Merhabalar, merhabalar. Ne demişler, geç olsun güç olmasın (aslında benim için çok güç oldu ama neyse), sonunda yazıp yayınlayabildim. Buna bolundan yorum istiyorum açıkçası, özellikle beğenmediğiniz yerleri yazarsanız çok sevinirim asjdhgfgs. Neyse, Yelda'ma bu bölümü yayınlamam için bana gaz verdiğinden dolayı kocaman teşekkür ediyorum.
Şimdi gidip okuyuun! Beğenip yorum yapmayı da unutmayın, iygünler. -kalpartıyanyatmışsekiz-
Ve düzenleyerek belirtiyorum: multimedia'daki şarkı çok tatlı oldu bu bölüme bence, dinlemeden geçmeyin. (ya da geçin çünkü HIW'i sizinle paylaşıyor olabilmem bile mucize, ehe)
“Çünkü,” Dedi Aras, dudaklarını benimkilere kapamadan hemen önce. “Derin seni böyle öpemez.”
Bana söylediği şeyin, dakikalar önce sorduğum neden?sorusunun cevabı olduğunu anlamam, epey vakit almıştı.
Mavi | 16. Bölüm
Tamam, ilk öpücüğümün nasıl, nerede ve kiminle olacağını defalarca kurgulamıştım. Mesela, bir ağacın altında romantik bir şey olabilirdi. Ya da sevgilimle tartışırken, beni öperdi ve ben de mest olurdum. Şey, çünkü bilirsiniz filmlerde falan böyle olurdu ve benim hayatım film izlemek üzerine kuruluydu.
Kiminle olacağını düşünmeye çok daha fazla zaman harcamıştım. Aras’ın olmayacağından, veya olamayacağından o kadar emindim ki, onu ihtimaller dahilinde bile tutmamıştım.
Fakat, olmuştu. Şu an için hayatımın aşkı olarak gördüğüm kişi, bana ilk öpücüğümü vermişti. Ve, tanrım, daha önce hiç öpüşmemiş olabilirdim ama kimse bunun harika bir öpüşme olmadığını söyleyemezdi.
Halen Aras’ın kucağında otururken ve başımı onun omuzuna yaslamışken, nefes alışverişlerimiz düzen içerisindeydi. Kaç saattir burada olduğumuzu bilmiyordum ama hava epey kararmıştı.
“Aras?” Dedim, başımı kaldırıp onun yüzüne bakmaya çalışırken.
Gözlerini kapatmış, başını arkaya doğru yaslamıştı. Onu izlemeye devam ederken, “Hmm?” diye bir ses çıkardı.
Bundan cesaret alarak, ellerimi yanaklarına koyup başını kaldırdım. Bu hareketimle gözlerini açıp bana bakmıştı. Aras’ın gözleri bana hiç böyle bakmamıştı, böyle, şey, duygu yüklü?
“Derin seni böyle öpemez derken ne kast ettin?”
Evet, tamam, merhaba. Ben her güzel anın içine çomak sokabilen o kızlardanım, ehe.
Dudakları çok hafif büzülürken kaşlarını çattı. “Çünkü ben izin vermem, Mavi.”
Bunun üzerine çatılan benim kaşlarım olmuştu. İfademi komik bulmuş olacak ki, kıkırdamaya başladığında, yavaşça omuzuna vurdum. “Sen Nilsu’yu öpebiliyorsun,” Dedim kızgınca. Sonra aklıma, birkaç saat önce Aras’ın Nilsu’yla öpüştüğü yeniden dank etti. “Hatta aynı gün içinde ikimizi de öptün ama-”
“Mavi,” Kafasını iki yana sallayarak çarpık çarpık gülümsedi. Bunu ona yasaklamalıydılar, çünkü, ee, hiçbir insan böyle bir şirinliğin karşısında kızgın kalamazdı. Ellerini okul eteğimin altına sıvıştırıp, parmaklarıyla tenimde yolunu buldu. Parmaklarını, bacaklarımda hissedince, kızarmaya başladığımdan emindim. “Sence Nilsu’yu böyle mi öptüm?”
Az önce tapılası bir gülüş için kıvrılan dudakları, düzeldi. Aras boynunu öne uzatıp dudaklarını benimkilere sürttü. Onun büyüsüne kapılıp, omuzunda tuttuğum ellerimi önce ensesine ardından saç diplerine yerleştirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi
Teen FictionYüzünün her noktası ezberimdeydi. Kulak memesinin bitiminde beşgen şeklinde tuhaf olduğu kadar öpmeye de doyamadığım bir beni vardı. Kulak memeleri ayrıktı, bu yüzden o beni öpmek benim için hiçbir zaman zor olmamıştı. Elmacık kemikleri o kadar bel...