BÖLÜM -14-

146 14 6
                                    

Çok geç gelen bir bölüm. Özür dilerim. Umarım beğenirsiniz. İyi okumalar. ^.^

Mert arkasını dönüp giderken onu öylece izlemek çok berbat bir duyguydu.

O benim tek arkadaşımdı. Gerçi o beni arkadaşı olarak görmediğini ve arkadaş olmak istemediğini daha 2-3 dakika önce söylemişti.

Nedense garip hissediyordum ve bu garip hissi gidermek için elimden gelen bir şey yoktu.

Koridordakilerin hepsi bana bakıyordu fakat bunu önemsediğim pek de söylenemezdi. Çoğunluğun yüzündeki ifade 'sana üzülüyorum' der gibiydi. Geri kalanlar ise piçimsi bir şekilde sırıtıyordu.

Şuan yapmam gereken tek şey Mert'le aramı düzeltmekti. Ancak bana büyük sorun oluşturan bir şey vardı. Aramızı nasıl düzelteceğimi bilmiyordum.

Merdivenlerden aşağı inip sınıfa doğru ilerledim. Ben giderken koridordaki kalabalık da dağılmaya başlamıştı.

Benden başka kimsenin olmadığı sınıfa girip diğerlerini ve öğretmeni beklemeye başladım.

Sınıf yavaş yavaş dolarken içeri girenler bana bakmayı ihmal etmiyordu.

Resmen okulun maskarası olmuştuk ve bunun baş suçlusu Berkan'dı. İçimdeki ses Mert'in intikamını kötü alacağını söylüyordu. Umarım da alırdı.

Sınıfa öğretmen girdiğinde herkes yerlerine oturdu.

Kitabımı çıkarıp yanımdaki boşluğa baktım. Mert derse girmemişti. O okul birincisiydi ve onun derslerden geri kalması iyi bir şey değildi. Bunun için ona ders notu tutacaktım.

Derse yavaş yavaş odaklanıp deftere notlar alırken işittiğim seslerle oraya kulak kabarttım.

"Mert'in kendisine aşık olduğunu nasıl anlamaz? Bu kız tam bir aptal."

"Bence numara yapıyor. O her şeyin farkında ama saf kız rolü oynuyor."

"Sude ondan nefret etmekte haklı. Ece çok kötü biri. Okul başkanımız onun yüzünden ne hallere düştü."

Dişlerimi sıkıp gözlerimi kapattım. Olabildiğince sakin kalıp derse odaklanmalıydım ama kesilmeyen sesleri buna engel oluyordu.

Önümde üç seçenek vardı. Birincisi onları her ne kadar zor da olsa duymamazlıktan gelip dersin bitmesini bekleyecektim. İkincisi öğretmenin onları fark edip uyarması için dua edecektim. Üçüncüsü de ilkokul çocuğu gibi onları öğretmene şikayet edecektim.

Normalde laf yemeyeceğimi bilsem üçüncüsü en kolayıydı fakat ben ikincisini yapmayı tercih ettim.

"Arka sıradaki dörtlü çenenizi kapayın! Kimse sizi dinlemek zorunda değil. Dedikodunuzu teneffüste yaparsınız!"

Dualarım kabul olduğu için içimden sevinç çığlıkları atarak derse kulak verdim.

***

Bugün okuldaki mesaimizin bitmesine son iki ders vardı ve boştu.

Bazı öğrenciler aşağı inip bahçede veya kantinde takılıyordu ama büyük çoğunluk sınıftaydı.

Dışarı çıkan öğrencilerin hepsinin sınıfa aniden girmeleriyle bütün herkes oraya dönmüştü.

Aralarından biri "Mert kimsenin sınıftan çıkmamasını söyledi. Çıkan olursa disipline gönderecekmiş." dediğinde arkadan Berkan'ın kahkasını duydum.

"Hah. O aptal hala okulda mı? Ah arkadaşlar dışarı çıkamazmışız yoksa bizi disipline gönderirmiş. Çok korktum. Şimdi ne yapacağız?"

OYUN -TAMAMLANDI-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin