Ders başlamasına rağmen sınıfta hala Mert'in okul başkanı seçilmesinin sevinci yaşanıyordu.
Öğretmen her ne kadar uyarsa da kimsenin onu umursadığını sanmıyorum. Ders sınıf öğretmenimizin dersi olduğu için herkes rahat davranıyordu.
Öğretmen de iyi birine benziyordu zaten. Gelir gelmez Mert'i tebrik etmişti.
Sınıftaki diğer çocukların şakalarını izlerken Berkan'ın konuşmaya başlamasıyla ona döndüm.
"Öğretmenim izninizle bir konuşma yapmak istiyorum. Mert'in okul başkanı seçilmesiyle alakalı."
Öğretmen kafasını 'olur' anlamında salladı.
Berkan öğretmen masasının üstüne oturup konuşmaya başladı.
"Mert'in okul başkanı seçilmesi üzerine bir parti vermek istiyorum. Bütün okulun katılacağı şekilde bir parti olsun. Babamın iş arkadaşları ve müdürle konuşurum gerekli yeri bizim için ayarlarlar. Ne dersiniz? Yapalım mı? Hem kafa dağıtmış oluruz. Siz ne dersiniz öğretmenim?"
Sınıftakiler 'oley, yaşasın, yapalım, çok güzel olur,' tarzında şeyler söyleyince öğretmen de kabul etti.
Berkan konuşmaya devam etti.
"Ama bir fikrim daha var. Bilirsiniz böyle parti işlerinde hep okullar öğrencilere yanlarında bir partner ile gelmelerini söyler. Biliyorum çok klişe ve saçma ama bunu biz de yapalım. Partiye gelmek için yanınızda bir partner getirmelisiniz."
Bunu Sude'yle sevgili olduğunu bütün okulun gözüne sokmak için yaptığını biliyordum.
Artık görevi bıraktığıma göre onu uzaktan da sevebilirdim. Bu yüzden bu konu hakkında düşünmeyi bırakıp olayın asıl kahramanı Mert'e baktım.
Gerçi Berkan bence Mert başkan seçilmesiydi bu sefer de 'teselli partisi' gibi bir fikir sunup yine sevgilisi olacak at ağızlıyı gözümüze sokardı.
Mert gülümseyip bana baktı.
"Benimle gelmek ister misin?"
Bu kadar ani söylemesine şaşırmış olsam da "Tamam." dedim.
Ayağa kalkıp Berkan'ın yanına gitti ve kulağına bir şeyler söyledi.
Berkan'ın yüzüne baktığımda sırıttığını gördüm. Ne söylemişti acaba?
***
"Çok mu beklettim?"
Mert arabanın kaputuna yaslanmış, sesimi duyunca da dikelmişti.
Beni süzerken "Aslında 2 saat 35 dakikadır beklediğimi düşünürsek çok beklettin ama buna değmiş. Çok güzel olmuşsun." dedi.
Teşekkür ettim ve ona baktım.
Siyah dar bir pantolon, siyah supra ve beyaz bir gömlek giyip üstüne de siyah bir ceket almıştı. Ceketin sol göğüs kısmında 'Mert' yazıyordu. Özel tasarımdı herhalde.
Ona döndüm ve gülümsedim.
"Sen de çok şık olmuşsun."
Başını 'Teşekkür ederim' anlamında eğip ön koltuğun kapısını oturmam için açtığında kaşlarımı çattım.
"Şoför gelmeyecek mi? Sen mi süreceksin?"
Oturmam için eliyle işaret yaparken "Evet ben süreceğim. Endişelenme iyi bir sürücüyüm." dedi.
Kafamı sallayıp koltuğa oturdum. Kapımı kapatıp sürücü koltuğuna oturdu.
"Emniyet kemerini tak. Önce güvenlik."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OYUN -TAMAMLANDI-
Teen FictionBelki de aşk hiç beklemediğin bir yerdedir... *** Hikaye tamamlandı. Destekleriniz için teşekkürler. ^.^