14. Bölüm

7.1K 322 17
                                    

Sonra Aras'la göz göze geldik; kısa bir an için.

Kafasını hızla başka bir yere çevirdiğinde, ben ona bakmaya devam ettim. Bakacaktım; çünkü elimden gelen tek şey buydu.

Mavi | 14. Bölüm

12 Mayıs, 2004

Aras kolları arasındaki kedinin başına bir öpücük kondurdu.

Bu, Mavi'nin onaylamayan bakışlarını üstüne çekmesine neden olmuştu. "O sokak kedisi! Mikrop kaparsın."

"Nasıl sokak kedisi olabilir ki?" Aras'ın pembe dudakları şaşkınlıkla aralandı. "Sokaklar kedi mi doğurur?"

Küçük kız, çocuğun aptallığına gözlerini devirmeden edemedi. "Hayır, sokak kedisi sokakta yaşayan kedi demek. Sahipsiz yani."

Aras'ın kafa karışıklığı azalırken kediyi tekrar öptü."Neyse, sence Nilsu bunu beğenir mi?"

"Hangi Nilsu?"

"Kreşteki işte."

Mavi bacaklarını sallamdırmayı kesti. "Ona mı vereceksin kediyi? Neden?"

"Sen benimle evlenmeyi kabul etmedin Mavi." Aras şimdi kızgındı. "Ben de, kreşte sana en çok benzeyen kişiye,  Nilsu'ya, evlenme teklifi etmeye karar verdim."

"Biz benzemiyoruz bir kere!" Mavi çok sinirli gözüküyordu. "Hem onun kabul edeceğini nereden biliyorsun?"

Aras kediyi kollarına iyice sarıp ayağa kalktı. "Anneme sordum," dedi oğlan bilmiş bir edayla. "Ona bir hediye verip öpmeliymişim."

Kızın kaşları havaya fırladı. "Nasıl öpeceksin?"

"Dudağından. Babam annemi öyle öpüyor. Biz de evleneceği Nilsu'yla."

Kızın içi sinirle kaplanmıştı. Niye Aras evlenmeye bu kadar takmıştı ki? Daha altı yaşındaydılar, hem altı yaşındaki insanlar öpüşür müydü?

Keşke azıcık mantıklı olsaydı.

"Nilsu seninle öpüşmez."

Mavi Aras'ın onu nasıl Nilsu'ya benzettiğine de bir anlam veremiyordu. Nilsu hem arsızdı, hem de çirkindi.

"Öper," diye diretti Aras. "Ya da ben onu öperim."

Daha önce hiç böyle hissetmemiştim. Bu his öylesine yeniydi ki, canımı inanılmaz yakıyordu. Daha önce böyle hissetmemiştim; çünkü Aras'la hiçbir yakınlığımız olmamıştı. Bana dokunmasının verdiği hazzı tatmamış, vücudum onun benliği yüzünden alev almamıştı. Şimdi anlıyordum ki, hislerimin hepsi aslında sahteymiş. Asıl kıskanmanının, asıl kahrolmanın ne olduğunu yeni öğrenmiştim.
Tam olarak öpüşmemiştik belki ama dudakları benimkilere değmişti, şu an ise bir başkasıylaydı. Onu öpüyor, ona sarılıyordu.

"Mavi?" Derin'in parmakları önümde şıklatıldı. "Rengin attı, iyi misin?"

Nefes almayı unuttuğum dakikaların öcünü almak istercesine, upuzun bir nefes çektim içime. Fakat sanki ciğerlerim hala oksijensizlikten yanıyordu. Böyle olmamalıydım, Derin durumumu anlayabilirdi. Dakikalardır aralıksız Aras'ı ve o kızı izliyordum. Belki de çoktan anlamıştı. Fakat durduramıyordum kendimi, öyle berbat bir histi ki.

"İyiyim," Dedim sonunda. Sesim çatlaktı. "Tüm gün heyecandan bir şey yiyemedim, midem bulandı."

Ona güvence verircesine gülümsedim. Ne kadar gülümsemeye çalışırsam, içim de o kadar çok parçalara ayrılıyordu.

MaviHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin