Merhabalar, efenim. Şey, bu yazdığım en uzun bölüm ve Mavi'nin miladı gibi bir şey. O yüzden, böyle bolundan yorum istesem çok görmezsiniz bence. Yine de, kontrol etmeden yayınlıyorum, yazım ya da mantık hatalarım varsa, affedin.
Ve bölüm bugün doğum günü olan, çoklu sevdiğim sevgililerimden biri olan Yelda'ya ithaf edilmiştir. İyi ki doğmuşsun, Koalaların en güzeli.
Şimdi, size iyi okumalar yorum yapmayı ve beğenmeyi unutmayın. İyi geceler!
“Mavi!” Sabahın yedisinde, şakıması biraz garipti. “Aras, Aslı’dan ayrılmış.”
Ayrılan taraf Aras mıydı? Öyleyse, bu Aslı’yı sevmediği anlamına mı gelmeliydi?
Kafamı iki yana sallayıp dudaklarımı birbirine bastırdım. “Seçmelere katılmaya karar verdim.”
Mavi | 12. Bölüm
“Ve hepinize iyi seneler!” Coğrafya öğretmeni, gülümseyerek dersi bitirdi.
Madem iyi bir sene geçirmemizi istiyorsun, o zaman ne diye ders işliyorsun, değil mi? Günün son saati coğrafyayla geçtiyse, nasıl iyi bir yıl geçirebiliriz ki?
Çoktan toparlamış olduğum çantamı omzuma geçirdim. Mira’yi bekledikten sonra, kapıya yöneldim. Dışarı çıktığımda, gördüğüm ilk yüz, Yağmur’unki oldu.
Kendi sınıfından çıkmış, koşar adımlarla bana doğru geliyordu.
“Şimdiden iyi seneler!” diye bağırıp kollarını bana doladı. Etraftaki herkes bu modda olduğundan, dikkat çekmiyorduk.
“Sana da.” Dedim ben de kollarımı ona sardığımda.
Sonunda, Mira sınıftan çıktığında, Yağmur aynı işlemi onda tekrarladı.
Onları bekleyip çıkışa doğru yürümeye başladım. “Mavi?”
Kafamı Yağmur’a çevirdim. “Güzel bir akşam geçireceksin, kızım. Ne bu surat?”
Somurttuğum dudaklarımı, normal hale çevirdim. “Sorma,” diye geveledim ağzımda. “Güzel bir akşam geçiririm kesin.”
Mira kaşlarını çattı. “En azından Aras yalnız olacak.”
“Belki birisini bulmuştur.”
İkisi de bana kötü kötü bakınca, parmaklarımı dudağımın üstüne götürüp fermuar kapatıyormuş gibi yaptım.
Yılbaşı planı, her zamanki gibi benden bağımsız yapılmıştı. Birtan’ın anne ve babası, şehir dışına çıkacağı için bizi evine çağırmıştı. Beril, benim adıma teklifi kabul etmiş, Mira da onu desteklemişti.
Yani bana söyleyecek bir söz kalmamıştı zaten. Oysa, ben de Yağmur gibi kitap okuyarak girmek istiyordum yeni yıla. Ya da ne bileyim, film izlerdim. Çekirdek falan çıtlardım?
Şimdi, şöyle bir bakınca, çok pasif bir insan olduğumu düşünmüştüm.
Yani, Yağmur bile o kadar ısrar etmemize rağmen, gelmeyi kabul etmemişti. Ama bana doğru dürüst sorulmamıştı bile.
“Ben kaçtım!” Dedi Yağmur okul kapısından çıktığımızda. “Film falan kiralayacağım.” Sonra bana döndü. “Sen de somurtup durma.”
Kafamla onayladım, ama bana kötü bakışlarından atınca, 32 dişimi de göstermek zorunda kalmıştım.
Yüzünde onaylayan bir ifade belirdikten sonra, bize tekrar sarıldı ve zıt yönde ilerlemeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mavi
Teen FictionYüzünün her noktası ezberimdeydi. Kulak memesinin bitiminde beşgen şeklinde tuhaf olduğu kadar öpmeye de doyamadığım bir beni vardı. Kulak memeleri ayrıktı, bu yüzden o beni öpmek benim için hiçbir zaman zor olmamıştı. Elmacık kemikleri o kadar bel...