem boyunu da uzun gösterir " deyip güldü.
" Sanki sen çok uzunsun "
" Tamam tamam kızma. " dedi.
Çantamıda buldum sanırım. Turkuaz renkte askısı siyah bir çantaydı. Bugün şanslıydım galiba. Hemen buluyorum. Fiyatı da uygun. 20 tl. Oh mis. Son olarak da beyaz inci tarzı bir bileklik aldım. Kızların yanına gittim. Beril hardal sarısı bir şal ve beyaz topuklu Derin ise siyah kolye ve siyah topuklu ayakkabı almıştı. Kasanın yanına gittik ve ücretleri ödedik. Saat yediydi. Derin
" Ee napalım? " dedi.
" Yemek yesek mi ? Karnım acıktı benim. Hem biraz dinleniriz " dedim.
"Aynen. Beni takip edin. " diyen Beril'i takip etmeye başladık. En sonunda bir pastanenin önüne geldik.
" Hadi geçin. Burada çok güzel börek yapıyorlar. " dedi. İçeriye girdiğimde küçük ama ferah bir ortamla karşılaştım. Duvarları maviye boyamışlardı ve masalar beyaz renkteydi. Çok hoş ve sevimli bir yerdi.
Yemeği yedikten sonra taksiye binip evlerimize gittik. Eve girdiğimde annem salonda televizyon izliyordu. Odama gidip siyah eşofmanımı ve tişörtümü giydim. Aldıklarımı da yanıma alıp annemin yanına gittim.
" Hoşgeldin kızım. "
" Hoşbulduk anne"
" Ee bakayım ne aldın? "
Kıyafetleri ve ayakkabımı çıkarıp anneme gösterdim.
" Güzelmiş eminim sana çok yakışır. Ama neden elbise almadın? "
" Bilmem. Böyle daha çok seviyorum. " deyip güldüm.
" Ne kadar tuttu hepsi "
" Yüz yetmiş tlcik" deyip sevimli olmaya çalıştım.
" Biraz fazla olmuş ama olsun. Zaten bir kere mezun olacaksın. "
" Canım annem " deyip sarıldım.
" Karnın aç mı? "
" Yok anne. Biz kızlarla yemek yedik. "
" Tamam o zaman. "
" Anne ben odama gidiyorum. " deyip odama gittim. Yatağıma uzandım ve elime telefonu aldım. Bir tane mesaj vardı.
Kimden: Bilinmiyor
Bugün baya gezdin Azra hanım. Senin şu etek aşkınıda anlamadım. O kadar uyardım seni. Yine etek almışsın. Dikkat et .
Resmen beni tehdit ediyor. Etek aldığımı dahi biliyor. Bu kim? Bugün neler yaptığımı hatta ne aldığımı dahi biliyor. Eğer bu tehditleri devam ederse bende yapacağımı biliyorum.
***
Uyandığımda saat onbirdi. Banyoya gittim ve saçlarımı düzeltip elimi yüzümü yıkadım. Sanırım duş alsam iyi olur. Odama gidip kıyafetlerimi aldım ve tekrar banyoya gittim. Üzerimdekileri çıkartıp yarım saatlik bir duş aldım. Saçlarımı kurulayıp kıyafetlerimi giydim.
Mutfağa gittiğimde kahvaltı hazırdı. Masanın üzerinde bir de not vardı.
" Kızım acil işim çıktı. Sen yemeğini ye. " yazıyordu. Ne işi vardı acaba?
Yumurtamı yedim ve sütümü içtim. Karnım aç değildi bu yüzden sofradan kalktım. Malzemeleri topladıktan sonra bulaşıkları yıkadım. Evet ben bulaşık yıkadım. Azra bulaşık yıkadı. Rüya değil gerçek. Odama gidip saate baktım. İkiydi . Canım sıkılıyor. Derin'i mi arasam. Telefonumu aldım. Yuh tam 15 cevapsız arama. İki mesaj. Kimden? Derin ve Beril'den. Mesajda
" Seni almaya geliyoruz. Hazırlandın umarım'' yazıyordu. Ne için hazırlanacağım diye düşünürken aklıma bugünkü balo geldi. Nalet olsun. Hemen dolamından eteğimi ve gömleğimi çıkarttım. Elime ütüyü aldım ve gömleği ütüledim. Üzerimdekilerden kurtulup kıyafetlerimi giydim. Kapının çalınmasıyla odamdan çıktım ve kapıyı açtım. Derin ve Beril'di.
" Ooo hanımefendi. "
" Unutmuşum ya geçin içeriye. Hemen geliyorum. "
" Nasıl unuttun ya. "
" Napayım. Zaten hazır sayılırım. "
Onlar içeriye geçti bende topuklularımı giydim. Çantamıda aldım ve yanlarına gittim. Derin
" Hadi kuaföre gidiyoruz. "
" Tamam. Hadi" deyip evden çıktık.
Kuaföre gittik. Saçımı salık bırakacaktı ama biraz düzleştirip bakım yapılması lazım. Ayrıca makyaj da yapacaktım. Abartmadan ama.
İki saat sonra hepimiz hazırdık. Derin
" Çok güzel olduk. " dedi.
" Aynen. " deyip egomu yükselttim.
Kuaförden çıkıp yürümeye başladık. Beril
" Baloya kiminle gidiyorsunuz? " dedi. Kim kiminle gidiyor bilmiyorduk. Derin
'' Ben Dorukla gidiyorum"
'' Vayy Derin hanım." dediğinde güldük. Derin
" Sen kiminle gidiyorsun? "
" Ben şeyle. Asaf'la gidicem. " dedi. Oldu bu iş. Beril'e baktığımda hafif kafasını eğmişti. Güldüm.
" Sen kiminle gidiyorsun Azra? " diye sorduklarında duraksadım.
" Hazar'la gidiyorum. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geveze
Genç KurguRap dinleyen, doctor who ve the walking dead izleyen, annesini çok seven, dersleri mükemmel fakat okuldan nefret eden, mavi ve siyaha aşık olan, susmak bilmeyen bir GEVEZE 'nin hikayesi.