14. " Beni anlayacakmısın o tek cümlede? "

191 12 3
                                    

    Saatleri bilirmisin? En aptal eşyalardan biridir saat aslında. Geçen zamanı saniyelere, dakikalara hatta saatlere sığdırıyor. Ve yaşadığımız onca anıyı amaçsızca geçmişte bırakabiliyoruz. İnsanlar aslında saati yanlış anlarlar. Geçen bir zaman yok. Biz her zaman aynı günün etrafında döneriz. Sadece güneşin görmediği yer gece,  güneşe yüzünü dönen ise gündüzdür. Bu bir döngüden ibarettir. Ve insanlar bu döngüyü anlamak için saati yapmışlardır. Ama git gide zaman insanların depresyon sebebi veya intihar etmesine yol açmıştır. Çünkü geçen zamanın geri gelmeyeceğine inanmışlardır.

    Oysaki dünyanın bir yeri sürekli karanlık olmaya mahkum değildir. Yada güneşin sıcaklığıyla yanıp kavrulmaz. Elbet güneş gittimi bir daha geri gelmeyide bilir.

   Bu yüzden elimden kaçıp giden zamanı keyfimce yaşardım. Taki annem ölene kadar. Çünkü annemin geçmiş zamanda kaybolup gittiğini ve bir daha gelmeyeceğini anlamam çok uzun zaman sürdü. Herşey bir gün gelirdi. Lakin kaybettiğin insanlar gelmezdi.

     Gözlerimi kırpıştırdım. Ciğerlerimi yakan koku bana hem huzur veriyordu hemde ağlama hissi. Nasıl bir şeydi bu. Bu hissi tadmayalı uzun bir süre olmuştu.

    " Kokun?... " dudaklarımdan bir kelime çıkmıştı fakat konuştuğumu onun kaşlarını çatıp anlamadığını belirterek bakan yüzünden anlamıştım. Ama ona diyecek veya söylediğim cümleyi tamamlayacak kelime bulamıyordum.

    " Ne kokusu? "

    Ne diyecektim şimdi.

    " Eminim pis koktuğundan bahsediyordur. "

   Gözlerim kapı eşiğinde yaslanmış bize bakan Melisa'ya döndü. Onla konuşmayalı uzun zaman olmuştu. Son gördüğümden daha canlı duruyordu yüzü. Bir şeyler olmuştu.

    Kapıdan içeriye girdi ve yanımda durdu. Bana göz kırptıktan sonra Gökalp'e döndü. Elini göğsüne koyup ittirdi.

    " Biraz uzak dur yeni çocuk. "

     Gökalp, Melisa'nın eline baktıktan sonra iki adım geriye gitti. Bu haraketiyle Melisa'nın eli boşlukta kalmıştı.

    " yeni çocuk mu? "

    Melisa sorduğu soruyu umursamadan elini uzattı.

    " Ben Zehra. Ama Güneş bana Melisa der... Bence sen deme. "

     Onun bu umursamaz halini seviyordum. Üstelik benim konuşamayacak olduğumu bildiğinden böyle ortaya atlamıştı.

    " Banane! " melisa biraz bozulsada umursamadı. Tam ağzını açıp bir şey diyecekken Gökalp konuşmaya başlamıştı bile.

    " Üstünü giy. Yoksa ben sana zorla giydirmesini bilirim. "

    Güldüm. " yapamazsın. "

    Melisa bana döndü. Ardından bana doğru eğildi ve mırıldanarak konuştu. " Yapacakmış gibi duruyor. "

    Ellerimi göğsümde birleştirdim. " Bir yere gitmiyorum. "

    Alt dudağını ısırdı. Kafasını aşağı yukarı sallarken 'sen bilirsin' mesajını veriyordu.

    " Tamam o zaman sende böyle gelirsin."

    Derin bir nefes aldım ve sesli bir şekilde dışarıya bıraktım. " istersen dene? "

    Bir iki adım attı bana. Yakasına taktığı güneş gözlüğünü çıkardı. Ben gözlüğü izlerken ne olduğunu anlamadan belimden tutmuş ve omzuna atmıştı. Şuan götü ile bakışıyordum. Aman allahım!!!

Asosyal RessamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin