Bölüm 12| Eylül Gürel

9.7K 299 27
                                    

Saçları kıvırcık, omuzlarına dökülüyordu. Yanağının üzerinde iki tane beni vardı. Gözlerimiz aynıydı. Koyu yeşil. Beş seneden sonra saymayı bıraktığım, zaten üç kişilik ailemizde bizi de bırakıp Kanada'ya giden kardeşim Eylül. Babama ne kadar düşkün olduğunu size burada anlatmam mümkün değildir. Ve babamın ölümünden sonra hepimizi suçlayıp gitmişti buralardan. Yüzünü bile unutmuşken şimdi kaç sene sonra birden ortaya çıkması, hem garip hem de içime bir mutluluk düşmesine neden olmuştu. Göz göze geldikten sonra ikimizde hareketsiz kaldık. Ne yapacağını o da bilmiyordu. Yutkundum. Adımımı öne doğru atarak yanına geldim. Gözleri dolu doluydu. Ben de ya şimdi, ya birazdan ağlardım. Sarılmamız da ani olmuştu. Birden boynuma atlamasıyla olduğum yere çivilenip kollarımı zar zor sırtına koydum. Aklımda binbir türlü soru vardı. Sorulardan sıra yapmaya çalışıyordum. Ama onca senedir görmediğim kardeşim kollarımdayken bir şeyleri sıraya koymaya çalışmak bana tamamen saçmalıkmış gibi geldi. Anı yaşamaya karar verdim. Ne kadar süre öyle kaldık bilmiyorum ama sonunda sakinleşip oturmamız epey zamanımızı almıştı.
O da, anneme ve özellikle bana bir açıklamadan daha fazlasını borçlu olduğunu biliyordu. Çünkü Eylül'ün olmasını çok istemiştim. Doğunca da annemden çok ben ilgilendim diyebilirim. Onu o kadar çok severdim ki, ona gelebilecek her türlü kötülüğü uzaklaştırmak için yapmadığım fedakarlık yoktu. Ama bizi bile suçlayıp, üstelik bu kadar değişmesi onu tanıyamama sebep olmuştu. Şimdi karşımda dikilmiş, uzamış boyu ve yüzünün daha da değişmiş olması dışında eski çocukluğuyla duruyordu. Ne düşüneceğimi bile bilemiyordum. Bir süre oturduk ve anlatmasını, bu zamansız gidişini ve aynı zamansızlıktaki gelişini teker teker açıklamasını istedim.
Gözlerinin içinde daha önce hiç görmediğim bir şey vardı. Sanki tüm duyguları çekilmiş, yerine yapmacık ve bir o kadar da samimiyetsiz duygular konulmuştu. Sanki eski Eylül yoktu. Hani içimize bir kurt düşer ya bazen. Öyle olmuştu işte. Ama nedense o kurdun peşinden gitmek istemedim çünkü daha öncelikli işlerim vardı.
Eylül saçlarını eliyle geriye attı ve yüzünü düşürüp konuştu
"Ablacığım, nasıl başlasam bilemiyorum. Bana kızmakta son derece haklısın ama çocukluk işte. Halamlarla Kanada'da kalmam, sizi buralarda bırakmam oldukça yanlıştı ama umarım beni affetmeye hazırsındır."
Sesinin bile hafif değişmiş olduğu dikkatimden kaçmamıştı.
Bir şey söylemedim ve devam etmesi için izin verdim.
"Babamın ölümü benim için çok ağırdı. Sen benden hep daha olgundun aramızdaki az farka karşın. Senin gibi büyük davranamadım çok üzgünüm. Yıllar sonra karşına geçmis bunları söylüyor olmam sana ne kadar samimi gelir bilmiyorum ama..."
Elimle saçlarını okşadım. Her ne olursa olsun Eylül benim kardeşimdi ve onu eskisi gibi korumaya, kabullenmeye hazırdım. Annemle daha önce buluşmuşlar. Tabii annemin fenalaşması ve ağlama krizlerine girmesini atlıyorum. Bu ani gelişi annemin kalbine de dokunmuştu çok. Dilimin bağı çözülünce aklıma gelen ne varsa sordum. Akşam annem gelince de daha detaylı konuştuk. Ama artık buyümüştü ve hatırladığım gibi birisi değildi. Evet kardeşimdi, canımdı. Ama içim elvermese de söylemek  zorundayım, bir yabancı gibiydi. Gözleri başka bakıyordu, kalbi başkaydı.
Eylül'ün gelmesi bizi o kadar etkilemişti ki Cihan'ı, düğünü tamamen aklımdan çıkartmıştım. Arada gelen mide bulantılarım olmasa, bebeğimin varlığını bile unutacaktım.
Derdimin üstüne dert eklenmesi zaten alıştığım bir durumdu ama her seferinde bundan daha fazlası olmaz desemde oluyordu. Birbirimize alışmamız zor olacaktı. O günün akşamı hepimiz odalarımıza çekilmişken Cihan'a mesaj atmam gerektiğini düşündüm. O atmazdı, aramazdı da ama ben öyle değildim. Telefonu elime aldım ve mesaj kısmına girip adını buldum.
S:'Hiç konuşmadık bugün yazmak istedim. Eylül geldi, kardeşim. Aklım şimdi daha da karışık ne yapsam bilemiyorum.'
Telefonu kapatıp derin bir nefes aldım. Çok beklemeden cevap gelmişti
C:'Eylül?'
Hakliydı çünkü ona bahsetmemiştim hiç. Gerçi hakkımdaki çoğu şeyden bahsetmemiştim.
S:'5 senedir görmediğim kardeşim. Biraz karışık bir konu neyse boşver. Benim aklımda birkaç şey var düğünle ilgili. Yarın musaitsen bir ara buluşalım.'
Yalandı. Aklımda hiçbir şey yoktu çünkü düşünecek 1 saniyem bile olmamıştı. Aslında bakarsanız kafamda hep bazı şeyler vardı değişmeyen. Ama üstünde durmamıştım.
Telefonun tireşmesiyle Cihan'dan mesaj geldiğini sanmıştım ki öyle değildi. Eylül mesaj atmıştı
E:'Abla uyumadıysan gelebilir miyim? Uyku tutmadı da.'
Gelebileceğin söylediğim bir mesaj atarak telefonu tekrar kapattım. Aslında istediğim tek şey kendimle baş başa kalmaktı ama bunu ona söyleyemezdim. Biraz sonra Eylül kapıyı çalarak içeri girdi. Yanıma gelmesini işaret ederek biraz sağa kaydım. O da yanıma girince uzun zaman sonra ilk defa bu kadar mutlu olduğumu hissetmiştim sanırım. Dediğim şey hâla geçerliydi. Eylül değişmiş gibiydi ama şu an bile çocukluğundaki gibi kokuyordu. Kendimi biraz daha güçlü hissettim. Öylesine bir şeylerden konuşurken Cihan mesaj attı.
C:'Yarın aslında doluyum. Şirkete yeni alımlar yapılacak onları takip etmem lazım. Çok hızlı başladı her şey.'
Unutmuştum. İş hayatına atılması çok hızlı olmuştu. Aslında bu bana biraz daha zaman kazandıracaktı ama yarın hiç görüşmeyeceğimiz gerçeği yüzümü düşürmüştü.
Konuşmalara gözü kayan Eylül, sorusuyla beni kendime getirdi.
"O kim abla?"
Gözlerimi kırptım ve birkaç mırıltı çıkarttıktan sonra en doğrusunun ona olanları anlatmak olduğunu düşünüp derin bir nefes aldım. Hamile olduğumu öğrendiğinde sevinmiş gibiydi. Bebekleri sevmezdi ama benim adıma sevinmiş olması doğaldı tabii. Elini karnıma koydum ve ona bebekliğiyle alakalı bir şeyler anlattım. Saat 11.53 tü. Göz kapaklarım iyice ağırlaşıyordu. Eylül uykuya dalmak üzereydi. Saçlarına dokundum, hâla yumuşacıktı. Hayat böyleydi, ne zaman neyi nasıl karşınıza çıkaracağı belli olmuyordu. Eylül'ü bulmak benim için elinizde en değer verdiğiniz şey neyse onu kaybedip bulmak gibiydi. Ama ters giden bir şeyler olabileceğini o gün gözlerinden sezmiştim.

BENİM MİNNOŞLARIM NASILMIŞ? EVET BU DA DÜZENLENMIŞ BUR BOLUMDUR. HEPINIZI ÇOK ÖPÜYORUM//XXX

BebekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin