Hayat neydi ? Bir içim su mu ? Tabiki bu işin komik tarafı. Hayat çok farklı bir kavramdı.Ne hayatı sen bilebilirdin nede o seni. Süpriz bir kutuyu düşünün yada bir çekiliş . İşin kötü tarafı senin bahtına çıkanı kabullenmekteydi. Beklediğin şey gelmeyince doğaldı tabi isyan etmen. Kim para yatırdığı birşeyden ucuz bir eşya almak isterdi ki. Gerçek hayattada bu böyleydi. Hayatını adadığın şey uğruna herşeyi yapmak istersin ama o şey hiçbir zaman yüzünü sana dönmez. Bundada bir hayır vardır deyip boşvermekte başka tabi.
Ama işte hayat hayallerinin sırtını bembeyaza boyayıp beyaz bir odada tutuyordu. İşin kötü tarafı ise hayallerin hicbir zaman önünü dönmüyordu sana. Bu yüzden bembayaz odada onu kaybediyordun sonsuza dek. Taki hayallerin önünü dönerek siyah tarafını sana göstererek.
Bunu ders çıkarmıştım yıllar önce kendime. Hayallerin sana yüzünü dönmüyorsa beyaz sırtıyla onu beyaz odaya hapset. Emin ol hayallerinin olmaması , onların bir toz dumanına karışıp seni bogmasından daha cezbedici geliyordu.
" Niye ... " aynadaki yansımama dahi içimdekileri anlatamıyordum. Gözlerimden akan yaslara dur diyemiyor , boğuk çıkan sesimi dizginleyemiyordum. Yapamıyordum işte . Satırlarca yazdığım cümlelerin hiçbirini sesli olarak söyleyemiyordum. Buda benim farklı bir yanımdı işte. Ben satırlarda milyonlarca yıldızı anlatırken , sesli bir şekilde güneş'in adını bile söyleyemiyordum. Güneşte bir yıldızdı değilmi? Milyonlarca yıldızdan bir tanesi.
Lavoboya eğildim ve soğuk suyu açıp avucuma suyu doldurdum. Soğuk su yüzümle her temas ettiğinde bir izi siliyordu. Ağladığıma dair olan herşeyi... Son kez çarptım suyu yüzüme ardından gülen yüzümü ortaya koyarak aynaya baktım.
Hersey yolundaydı işte. Mutluydum.
Peki gerçekten öylemiydim?
Lavobodan neşeyle çıktım ve çalışma masasının üzerinde olan çantamı alıp odadan çıktım. Babam çoktan uyanmış yemeğin başına oturmuştu anlaşılan. Merdivenlerden seke seke indim ve şarkı söyleye söyleye söyleye mutfağa girdim.
" Hayırdır kızım bu ne neşe ? "
Yanağından öptükten sonra yerime oturdum.
" Çaylak ressamlar yarışmasına kabul edildim. "
Babam gülerek önündeki tabaktaki peynirden çatalıyla alarak ağzına attı.
" Buna sevindim. Yarışmayı kazanmana yardımcı olabilirim istersen ? "
İşte duvarların üstüme üstüme geldiği an buydu benim için. Sesler durmuş hayat bana bir taraflarıyla gülmeye başlamıştı. Halbuki mutluydum bugün . Bir soruyamı bağlıymış yüzümdeki gülümsemenin solması. Elimdeki çatal ve bıcağı sert bir şekilde masaya bıraktım. Sonra gözlerimi babamın yeşil gözleriyle birlestirdim.
" Yine aynı şeyi yapıyorsun . " kelimelerim boğazımdan tehtitvari çıkıyordu sanki. Çıkarken izledigi yolda acı veriyor ve hırıltılı bir ses çıkarıyordu boğazımdan.
" Benim bir şey yaptığım yok Güneş "
Yapıyordu ama. Bunu sürekli yapıyordu.
" Yapıyorsun... Paranla herseyi çözmeye çalışıyorsun. " ve ben bundan nefret ediyorum baba.
Koluna taktığı pahalı olduğu uzaktan bile belli olan saatine baktı. " Geç kalacaksın Güneş."
Ve yine konuyu değiştirmeye çalışıyorsun ve en çokta bu üzüyor beni .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Asosyal Ressam
HumorBenim hayatım bir film gibi değildi. Yada hikaye konusu. Çok farklıydı. Evet bir hikaye olurdu.Ama diğer hikayeler gibi klişelere uymazdı. Benim gibiler genelde baş rolleri kenardan izleyen tiplerden olurlardı. Emin olun bizler Başrollerden da...