Mavi - 1. Bölüm
“Paydos!” Hocanın bağırışının hemen ardından, tüm sınıf deli gibi koşturarak spor salonundan çıktı. Onları her zamanki küçümsemeyle inceledim; çünkü yaptıkları şeyin mantığını 10 yıldır çözebilmiş değildim.
“Mavi!” Adımı haykıran tanıdık sesle arkamı döndüm ve çıkış kapısında, çantasını tek omuzuna asmış, sabırsızlıkla bana bakan Mira’yı gördüm. “Bugün gelecek misin canım? He?”
“Geldim be, of.”
Çantamı iki omuzuma da asıp, Mira’nın yanına doğru yürüdüm. Yanına vardığımda, bilerek onu yana doğru ittirdim. Tam küfürlerini saydırmak için ağzını açmıştı ki -öyle olduğunu biliyordum, çünkü bunu ne zaman yapsam bana küfrederdi- bu sefer Cem’in bağıran sesini duydum.
“Hadi yürüsenize!”
Neden bugün yürümem/yürümemiz için bu kadar baskı yapıldığını anlamıyordum. Tamam, belki günlerden cumaydı ve ders çoktan bitmişti ama, servisle gitmiyorduk ya? Yürümesek ne olurdu yani? Nereye geç kalırdı-
“Geç kalıyoruz!”
Şaşkınlıkla gözlerimi büyüttüm. Eve mi geç kalıyorduk?
“Nereye gidiyoruz?” Diye sordum Mira’ya dirsek atıp.
Önce tersçe baktı bana sonra, suratında dehşete düşmüş bir ifade belirdi. “Ay, Mavi unuttum ya!”
Evet, bir şeyi unuttuğu yeterince barizdi.
“Cem grup seçmelerine katılıyor bugün, biz de gidiyoruz.”
“Biz?”
Suratıma geri zekalıymışım gibi baktı. “Bazen o sınav notlarının hayal ürünü olduğunu düşünüyorum, biliyor muydun?”
“Aman be,” Dedim bıkkın bir ifadeyle. “Hem o şeydi-”
“Evet evet.” Diye geçiştirdi beni. “Neyse işte, annenin haberi var. Geliyorsun yani.”
“Nerede bu seçmeler?” Sonunda okuldan çıkıp, Cem’in yanına ulaştığımızda, Cem kollarını Mira’ya doladı.
“Fatih Koleji’nde.” Cem sorumu yanıtlayınca, suratımı buruşturdum.
Orası her kolej gibi zengin züppe dolu yapay zeka binasıydı. Birkaç kez konferanslar yüzünden gitmiştim, onun dışında hiç gitmemiştim.
Beni en sinir eden şey de, çoğu kızın oraya gidenlere ilk kez insan görmüş gibi bakmasıydı.
Fatih Koleji’yle bizim okulun arası yürüyerek 15 dakikaydı, ama yürümeye zamanımız olmadığından, -güya bunun tüm sorumlusu benmişim!- karşıdan gelen minibüsü durdurduk. Ve beş dakika içinde okul kapısındaydık. Onlar bizden yirmi dakika daha geç çıkıyorlardı.
İçeriye girdiğimizde, sırtlarında, keman, gitar çantaları asılı olan en az yirmi insan gördüm. Seçmelerin yapılacağı salona giderken hiç konuşmadan, sadece iç içe geçmiş olan Cem ve Mira’yı takip ettim. Arada içimden Cem’in boğazına yapışıp o benim arkadaşım be diye haykırmak geliyordu ama kendimi tutuyordum. Çünkü hem onlar iki yıldır sevgiliydi, hem de Mira Cem’i çok seviyordu ve eğer Cem’le benim yüzümden arası bozulursa büyük ihtimalle şey yapardı… Şey… bana çikolata yedirirdi! Hem de kilo problemim olduğunu bile bile!
Her neyse, konumuz tabii ki benim kilo problemim değil.
“Mavi, kantinden bir şey istiyor musun?” Diye sordu Mira. Kafamı hayır manasında salladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi
Teen FictionYüzünün her noktası ezberimdeydi. Kulak memesinin bitiminde beşgen şeklinde tuhaf olduğu kadar öpmeye de doyamadığım bir beni vardı. Kulak memeleri ayrıktı, bu yüzden o beni öpmek benim için hiçbir zaman zor olmamıştı. Elmacık kemikleri o kadar bel...