Sonsuz gökyüzü her yeri kaplıyordu. Yıldızlar, birbirleriyle yarış içine gibilerdi. En fazla ben parlayacağım der gibi. Halbu ki bilselerdi ne kadar eşsiz olduklarını. Bir ressamın bile bu kadar harika bir eser çıkarması neredeyse imkansız. Gözlerimi kapatıp ciğerlerime bolca havayı doldurup geri verdim.Gözlerimi açtığımda bana durmadan göz kırpan yıldızları görmek beni gülümsetmişti. Oldukça parlaktılar ve oldukça uzaktılar.
Şu an penceremin önüne geçmiş koltuğuma oturup yıldızları izliyordum. Gece yarısını geçmişti. Kolumdaki saate baktığım da 05:57' yi gösteriyordu. Uyku tutmadığından zaman geçirmek adına yıldızları izlemeye başlamıştım. Hala aklımdan atamıyordum babamın bana verdiği tepkileri. Kızgındım, kırgındım. Ama hala onun beni yanına almasını istiyordum. Hayatımda babamdan başka kimsem yoktu ki. Annemin ailesini , akrabalarını tanımıyordum bile. Babamın ailesinden sadece dedemi ve babaannemi tanıyordum ama ne yazık ki ikisi de aynı gün farklı yerlerde ölmüştür. Barlas, benimle neden evlendiğini hala anlamış değilim ama bana bir açıklama yapmasını beklerken o beni umursamıyordu bile. Neden evlendim? Neden babam bana bakmadı, sahip çıkmadı? Kafamda ki soruları cevapsız bırakmak oldukça canımı sıkıyordu.
Oturduğum yerden kalkıp karanlık odaya boş boş bakmaya başladım. Dışarıdan gelen böcek, kuş sesleri bana iyi geliyordu. Dikkatimi dağıtmaya ihtiyacım var. Üstümde siyah tayt ve siyah bir kazak vardı. Saçlarımı salık bırakmıştım. Bu evde oldukça sıkılmıştım. Annemi özlemiştim hem de çok. Bir anda aklıma gelen şeyle dolaşımını karşısına geçip ceketimi aldım. Sırt çantamın içini kontrol edip kollarımın arasından geçirdim. Odadan çıkmadan önce boş bir kağıt bulup üstüne 'bir kaç saate evde olurum, işim çıktı. Merak etme kaçmıyorum' yazdım . Oldukça sessiz adımlarla Barlas in odasına adımladım. Komedisi üstündeki o lüks arabasının anahtarını alıp odasından çıktım. Evden çıkmadan önce de salondaki masanın üzerine notu koymayı da unutmadım tabii.
Dışarıya çıkar çıkmaz soğuk bütün vücudumu esir almıştı. Yağmur yeni durmuştu. Toprak kokusu oldukça tazeydi. Annem gibi kokmuyordu ama. Etrafı gözden geçirdiğimde bekçi kulübesinde iki tane adam uyukluyordu. Yavaş adımlarla yanlarından geçtim. Biri oldukça sesli horluyordu. Yanındaki nasıl olurda bu sese uyanmaz gülümsemeden edememiştim. Umarım ,Barlas bana çok kızmaz.
Yolum oldukça uzundu. Araba dışarıdaydı. Hemen arabaya atlayıp emniyet kemerimi taktım. Korumalar az çok uzağımda kaldıklarında beni fark etmeleri oldukça güçlü. Arabayı çalıştırıp önüme bakmaya başladım. Vücudum yanıyordu. Bu yaptığım belkide çok saçma bir şeydi ama annem her kezden önce gelir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAHIN KUSURU(tamamlandı)
Romance"Ben karanlığım, benim sevmeye hakkım yok Büşra anlasana" dedi Barlas acı içinde "Sen karanlık değilsin sadece ışığı sevmeyen koca adamsın. Sen benim aydınlığımsın anladın mı?." dedim kendime inanamayarak. Büşra, on dört yaşı...